İşsiz kalmak, para kaybetmek, ekonomik krizden etkilenmek... Hiçbiri insanı ikili ilişkilerdeki duygusal çatışma ve yoksunluk kadar etkilemiyor. Duygusal sorunlar, kişinin yaşamın pek çok alanında adım atma ve girişimde bulunma yönünü zedeliyor. İlişkilerdeki mutsuzluk ise para kaybetmenin getirdiği mutsuzluktan daha etkili bulunuyor ve her alandaki başarıyı etkiliyor. İ.Ü İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD Öğretim Üyesi Konsültasyon - Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, bunun en önemli nedeninin kişinin kendisini değerli hissetme duygusunun zedelenmesi olduğunu belirtiyor. İlişkide mutsuz olan insan kendini de mutsuz ediyor ve değersizlik duygusu, yaşama yönelik tüm olumsuzlukları tetikliyor.
KADIN MUTSUZLUKTAN DAHA FAZLA ETKİLENİYOR
Prof. Dr. Özkan, duygusal mutsuzluğun dünyanın her yerinde kadını daha çok etkilediğini belirtiyor. "Kadın daha duygusal olmasına karşın, erkeğin duygusal boşluğu daha kısa sürer ve erkek zihniyetinde, 'Başka kadın bulurum' inanışı daha yaygındır "diyen Özkan'a göre ait olma kavramına kadınlarda erkeklerden daha çok rastlanıyor. Kadın aşk ilişkisini duygusal olarak ve psikolojik zeminde yaşarken karşı cinse daha çok bağlanıyor. Erkek ise ben merkezci düşünce yapısından uzaklaşamıyor.
PSİKİYATRİSTE EN ÇOK KADINLAR GİDİYOR
Prof. Dr. Sedat Özkan, dünyanın her yerinde psikiyatri uzmanına giden kişilerin büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğunu ve bunun olağan bir durum olduğunu söylüyor. Kadının anaç yapısı ve sorumluluk anlayışı bunun önde gelen nedenleri arasında görülüyor. Ruhsal bozukluklara kadınlarda daha fazla rastlanması, onlardaki ruhsal bozukluğun daha çok olmasından değil, erkeklerin kendi başlarının çaresine bakmayı tercih etmelerinden kaynaklanıyor. Erkek, doktora "Koruyucu sağlık" anlamında başvurmak yerine sadece başının derde girdiğini düşündüğü durumlarda gidiyor.
DEĞİŞEN KADIN ERKEKTE PERFORMANS KAYGISI YARATIYOR
Günümüzde geleneksel anlayışların yıkıldığını ve hem kadının hem de erkeğin özgür bireyler haline geldiğini söyleyen Prof. Özkan, kadınların artık dişiliklerini de kişiliklerini de daha açık şekilde ifade ettiklerini belirtiyor ve "Bu durum kadını pasif halden uzaklaştırıyor" diyor. Bu değişimin erkekte tedirginlik yarattığını söyleyen Özkan'a göre bunun en önemli göstergesi erkekte meydana gelen performans kaygısı. Kadının değişimini kendileri için yatakta da hayatta da bir tehdit olarak algılayan erkekler, karşı cinsin toplumun her alanında ön plana çıkmasının, alışkanlık ve yerleşik davranışlarını tehdit ettiğini ve performans kaygılarını artırdığını dile getiriyorlar.
Haber Türk / Ceyda ERENOĞLU