'Harem'in senaristi ve yapımcısı Gani Müjde, birçok aday arasından sizi seçmiş.
Gani Abi'nin çok uzun zamandır aradığı bir karakterdi 'Abide Sultan' ve biz karşılaştığımızda 3 binden fazla kızla görüşmüştü. Gani Müjde, kalemine çok güvendiğim bir isim ve bugüne kadar yaptığı işler de bunu gösteriyor. Senaryo geldi, okudum ve gülmekten nefesim kesildi. Absürt komedide komik olmayan tek karakter 'Abide Sultan'...
Sizce Gani Müjde'nin bu rol için sizi seçmesindeki sebep nedir?
Buna en doğru cevabı Gani Abi verebilir. Altıncı bölümde ondan çok güzel bir iltifat aldım; "Güzel kadının komedi oynayabileceğini gösterdin" dedi. Ondan bunu duyunca çok mutlu oldum.
Kariyerinize oyunculukla mı devam etmek istiyorsunuz?
Oyunculuğu çok seviyorum, evet mesleğim oyunculuk. Bu konuda iyi olabilmek için elimden geleni yapıyorum, hep de yapacağım. Öğrenmem gereken çok şey olduğunu düşünüyorum. Sunuculuk ve oyunculuğu bir arada götürdüğüm günler oldu, bundan sonra da olacak. Biraz yorucu ama mesleğimi seviyorum ve yaptıkça mutlu oluyorum.
Haremde bir cariye olmak, o dönemleri canlandırmak nasıl bir duygu. Şimdi olsa, haremde durabilir miydiniz?
Değişik bir duygu, yani düşünün sevgilinizi, kocanızı herhangi bir insanla paylaşabilir misiniz? Biz durumu kendi şartlarımıza göre değerlendiriyoruz tabii ki. İddia ediyorum bu soruyu bugün hangi kadına sorarsanız sorun 'Hayır' cevabını alırsınız fakat o zamanın şartlarına göre haremde cariye olmak, çoğu kadının hayaliymiş ve kadınlar bununla gurur duyarmış.
HALVET SAHNELERİ ÇOK KOMİK
Dizide halvet sahnesi de bir türlü gerçekleşemedi. Bu tür sahneleri çekerken neler yaşıyorsunuz?
Bir erkeğin boyunduruğu altında yaşamak, sözünden çıkmamak, onu başkalarıyla paylaşmak... Gamze Karaman için tüm bunlar ne ifade ediyor?
2012 yılında, herhangi bir erkeğin ya da kadının boyunduruğu altında yaşamak istemem ve yaşamam. Diğer taraftan; Gamze Karaman 1500'lü yıllarda yaşıyor olsaydı, muhtemelen sarayda cariye olmayı, dolayısıyla da bir erkeğin boyunduruğu altında yaşayıp, onu başkalarıyla paylaşıp sözünden çıkmamayı gurur kaynağı sayardı.
Biraz aşktan konuşalım; aşık olunca nasıl biri oluyorsunuz?
Aşk bir nevi akıl hastalığı bence. Mantıkla işleyen tüm fonksiyonlar duruyor aşık olduğunda. Yoksa sokakta yürürken kendi kendimize sırıtmamızı, hatta gülmemizi, midemizde olduğunu iddia ettiğimiz kelebekleri nasıl açıklayabiliriz ki?
Sizin ilişkilerinizde kimin daha çok sözü geçer?
İlişki bu. Bazen siz karşınızdaki kişinin sözünü dinlersiniz, bazen sizin sözünüz dinlenir. Sağlıklı bir ilişkinin de gereği budur bence.
ONU GÖRÜRSÜN VE VURULURSUN
Şu anda hayatınızda biri var mı? Nasıl biri sizin dikkatinizi çeker? Özel hayatımla ilgili sorulara artık cevap vermiyorum. Nasıl biri dikkatimi çeker bilemiyorum. O bir elektrik meselesi galiba; boyu şöyle olsun, saçı, kaşı, gözü şöyle olsun diyemeyeceğim. Aşk budur; görürsün, vurulursun.
Erkekte en sevmediğiniz huylar nelerdir?
Yine genelleyeceğim ama kadın ya da erkek fark etmez, yalancı insan sevmiyorum. Yalanın pembesi, moru da olmaz, yalan yalandır. Bir de gizemli insan sevmem. Dobra olacak, geçecek karşına açık açık konuşacak. Sevdiği şeyleri de, sevmediği şeyleri de açıkça söyleyecek. İnsanların içindeki oyunlara tahammülüm yok çünkü ben çok açık bir insanımdır. Ne hissediyorsam, onu o an söylerim karşımdakine. Susmam gerektiği zamanlarda bile susamam.
Birçok kişi sizi manken olarak tanıyor...
Bence öyle değil. Mankenlik mesleğine çok saygı duyuyorum ama ben farklı bir yol seçtim. Güzellik yarışmasından çıktığım için böyle bir algı vardı. Biz de güzel bir kadın gördüğümüzde, "Manken gibi kız" deriz ama artık bu kırıldı. Tepkiler, insanların beni oyuncu olarak gördüğünü gösteriyor.