TRT - Türkiye Menopoz ve Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Ertüngealp, Türkiye'de 100 kadından 4'ünün 25 yaşından itibaren erken menopoza girdiğini belirterek, bu kişilerin ortalama menopoz yaşı olan 48'e kadar hormon kullanmaları gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Ertüngealp, Türkiye'de menopoza giren 11 milyon kadın bulunduğunu, bunların 2,5 milyonunu bir yıldan fazla doktora gidenlerin oluşturduğunu söyledi.
Hormon tedavisinin menopoz dönemindeki kadınların yaşam kalitelerini artırdığını ve bazı hastalıklardan koruduğunu kaydeden Ertüngealp, ancak kişinin tedaviye adetten kesildiği gün başlaması gerektiğini ifade etti.
Menopoza girdikten sonra hormona başlamanın kadını alzheimerden de koruduğunu anlatan Ertüngealp, bunun yanı sıra tedavinin osteoporoz ve yaşlanmaya bağlı cilt bozukluğunu önlediğini söyledi.
En çok boşanmaların menopoz döneminde yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Ertüngealp, "Bu dönem kadınlarda eklem ağrıları başlıyor. Alınganlık, isteksizlik, ağlama nöbetleri, terleme, sıcak basması ve unutkanlık yaşıyor. Erkekte ise o dönem herhangi bir problem yok. Bu nedenle en çok boşanmaların olduğu dönem menopoz sonrası dönem. Menopoz bir kadın hastalığı değil, ailenin hastalığıdır. Ailenin ona yardım etmesi lazım" diye konuştu.
Menopoz döneminde kadınların göbeklerinden erkek tipi kilo aldığına da işaret eden Ertüngelap, hormon tedavisinin fazla yemek yeme isteği üzerine de etki yaptığını, ayrıca osteoporozdan kaynaklanan diş dökülmesini de engellediğini belirtti.
Hormon tedavisinin kişiye göre değiştiğini anlatan Ertüngealp, şunları söyledi:
"Sıcak basması ve terleme kadınların yüzde 75'inde görülürken, yüzde 25'inde görülmüyor. O yüzde 25'de ise kemik kaybı, alzheimer ve kalp krizi riski oluyor, cinsel yaşamı bozuluyor. O nedenle menopoz sonrası dönemde kadınlara bunların anlatılması ve hormon tedavisini kullanmaları şart. Ülkemizde 100 kadından 4'ü, 25 yaşından itibaren erken menopoza giriyor. Bunun nedeni belli değil. Ancak bu kadınların ortalama menopoza girme yaşı olan 48'e kadar hormon almaları şart."
Prof. Dr. Erdoğan Ertüngealp, karaciğer ve kan dolaşım bozukluğu ile genetik olarak damar pıhtılaşma faktörü olanlar ve kalp krizi geçirenlere hormon vermediklerini sözlerine ekledi.