Aktüel Psikoloji / Haber Merkezi
Gebelik dönemi kadın hayatının en karmaşık dönemlerinden biridir. Psikolojik ve bedensel çok sayıda değişimin izlendiği bu dönemde kadının bir takım alışkanlıklarının da değişmesi ve yeni bir yaşam biçimini benimsemesi doğal bir adaptasyon şeklidir. Bununla beraber yaşanan bu sürece uyum adına yapılanların, yanlış bilgilenmeler yüzünden, henüz var olmakta olan bebeği korumak adına takıntı halini alması doğru ve açık bilgilendirme ile engellenebilir. Burada hekim-hasta ilişkisinin net ve anlaşılır kurulması gebe ve eşini rahatlatmakla beraber; gelişmekte olan bebek için her koşulda en doğrunun yapılabilmesine olanak sağlamaktadır.
Özellikle cinsellik konusunda bilgilenme-bilgilendirme alışkanlığından yoksun yani bizimki gibi toplumlarda gebelikle beraber cinselliği konuşmak daha da zor bir hal almakta ve bu da bilginin, yerini yanlış inanış ve gereksiz korkulara bırakmasına neden olmaktadır.
Nedir doğrusu? Gebelikle beraber cinsellik sona ermeli mi, yoksa cinsel hayatın devamı aynen mümkün müdür?
Hamileliliğin ilk dönemlerinde başka bir nedene dayanan düşük tehdidi söz konusu değilse cinsel ilişkinin düşüğe yol açması söz konusu değildir!
Hamilelik, embriyonun ana rahmine düşüp tutunması ile başlar. Bu dönem kadının henüz gebe olduğunu bilmediği ancak aslında sürecin başladığı bir dönemdir. Gebelik teşhisine kadar geçen sürede – ki bu 2-3 hafta kadar bir zamanı içerir- kadınlar hamile oldukları bilgisinden bağımsız, normal hayat rutinlerine devam etmektedir. Haliyle cinsel hayatları da her zamanki şeklindedir. Bu esnada yaşanan cinsel ilişkiler aslında gebelik adına en riskli dönem olmasına rağmen gebeliğin başlaması adına bile bir risk teşkil etmezler. Hamilelik teşhisi konulduktan sonra da cinsel ilişkiye devam etmemek bu nedenle de gereksiz bir tedbir sayılabilir. Embriyonun oturduğu rahim boşluğu ile ilişkiye girilen vajina aynı organ değildir. Vajina kubbesi ile rahim boşluğu arasında anatomik ve kimyasal bariyerler mevcuttur. Bu nedenle cinsel ilişki sırasında bebeğe zarar vermek söz konusu olamaz. Ancak ilişkinin gerek travmatik gerekse kimyasal açıdan ilk üç ay içerisinde düşüğe yol açıp açmaması yine de bilimsel açıdan da bir merak konusu olmuş ve bu konu üzerine bilimsel çalışmalar da yapılmıştır. Yapılan çalışmalarda başka nedenlere bağlı olarak düşük tehdidi olmayan kadınların cinsel ilişkiye girmesinin düşük olasılığını artırmadığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle de eğer gebeliğinizde başka bir nedene dayanan düşük tehdidi söz konusu değilse cinsel ilişkinin düşüğe yol açması söz konusu değildir.
Gerektiğinde psikolojik destek yardımı almaktan çekinmeyin
Gebeliğin ilk üç ayında anne adayında genel olarak bir halsizlik, uyku hali, mide bulantısı mevcuttur. Bu agresif değişimler anne adayının cinsellikten uzaklaşmasına ve isteksizliğine neden olabilmektedir. Bu çok doğal ve aynı zamanda geçici bir süreçtir. Anne adaylarının çok az bir kısmında bu isteksizlik altta yatan başka nedenlere bağlı olarak devam edebilir. Bu durumlarda çiftlerin birbirine açık, yardımcı ve anlayışlı olması sürecin daha kolay geçirilebilmesini sağlamaktadır. Çiftin zorlandığı durumlarda psikolojik destek alınması ilişkinin geleceğinde sorunun devam etmesini engelleyebilir.
