Filistin İsrail Esir Değişiminde Psikolojik Üstünlük Kimde?

Dr. Recai Yahyaoğlu

Filistin ile İsrail arasında gerçekleşen Gilat Şalit ve binden fazla Filistin’li esirin değişimi farklı boyutlarda dikkat çekici özellikler taşıyor. Her iki tarafında kazançlı çıkarak mutlu olduğu bu değişim herşeye rağmen olumlu karşılanabilir.Her iki tarafta kuşkusuz  mutlu olmayı hak ediyor. Çünkü özgürlük güzel barış ise kutsaldır. Buna rağmen sorumuz şu: Dünyanın gözü önünde yaşanan bu esir değişimde psikolojik üstünlük kimde?…

Bu esir değişiminde geçmiş dönemlerde olanlara göre sayısal farkın büyüdüğü dikkat çekmektedir. Filistinliler bunu bir galibiyet olarak kabul ediyorlar. Bir zafer kazanmış edasıyla seviniyorlar. Adeta İsrail’i dize getirmişler ve ona ağır bir mağlubiyet yaşatmış gibiler…Fakat bu durum basit algı bozukluğunun da ötesinde acı bir yanılsama…

Oysaki yaşanan olayda ortaya çıkan psikolojik boyut çok farklı…Asıl sevinmesi ve zafer edasıyla gururlanması gerekenler itiraf etmek gerekirse İsrail’liler…Çünkü bir askerlerine karşılık binlerce Filistin’liyi serbest bırakma cömertliği! gösterdiler. Gerçi bunu isteyerek yapmadılar. Sonuç isteyerek veya zorla da olsa değişmez. Barışta değil savaşta kim daha çok bağışlayıcı olur ve jestte bulunursa o güçlü olduğunu diğer tarafa ispatlamış demektir.

Yahudi Devleti olan İsrail’in esir değişiminde gösterdiği bu enteresan hesaplama ve değerlendirme kriteri kendilerine ait özel psikolojik yapılarından kaynaklanır. Oysa ki “Bu psikolojiye ‘üstün ırk’, ‘seçilmiş millet’ anlayışı ciddi bir sinerji kazandırır. Bu besleyici kaynakla birlikte ortaya çıkan yüksek ivmenin meydana getirdiği haz; sadece Yahudiler için değil tüm milletler için zehirlidir” (Yahyaoğlu, 2010).

Türkler Çanakkale savaşında esir aldıkları askerlere yemek ikram edip onların tedavilerini yaparak kendilerine yakışan tarzda bir yaklaşım gösterdiler.Savaştığımız pek çok cephede düşmanlarımızı yenerken böyle yaptık. Yunanlıları Ege’ye dökerken bile kibarlığı elden bırakmadık. Kriz anlarında kim daha affedici ise psikolojik üstünlük ondadır…Bu esir değişiminde İsrail gerçekte korkusundan mı yoksa bir askerine verdiği değerden mi bu kadar esiri serbest bırakma kararı aldı?

Genel olarak korkuları fazla olsa da bu esir değişimi olayında gösterdikleri başarı kendi canlarına verdikleri önem ve onu kurtararak tekrar kazanma arzusundan kaynaklanıyor.İsrail tarihte de hep askerlerinin peşini bırakmamıştır. Çünkü onlar için hayat önemlidir Müslümanlar için için ise öteki dünya…Bir canın bu kadar kıymetli olmasını başka nasıl izah edilir? Onların canları bu kadar değerli iken bizim dokuz canımızın hesabı hala sorulacak…

Arapların ve özellikle Filistin’lilerin gerçeği görmeleri gerekiyor. Hatta İsrail ile sorun yaşayan hemen herkesin... İsrail kolay lokma değil... İsrail vatandaşının bir Filistin vatandaşına göre değeri her geçen esir değişiminden sonra artıyor…Bu durum hem bölgede hem de dünyada büyük anlamlar ifade ediyor…Bir kişiye karşılık binden fazla insan…Ve bin kat değer…

İsrail dünyaya özellikle Müslümanlara şunu söyledi: Birimiz bininize bedeliz… Savaşın çok acı bir sonucu bu… İster kabul edin ister etmeyin her şey ortada… Kan davalarında bile ailelerden bir kişiye karşılık bir kişi öldürülür. Uluslar arası ajan takaslarında nasıl bir yol izlenir orası meçhul. Fakat tam bir standardı olmasa da görünen ve tahmin edilen şekliyle değişim çoğunlukla bire karşılık bir esasına göre uygulanır…Adaletli olan da budur.

Bu esir değişimi diğer yandan şunu gösterdi. Bir vatandaşı için İsrail çok büyük bedeller öder. Şalid’in faturası İsrail için ağır oldu. Fakat İsrail’in vatandaşının ve askerinin arkasında durduğunu göstermesi bakımından da farklı bir psikolojik gerçeği sergiledi. Kaybın yanında kazancın büyüklüğü ortada… Hatta esir değişimini beş yıldır erteleyen İsrail gerektiğinde hatasından dönmeyi bilir!.. Bile dedirtti. Yüz ölçümü küçük de olsa gösterdiği özveri ve cesaret büyüktü. Bir Yahudi devleti olan İsrail için bir Yahudi bin Müslüman’a bedeldi.

