Fatih hocayı uzun zamandır psikolojik bir gözlemle takip ediyorum. Çoğu insan hocanın davranışlarını “yine Fatih Terimliğini yaptı” şeklinde yorumladı. Ama bence bu “Fatih Terimliğin” de üstüne çıkan bir davranış olmuştur. Gerçek Fatih Terim'in bu kadar kontrolsüz olması beklenemez.
Fatih hocanın aşırı bir stres yükü altında kaldığı ve bunun sonrasında da yıprandığı kanaatine vardım. Keşke kendisine ulaşabilsem de bir antistress yardım almasını önersem, aksi taktirde bu durum başına büyük bir iş açacak diye düşünürken Belçika maçı patlak verdi.
Neler Yapılabilir?
Aşırı ve uzun süreli stresli süreçler, hem bedende hem de beyin biyokimyasında bozulmalara sebep olur. Serotonin gibi önemli kimyasalların seviyesi düşer. Seviye düşünce mutsuzluk, keyifsizlik, saldırganlık, tahammülsüzlük, unutkanlık, dikkat ve konsantrasyon azlığı, uykusuzluk, kararsızlık, yanlış karar verme, yanlış anlama, alınganlık şikayetleriyle giden depresif tablolar oluşur.
Bir sürece cevaben ortaya çıkan bu tür depresyonlara 'Reaktif Depresyon' denir ve bu tür depresyonların ilk belirtisi genellikle öfke kontrolsüzlüğü ve gerginlik olur.
Futbolcu ve teknik adamlarda çok sık görülen, ancak sıklıkla atlanan bir durumdur bu. Sakatlanmaların, takım içi kontrolsüz davranışların, formsuzlukların birçoğunda bu tür bir depresyon etken olmaktadır.
Aslında yapılacak iş çok basittir. Bir psikiyatri uzmanına görünmek ve gerekiyorsa kısa süreli bir antistres terapisi görmek.
Bir araç nasıl uzun süre kullanıldığında bakıma ihtiyaç duyuyorsa, insan beyni de arada takviye edilmeli, bakıma girmelidir.
Fatih Hocanın tıpkı bir bedensel 'check up' gibi zihinsel 'check up'tan geçmesini tavsiye ederim. Onun buna, Türk insanın da ona ihtiyacı var.
Vakit kaybetme hocam...