Ara sıra hepimizin yapmamız gereken işleri ertelediği, başka bir zamana ötelediği olmuştur. Fakat bu durum sürekli bir hal aldıysa ve artık günlük işlerimizi bile etkiliyorsa tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Literatürde “procrastination” olarak geçen, dilimizde “erteleme hastalığı” olarak bilinen bu durumla ilgili olarak Uzman Psikolog Mahir Efe Falay önemli bilgiler verdi.
Eğer her işimizi ertelemeye başladıysak ve bu durum günlük işlerimizi engelleyecek noktaya geldiyse, işte o nokta harekete geçmeniz gereken noktadır. Procrastination adında literatüre girmiş bu olgu, dilimizde “erteleme hastalığı” olarak geçmektedir. Erteleme
Hastalığının belli başlı nedenleri
- Mükemmeliyetçilik
- Motivasyon Eksikliği
- Kişiye uygun olmayan proje, ödev, iş seçimi
- Başarısızlık şeması, yani “zaten başaramam” inancı
Erteleme hastalığı olanlara tavsiyeler
Kısa yürüyüşler yapın: Dışarıda kısa da olsa zaman geçirmek zihninize ve bedeninize enerji verecektir.
Bölünmeyecek zamanlar seçin: Yani ortamı öyle düzenleyin ki o şeyi yapmaya başladığınızda aileniz ya da arkadaşlarınızdan hiç kimse sizi yaptığınız işten kaldırabilecek şekilde temas kuramasın. Farklı bir deyişle telefonunuzun sesini kısın, maillerinize bakmayın, Facebook ve Twitter’a girmeyin. İş bitince kaçırdıklarınıza ayıracak vaktiniz olacaktır.
En iyi zamanınızı bulun: Gün içinde en verimli olduğunuz zamanı tespit edin ve işleri olabildiği kadar o zaman diliminde yapmaya gayret edin.
İşleri 80/20 kuralına göre yapın: Yapacağınız veya yaptığınız şeyin %80’i bitince yayınlayın, olmuş kabul edin. Kalan 20’yi geri bildirimlere veya gördüğünüz eksiklere göre tamamlarsınız.
Her gün bir işi yapın: Başlamadan önce düşünün: “Bugün yapacak tek şeyim olsa, neyi yapsam en iyi olurdu?”
İşleri parçalara ayırın: İşleri bölün; özellikle büyük işleri. Her iş, birden çok alt parçaya bölünebilir. Bu sayede yapılması gereken şey aşmanız gereken kocaman bir dağ gibi değil, ufak şirin tepeler haline gelecektir.
En kolayları önce halledin: Yapılacak işi böldükten sonra 10 dakika veya daha kısa sürede yapılabilecek olanlar varsa işe onlarla başlayın. Onları yapa yapa aslında ne kadar çok şey yapabildiğinizi fark edeceksiniz.
Kısa aralar verin: 25 dakika çalışın ve 3 dakikalık kısa molalar verin ki beyniniz rahatlasın.
Kendinize hediyeler verin: Başlamadan önce ufak parçalar belirlediniz ya, her parçayı geçtiğinizde gidin ufak bir şey yiyin. Bisküvi, gofret, tatlı vb.
Bir Venn Diyagramı çizin: Dünyanın en büyük şirketlerinden General Electric’in Pazarlama Müdürü Beth Comstock, büyük işlere girişmeden evvel nereden başlaması gerektiğine karar vermek için Venn Diyagramları çizermiş. Bunun içinse 3 tane çember çizip 1. çembere “yapması gerekenleri”, 2. çembere “yapmayı sevdiklerini” 3. çembere ise “yapmaktan nefret ettiklerini” başlıklar halinde yazıp, işin alt maddelerini bu tabloya yerleştirip, “yapması gerekenler” ve “ yapmayı sevdikleri” kümelerinde kesişen şeylerle işe başlarmış. Siz de kendi Venn Diyagramınızı oluşturabilirsiniz.
Yeterince uyuyun: Eğer yorulmuşsanız dikkatini dağıtacak şeylere daha rahat kapılırsınız. Hele uykunuz da gelmişse mutlaka dikkatiniz dağılır. Yarım dikkatle yarım iş yapmaktansa yatın uyuyun.
“Neden” yaptığınızı hatırlayın: Saatler, günler, aylar boyunca uğraştığınız veya uğraşacağınız şeyin aslında ne için olduğunu kendinize hatırlatın. Verdiğiniz cevap sizi motive edecektir.
Bitmişler listesi tutun: Her günün sonunda yaptığınız şeyleri yazın. Bu sayede günün sonunda o gün ne kadar şey yaptığınızı görecek, hepsini yapabilecek gücün içinizde olduğuna inancınız artacaktır.
Kendinize iyi davranın: Tamam, geçmişte işlerinizi belki çok erteleyip durdunuz. Ancak unutmayın ki bu tavsiyeleri geçmişi aşmak için okudunuz. Demek ki sizde gereken umut ve motivasyon var. Kendinizden vazgeçmeyin!