Selehattin DÖNMEZ / STAR GAZETESİ
Gece yeme sendromu (NES) 1955 yılında Stunkard, Grace ve Wolff tarafından tanımlanmış ve henüz resmi olarak yeme bozukluğu olarak kabul edilmemiştir. NES, şişman kişilerin yüzde 10’unda olduğu düşünülen bir yeme bozukluğudur. Gece yeme sendromu olan kişilerde; kahvaltı yapılsa bile sabah anoreksisi, uyandıktan sonra ilk öğünü birkaç saat geciktirme, gece yediklerinden dolayı mide bozukluğu, akşam hiperfajisi, günlük kalorinin en azından yüzde 50’sinin son akşam yemeğinden sonra atıştırmalar ile alınması, akşam kalori alımının gündüzden fazla olması, yenilen besinlerin genel içeriğinin şeker ve nişasta gibi karbonhidratlardan oluşması, haftada 3 gece en az bir kez uyanma ve uyku problemleri, geceleri sık sık uyanmalar sırasında yüksek kalorili atıştırmaların yapılması, bu durumun en az 3 ay sürmesi, yedikten sonra suçluluk, sıkıntı, gerginlik ve sinir, özellikle gece sinir, gerginlik, karamsarlık, ve sıkıntı, diğer yeme bozukluğu kriterlerine uymama gibi özellikler taşır. Tedavide temel prensip zayıflama programı ve beslenme eğitimidir. Gece yeme sendromu (GYS) ile ilgili prevalan çalışmaları sınırlıdır. Rand ve arkadaşları tarafından yapılan 2097 kişilik popülasyon çalışmasında GYS prevalansı yüzde 1.5 olarak belirlendi.
DEPRESYON VE BENLİK KAYGISI
GYS, tüm ağırlık gruplarına göre kıyaslandığında şişman bireylerde oldukça yaygındır. Şişmanlığın derecesi ile GYS arasında pozitif ilişki bulunmaktadır. Ancak bazı araştırmalar bu ilişkiyi desteklememektedir. Gece yeme sendromu ile psikonevroz ve depresyon arasında anlamlı ilişkiler mevcuttur. Yapılan bir çalışmada, ağırlık yönetim programına katılan 76 şişman bireyden yüzde 14’ünde gece yeme sendromu saptanmış ve bu kişilerin kontrol grubuna göre yüksek depresyon ve düşük benlik saygısı gösterdiği ortaya çıktı.