Fakültenin Nöroşirurji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Uzan, yaptığı açıklamada, ilaç tedavisine cevap vermeyen epilepsi hastalarında cerrahi yönteme başvurulduğunu kaydetti.
Epilepsi cerrahisinde, beyinde nöbete neden bölümün bulunup çıkartıldığını anlatan Uzan, şöyle konuştu:
''Hastanın beyninin hepsini alma şansımız yok. Hastanın çalışan beyin dokusunu alırsak o zaman yaptığımız tedavinin bir anlamı yok. Bizim sofistike bir yer bulmamız gerekiyor. Beyinde bazı yerler var çok önemli. Kol-bacak hareket merkezi ya da konuşma merkezi. Mesela ben doktorum, nöbet geçiriyor olsam, en önemli yerim sağ elim, konuşma merkezim. Buralar alınsa sağ elimi kullanamasam, konuşamasam olmaz. Tamam nöbet duruyor ama konuşamıyorum. O zaman anlamı yok.''
Epilepsi cerrahisinde, krizi önlerken hastanın hayat kalitesinin de bozulmaması gerektiğini vurgulayan Uzan, şöyle devam etti:
''Epilepsiye bağlı ölüm oranı çok düşük. Epilepsi hastası araba kullanırken nöbet geçirirse, nöbete bağlı araba kazasından ölüyor. Evde nöbete bağlı ölüm yok. Bizim de cerrahi olarak hastalara zarar vermememiz gerekiyor. Onun için de özellikle konuşma merkezi, kol hareket merkezi yakınında çıkan nöbetlerde yerin iyi saptanması gerekir.''
-''KOMPLİKE BİR İŞ''-
Epilepsi cerrahisinin çok komplike bir iş olduğuna dikkati çeken Uzan, bu yöntemin Türkiye'de yavaş yavaş oturmaya başladığını ve ciddi anlamda sadece bir kaç merkezde yapıldığını söyledi.
Uzan, ''Çünkü çok komplike bir iş. Operasyonda epilepsi cerrahisinin konseptini bilen nörolog ve beyin cerrahı, radyoloji uzmanı, patolog, psikiyatrist bir arada olmalı. Yani bir makine gibi... Makinenin bütün dişlilerinin tutturulması gerekir'' diye konuştu.
Radyolojik yöntemlerin yeterli olmadığı durumlarda saçlı deriye elektrotlar yerleştirerek nöbetin nereden başladığını bulmaya çalıştıklarını Uzan, radyolojik görüntüleme yöntemlerinin yetersiz kaldığı ya da hastanın kendi nöbetinden şüphelendiği yer ile radyolojik yöntemin örtüşmediği durumlarda hastayı biraz daha incelediklerini söyledi.
Mustafa Uzan, ''Bu durumda iki ameliyat yapmamız gerekiyor. Birinci ameliyatta kafatasını açıyoruz ve içine elektrotlar koyuyoruz. Uçları baştan çıkıyor ve bunları da makineye bağlıyoruz. Nöbet geçirmesini bekliyoruz, yeri tespit edince, hasta bir kez daha ameliyat oluyor. Bu zahmetli bir iş... Hem hasta, hem doktor açısından...'' dedi.
-''BİR ADIM DAHA İLERLEME''-
Uzan, son bir yıldan beri epilepsi cerrahisinde dünyadaki gelişmelere paralel olarak bir adım daha ilerlediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu elektrotları beyin içine stereo taktik denilen bir yöntemle yerleştiriyoruz. Hastanın beyin MR'ını çekiyoruz ve elektrotları tam olarak nereye yerleştireceğimizi buluyoruz. Hastanın kafasına küçük bir delikten iğne şeklinde elektrotlar koyuyoruz. Böylece hastanın cildini fazla açmıyoruz, enfeksiyon riski daha az oluyor. Bu işlemden sonra hastayı uyandırıyoruz ve nöbet geçirmesini bekliyoruz. Sonra bunlardan kayıt alıyoruz. Nöbet geçirdiği zaman hangi kanaldan epilepsi başlıyorsa onu biliyoruz. Sonra bir harita çıkıyor önümüze. Bu beynin elektriksel enerjisini dışarıya alarak baktığımız yöntem. Biz şöyle de yapabiliyoruz. Beynin içerisine dışarıdan elektrik vererek nöbet geçirtip geçirtemeyeceğimize bakıyoruz. Bu çok ilginç oluyor. Dışarıdan elektrodu uyararak, yani beynin içini uyararak nöbeti geçirtiyoruz. Eğer uyardığımız zaman hasta nöbet geçirirse bu çok değerli bir şey. Böylece doğru yeri bulmuş oluyoruz.''
-HASSAS BