Genç İnsanı Anlamak

Psk. Ayla Kahraman

Genci anlamak gerçekten çok mu zor?
   Onun dünyaya açılan pencereleri kuşkusuz farklıdır. Çocuksuluktan nem kapmış, yetişkinlikten ufak kalmış bir var olma çabasının hareketliliğine;  deneyimlerimizin bize kattığı ve o an durduğumuz noktadan bakarsak; iki kuşak arasındaki uçurumu biraz daha açmaz mıyız?
   Tecrübenin tek başına yeterli olabileceği bir saltanatımız yoktur. Her yeni kuşak; yeni arayışlarla, yeni çıkmazlarla ve çatışmalarla gelmektedir. Her yeni kuşak, insanlık tarihine bir şeyler katarak, yerini kendinden sonrakilere terk etmektedir. İşleri oluruna bırakmak ve “bırakınız yapsınlar” türünden bir rehavete kapılmak da çözüm değildir. İnsan olmanın farkındalığında böyle bir tercih yoktur.
   Onlar, verilen tarihi rolü oynarlar. Var olan koşulları zorlamak, değiştirmek ve ilerlemeyi sürdürmek. Farklı olmak, farklı adımlar atmak, en sevilenden gelse de karşı çıkmak, karşı çıkarken bile ihtiyaç duymak. İterken bile sarılmak… Başlarının döndüğünü anlamak kolay, değil mi? Peki, başları bu kadar dönerken, onlardan düzgün yürümelerini beklemek?
   Onlardan beklediklerimiz ve onların kendilerinden bekledikleri farklılaştıkça, uçurum büyür. Uçurum büyüdükçe, biz yetişkinlerin dünyayı yaşama biçimimizdeki rutinlerden kaçılır. Onlara koşulsuz ve kolayca sunduklarımız çok çabuk tüketilir. Her türlü sorumluluk ve görevden muaf tutarak, geleceğini kurması için verdiğimiz zaman acımasızca tüketilir. İhtiyaçlarının engel oluşturmaması için verdiğimiz para anında harcanır. Kolay elde ettiği her şeyden çabuk sıkılır ve rutini bozacak, bizden uzaklaşacak yeni arayışlara doğru yol alır.
 Oysa ki, libero bile olsalar, oyunun sürmesi için, hepimize ihtiyaç vardır.
   Görevlerini başaracak yeni cephane arayışları onların hatalarını, çatışmalarını bazen de ne yazık yenilmelerini ve ışıklarını kapatıp bilinmeyene doğru yok oluşlarını yaşatır dünyaya. Çoğunluğun veya otoritenin kalıplaşmış doğruları, sorgulanır. Yerlerine yenileri aranır. Hata yapmasına yönelik korkularımız, bize duyduğu ihtiyacı görmemizi engelleyebilir. Bize itiraz ederken ya da reddederken, bizden etkilenmeye devam eder. Yaşadıklarına yönelik eleştirilerimiz ve yargılarımız; onun kendisini daha acımasız değerlendirmesine neden olur. Kendine güven ve saygıyı kazanması gereken bu devrede, yaşadığı reddedilişlerle, rotasını kırması ve köprüleri atması çok doğru gelir.
   Bu arada o daha büyümektedir. Hâlen hormonlarının idaresindedir. Bu; öfkesini, aşkını, arzularını doğru yönlendirecek beceriyi henüz oluşturmadığının işaretidir. Yani sonrasını düşünmeden anlık kararlara ya da hazlara kapılmak için şartlar uygundur.
Uyuşturucu, cinsel sapkınlıklar ya da yaşamla dengeyi farklı kuracak isyanlar cephane ararken ödenen bedellerden bazılarıdır.
Bunlar yok edicidir ve ne yazık, kendi etti kendi buldu diyemeyeceğimiz kadar da bize aittir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.