Eski ve yeni arasında kalmış ‘şimdi’

Melda BEKCAN

Bir bakıyorsun ki büyümüşsün; ama aslında küçülmüşsün. ‘Eski’ hayallerin yanında minnacık yer kaplıyor ‘yeni’ umutlar...


Başka anlamlar çıkıyor artık hayattan

Düğünlerden, cenazelerden, bayramlardan

‘Eskiden nasıldı?’ kıvamına geldi mi zihin bir kere

Olmuyor!

Geriye dönüş pek mümkün görünmüyor

Nereye gidersen git

Hangi deliğe girersen gir

Gerçeklerden kaçış yok

Unutmak,

Öyle kolay değil!

Anılar, gerisin geri iade edilmiyor

Ne  veresiye ne de kredi kartına taksitle

Hepsi üzerine peşin peşin yıkılıyor

***

Hani bir sağa bir sola döndüğün

Günlerce gözünü kırpmadığın

Bilinmez yerlere kaçan uykularına çare yok!

Yaşandıysa bitmiştir

Hesabı kesilmiştir

Paran da bulunsa pulun da

Maziye müsamaha gösterilmiyor. 

***

Her kim olursan ol

Her nerede durursan dur

Fark etmez!

En olmadık,

Hayal etmedik,

Beklenmedik olayları yaşasan dahi

Belli bir dönemin ardından

Terse dönüş başlıyor

Üstelik!

Seçenekler azalıyor

Çoktan seçmeli değil

Mecburi bir şık önüne konuyor

İster beğen, ister beğenme

Tercih hakkı verilmiyor…

***

Bir bakıyorsun

Ve anlıyorsun ki

Büyümüşsün,

Ama aslında küçülmüşsün

Cüssen zaten ruhuna pranga 

‘Eski’  hayallerin yanında,

Minnacık yer kaplıyor ‘yeni’ umutlar

Artık yerin dar

Nerede o ‘eski’ uçsuz bucaksız vahalar?

Her metrekare başına,

‘Yeni’ sınırların var

Zihnin de durmadan haykırıyor sana;

‘Maalesef buraya kadar!’

***

Nedense ‘Niçin?’ diye sormuyorsun

Belki de ihtiyaç duymuyorsun

Susuyorsun

Dinlemeye hiç yanaşmıyorsun

Sadece ve sadece gözlemliyorsun

Etrafında sıra sıra duvarlar var

Hadi diyelim hepsini yıktın geçtin

Peki…

Engelleri aşmak neye yarar?

Sonuçta kime fayda var?

***

İstemek ve istememek!

Uçağın kanatlarından her biri

Onlar, varlığımızın delili

Ne tamamen kesip atmalı

Ne de sürekli aynı kanada yaslanmalı

İşin sırrı, dengeyi korumak

Ve de korunmak

Sırf kötülüklerden değil

Altın görünümlü

Kıymetsiz alaşımlardan da  

Ama önce ikisinin farkını tecrübe etmeli

Bir ileri iki geri

Tıpkı mehter marşı gibi

Hiç durmadan

Dört bir yandan gelen tüm uyaranlara

Cevap mı vermeli?

Bence seçmeli

En önemlisi de

Zamanı iyi değerlendirmeli…

***

Uzun zamandır düşünüyorum;

An’larımın hesabını kim vermeli?

‘Eski’ neydi?

‘Yeni’ nerede saklanıyor?

Haa! bir de ‘şimdi’ olgusu var değil mi?

Eski ve yeni arasında sıkışıp kalmış gibi...