Kimse kusura bakmasın. Öyle zafer kazanmış numaralarına gerek yok. Doğruyu canımızı acıtsa da söylememiz lazım.Canımız acıyacak işimize gelmeyecek diye doğrudan vazgeçemeyiz. Bu takas işleminde psikolojik üstünlük Yahudilerden yanadır. Her esir değişiminde olduğundan daha fazla hem de…Çünkü bu sefer sayılardaki oran daha belirgin şekilde adaletsizdir. Sayı bakımından karlı görünen Müslümanlardır. Oysa asıl karlı olanlar bu psikolojik boyutu tüm dünyanın gözü önünde sergileyen Yahudilerdir. Nicel başarı nitel başarının gerisinde kalmıştır. Ters oran. Tıpkı ters köşe gibi. Aritmetik hesabı iyi bilen Yahudi zekası işte…

Müslümanlar olarak kendimizi kandırmayalım. Psikolojik savaş bal gibi kaybedilmiştir. İşin diğer bir boyutu bu gerçeği kabul etmenin zorluğunun yanında bunu açıkça dillendirmeye cesaret edenlerin dünyadaki olağanüstü azlığıdır. Tarih bu gerçeği zihnimize dantel gibi işlemiştir. Bu olay ve tarihle birlikte sayıların ortaya koyduğu nicel değer analizi tarafsız ve düşman kitlelerin tutum ve davranışlarını sürekli etkilemeye devam edecektir. “Psikolojik Savaş, ulusal amaçlar için önemli olan dost, tarafsız ve düşman kitlelerin tutum ve faaliyetlerini etkilemek niyetiyle insan davranışlarının planlı ve programlı olarak kullanılmasıdır” (Boyacı, 2007).

İsrail orman yangınıyla boğuşurken yangın söndürme uçağını gönderen ve Şalit’in serbest kalması için müzakerelere katkı sağlayan Türkiye bu sağlıklı aklıyla onları hep şaşırtıyor.Onların zihni kin, nefret ve entrikaya odaklı.  Zekası parlak İsrail bu aklı anlayamıyor.Zeka ile akıl çok farklı şeyler. Türkiye İsrail’e göre değişebilen yüzeysel ve göstermelik bir psikolojiyle hareket etmiyor. Aklıyla davranıyor. Ve İsrail’e göre akıl sağlığı bakımından çok üstün. Bu yüzden son otuz yıldır terör belası ile uğraşmak zorunda bırakılıyor…Aklını durdursun, duygularını aklının önüne geçirsin istiyorlar.Ama çok beklerler…

İsrail özür dilemenin erdemini kavradığında aklı kesmesede özür dileyerek bize karşı psikolojik üstünlüğe yeltenebilir… Filistin’lilere iyice belletilen Yahudi kurnaz zihni yeni bir dizaynla kuşanabilir. Tek karlı durum Gilat’tan sonra Gazze kuşatmasının kalkması olur. Bunu kaldırmaya cesaret eden İsrail Türkiye’den özür diler. Başka bir şansı yok. Fakat bizden özür dilemelerinin anlamını ve dünyaya olan yansımasını kolayca sönükleştirebilirler. Gilat bu motivasyonla kuşatmayı kaldırıp Türkiye’ye özrü getirecek gibi görünüyor…

Psikolojik üstünlük Türkiye, Filistin veya İsrail’de mi? Birkaç farklı geometrik boyuttan bakın. Akıllı olmak ile psikolojik üstünlük farklı duruyor. Sanki akıl; psikolojik üstünlük gösterilerinin karşısında çaresizliği yaşıyor. Lütfen adil olup buna siz karar verin. Sakın kendi tarafınızı tutmayın. Dosdoğru olun. Bakın dosdoğru söyleyenler acıda olsa ne diyorlar. “Artık Gilad Şalit, bin 27 Filistinli eş değeri olarak özgür...İsrail şahin kesildi ve askerini kurtardı...Ama Mavi Marmara’da ölenler öldüğüyle kaldı...Ne onları fiilen öldüren İsrail, ne de öldürülmelerini olanaklı hale getirenler cezalandırılmadı” (Altan, 19 Ekim 2011). Fazla söze gerek yok. Akıl eninde sonunda galip gelir ama…Şimdiki sonuç da tüm çıplaklığıyla ortada. İşte bütün mesele bu.

Kaynaklar:

1-Yahyaoğlu Recai, Yahudi Psikolojisi, Nesil Yayınları 1.Basım, 2010, İstanbul Sayfa:227

2-http://acikarsiv.atilim.edu.tr/browse/229/242.pdf?show ,Uluslar arası Güç Mücadelesinde Psikolojik Savaşın Rolü, TC. Atılım Üni. Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslar arası İlişkiler Yüksek Lisans Tezi

3-http://www.stargazete.com/yazar/mehmet-altan/bir-israilli-kac-filistinliye-bedel-haber-391032.htm

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.