Gebeliğin İlerleyen Dönemlerinde İlişki Sayısında Bir Sınırlama Yoktur
Gebelik ilerledikçe anne adayının hormonal dengesinde de değişiklikler olmaktadır. İlk 12- 14 hafta hamileliğin en zor geçirilen dönemiyken sonrasında anne adayı çok belirgin rahatlayacaktır. Vücudunda hissettiği genel halsizlik, bulantı gibi şikayetler biter. Dahası değişen hormon dengeleri ile çok daha enerjik, mutlu ve heyecanlı bir hal alır. Bu dönemler kadınların gebelik döneminde libidosunun en yüksek olduğu dönemlerdir. Genital bölgedeki kanlanma artışı sayesinde daha kolay uyarılır ve daha kolay orgazma ulaşabilir. Bu libido artışı tamamen normaldir. Ve cinsel ilişkiye girmenin bu dönemde de herhangi bir zararı olmadığı gibi ilişki sayısında bir sınırlamada yoktur. Çiftler, birbirinin ihtiyaç ve talepleri konusunda anlayışlı ve sabırlı davranarak, istediklerini yaşayabilirler.
Orgazm Anne ve Bebek İçin Risk Oluşturmuyor
Bu konuda yanlış bilgilenmelerden biri de orgazm olmanın bebek ya da anne sağlığı açısından bir risk teşkil edebileceği düşüncesidir. Orgazmın kadın vücudunda nelere sebep olduğu uzun yıllardır bilinen bir gerçek. Bununla beraber, yine uzun zamandır gebe kadınların orgazm yaşamaları sırasında ve sonrasında bedeninde oluşan değişiklikler bilimsel açıdan bilinmektedir. Gebe kadının orgazm olmasının bebeğe ya da kendine hiçbir zararı yoktur. Orgazm sonrası genel bir rahatlamadan sorumlu olan endorfin salgısının, bebeğin de yararına olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle cinselliği hem en istekli hem de en rahat yaşayabileceğiniz ikinci üç aylarda bu konuda çok rahat olabilirsiniz. Ayrıca gebeliğin bu ayları kendinizi en çekici hissettiğiniz döneminiz olduğundan partnerinizle olan cinsel hayatınız için çok renkli ve değişik deneyimler de söz konusu olabilir.
Gebeliğin Son Dönemlerinde Cinsel İlişki, Halk Arasındaki Yaygın Kanının Aksine, Erken Doğuma Neden Olmaz
Hamileliğin son dönemlerinde anne adaylarını en çok yoran şey karnında giderek büyüyen bir ağırlık taşımak ve beraberinde gelen ödemin yıpratıcı etkileridir. Bu dönemde ve özellikle doğuma yakın zamanlarda anne adayları kendilerini daha hareketsiz kılar ve kötü hissetmeye başlarlar. Çoğu kez gebelerin aklına cinsellik gelmemektedir. Üstüne üstlük bu dönemlerde cinsel ilişkinin erken doğuma neden olabileceği de sıkça karşılaşılan bir düşüncedir. Ancak genel kanının aksine cinsel ilişki varlığı ya da sayısının erken doğumla bir ilişkisi saptanmamıştır. Gebeliğin doğuma yakın zamanlarında da cinsel ilişkiye girilebilir. Burada en başta yaşanan sorunlardan biri bebeğin varlığından kaynaklanan cinsel birleşmede teknik yetersizlik olabilir. Bu sorunu cinsel birleşme pozisyonunda farklılık yaparak aşmak mümkündür ve bebeğe herhangi bir zarar verme olasılığı yoktur.
Gebelik, hayatınızı devam ettirebileceğiniz ve kadın olarak yaşayabileceğiniz en güzel ve özgün deneyimdir
Sonuçta hamilelikte cinsel ilişkinin bebeğe ya da anne adayına en ufak bir zararı bulunmamaktadır. Eğer anne adayının bu duruma engel bir problemi varsa ya da yüksek riskli bir gebelik mevcutsa bu durum hekiminiz tarafından size bildirilecektir. Bütün bunlardan önemlisi gebenin kendi durumu hakkında hekimden bilgi alması ve gebelikte yapabileceklerini kendine özgü belirlemesidir. Herhangi bir tıbbi probleminiz bulunmadığı koşullarda cinsellik yaşamaktan çekinmenize hiçbir neden bulunmamaktadır. Gebelik, hayatınızı devam ettirebileceğiniz ve kadın olarak yaşayabileceğiniz en güzel ve özgün deneyimdir. Bu muhteşem döneminizde cinselliğinizi de sınırlamanız gerekmeyecektir.