Ergenekon misyonunu tamamladı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

Ergenekon soğuk savaş döneminde önemli işlev gören gayrinizami harp birimlerinin sivil uzantısı idi. Yeni ‘Savaş Konsepti’nde artık Ergenekon yapılanmasına ihtiyaç kalmadı. Zamanında tasfiye ve yeniden yapılanma yapılamadığı için vatansever kadro kendisini yasa dışı işlerin içinde buldu. Halkına psikolojik operasyon yaptırılarak kullanıldı. Kontrgerilla diye karşı çıkan eski Başbakan Ecevit bile suspus olmuştu.

Silahlı Kuvvetlerde halen aktif görevde olan bir arkadaşlarıma sordum. Son gelişmeler nasıl değerlendiriliyor diye. Aldığım cevap çok ilginçti. “Herkes işine bakıyor, yorum yapmama konusunda sessiz bir mutabakat var gibi” dedi. Bu iyi haberdi. Çünkü siyasete kafa yoran subay asıl görevini ihmal eder, en azından siyasete kalbini kapatmış bir Silahlı Kuvvet olursa siyasete ilgisini kapatmış dini cemaatler de olur ve toplum rahatlar.

Silahlı kuvvetlerdeki bu algıların değiştiğinin en büyük kanıtını Haber7 yazarı Sayın Yaşar İliksiz Genelkurmay web sayfasında tespit etmiş. Ayrıntıyı  “Dersini verdi de gidiyor paşam...” yazısında okuyabilirsiniz. Genelkurmay Başkanı Sayın Yaşar Büyükanıt’ın şu cümleleri çok anlamlı ve geleceğe ışık tutuyor.

 ".. Sokrates'in dediği gibi: "Aklın başlangıcı kavramların tanımlanmasıdır." Tanımlayamadığımız hiçbir husus bize ait değildir. Bu nedenle, öncelikle kavramların 'doğru anlaşılması' gerektiği düşüncesindeyim. Aksi takdirde, Maslow'un: "Elinde çekiç olan sadece çivileri görür" benzetmesinde olduğu gibi doğru anlaşılmayan kavramlardan yola çıkan birinin doğru sonuçlara ulaşması mümkün olmayacaktır.. ."

"... Harp Akademilerinin en önemli işlevlerinden biri de değişime ayak uydurabilen liderleri yetiştirmektir. Lider: olayların akışını tahmin edebilen, vizyon sahibi kişidir. Bilgi toplumu çağında temel özellik, sürekli değişimdir. Bunun için sadece bugünün koşullarına uymak yetmemekte, kurumları ve toplumu geleceğin özelliklerine göre değişime yönlendirmek, daha doğrusu, değişimin yönünü “okuyup”, yönettiğiniz toplumu o yönde değişime sevk etmek önem kazanmaktadır. Değişimi yönetmenin en iyi yolu değişimi yaratmayı bilen liderlere sahip olmaktan geçmektedir. Hedefimiz, ulu önder Atatürk’ün: “Ufuklara kadar görüyoruz, onun ötesini görmeye çalışacağız.” sözünü rehber edinen liderler yetiştirmektir...."

Bu cümleler askeri akıl değil ortak akıl cümleleridir. Zamanın ruhunu anlayan algılamadır. Bu cümleleri Yargıtay Başsavcısı’nın ve Ergenekon sözcüsü medyanın okuyamadığını görüyoruz. Bu cümleler laikliğin ve irticanın tanımlanması gerektirdiğini gösterir. Stratejik hedef olarak AB’den vazgeçmemeyi gösterir. Ulusalcıların tezi olan Avrasya stratejik hedefinin Enver Paşa hayali olduğunu öngörür. Bu cümleler MHP’li vatanseverlerin 27 Mayıs 1960’da Sayın Alpaslan Türkeş’in düştüğü tuzağa düşmekte olduklarını gösterir. Olaylara parti taassubuyla veya etnik taassupla değil geniş spektrumla bakalım.

Bir Genelkurmay Başkanı çıkıp da açıkça laiklik ve irtica kavramlarını tanımlayalım diyemez ki... Ergenekoncu arkadaşlarım vazgeçin inattan, dünya değişti ordudan işaret beklemek hayalciliktir. Bakınız ‘Ortak Akıl Yürüyüşlerine’ korku kültürü etkisindeki insanlarımızın bile artık değiştiğini gösteriyor. Türkiye’nin sükunete ihtiyacı var.

Yargıtay Başsavcısı Sayın Abdurrahman Yalçınkaya’nın sözlü iddialarını okuduktan sonra, bu kişi ya uzayda yaşıyor dünyayı yabancı gezegen gibi algılıyor ya da kendisini 1940’larda yaşıyor zannediyor diye düşündüm. Önce inanamadım dezinformasyon vardır ona haksızlık yapıyorlar diye yorumladım. Sonra gerçek olduğunu görünce toplumun % 70-80’ine mürteci diyen çağdan kopmuş anlayışa cevap vermek gerekir diye düşündüm. Sonuçta Ergenekonun halen güçlü olduğunu sanıp ‘Verilen görevin bilinci’ ile hareket ettiğine kanaat getirdim.

Nedenlerim belirgin algı çarpıklıkları ve tanımlanmamış laiklilk ve irtica kavramları ile hareket edildiğinin bilgilerine dayanıyor.

 “AKP  döneminde içki satışları düştü bu irticanın kanıtıdır.”
“AKP zekat müessesesini teşvik etmek için harekete geçti.”
“AKP döneminde  dini bayramlar ulusal bayramların önüne geçti.”

Sayın Başsavcının ifadelerinden aldığım laikliğin tehlikede olduğunun ve irticanın AKP döneminde yükseldiğinin kanıtları olarak sunulan deliller bunlar. Burada yaşanan algı çarpıklıkları dikkat çekicidir. Bilimsel olmayan, nedensellik bağı kurulamayan bu yaklaşım niyet okuma yaklaşımıdır. Hem pozitif hukuka hem de sağlıklı iletişim bilgilerine uymaz. İçki satışlarının düşmesinde, zenginlerin fakirlere zekat şeklindeki gönüllü yardımında artışın binlerce parametresi vardır. Dini bayramlarla, milli bayramlar birbirinin rakibi mi ki kıyaslıyoruz?

Her şeye siyasi anlam yükleyen, marksist veya gerici müzik diye müziği yasaklayan akıl bu akıldır. Gülen birisini gördüğünde ‘Benimle dalga geçiliyor’ diye düşünen insana inanılır mı? Gerçekleri test edemeyen ve tolere edemeyen akıl, kendisine benzemeyenleri DÜŞMAN OLARAK GÖREN akıl bu akıldır.

İnşallah Ergenekon savunucuları ve AYM üyeleri bu farkı görürler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.