EN FAZLA ETKİLENEN KADIN
Türk aile yapısında genellikle evlenene kadar ailesi ile aynı evde yaşayan genç yetişkinler, evlendikten sonra farklı bir dünya ile karşılaşıyor. Hem başka bir insan ile aynı evde yaşamaya uyum sağlamanın zorlukları, günlük yaşam alışkanlıklarından vazgeçme ve maddi sorumluluklar hem de ailelerin ilişkiye dahil olması birçok sıkıntıyı beraberinde getiriyor.
Yapılan araştırmalara göre duygularını dışa yansıttığında yargılanacağını düşünen kadın ise evlilik hayatının zorluklarıyla başa çıkamadığında mutsuz olmaya başlıyor. Erkekler ise duygularını ve isteklerini daha kolay gösterebildiği için, ayrıca kültürel açıdan da bu kadının isteklerini dışa vurmasına göre daha normal karşılandığı için evlilikten zarar görmüyor. Yapılan araştırmalara göre de kadınlar evlilik ile depresyona erkeklerden daha çok giriyor. Evlilik hayatı ise erkekleri depresyondan koruyor.
BOŞANMAK ZARARLI
Yapılan araştırmalara göre evliliğin ayrılıkla bitmesinden sonra erkeklerin depresyona girme riski artıyor.
EVLİLİĞE HAZIR OLDUĞUNUZU GÖSTEREN 3 İŞARET
Peki evlilik için gerçekten hazır mısınız yoksa sadece "yaşınızın geldiğini" mi düşünüyorsunuz? Psikolog Meltem Kavcar Sırmalı şunları öneriyor,
- Öncelikle evlenmek isteyen iki tarafın da birey olmuş olması gerekiyor. Herkes için tek bir yaş aralığı vermek doğru olmasa da genel anlamda 28 yaşın altı evlilik için yeterli olgunluğa erişilemediği anlamına geliyor.
- Her iki tarafın da mali olarak kendi ayakları üzerinde durması ve öğrenim hayatını bitirmiş olması gerekiyor.
- Evlilik kendinize ait bir iş, geçindirebildiğiniz bir eviniz, sosyal çevreniz, sosyal hayatınız olduktan sonra karar vereceğiniz bir şey olsun.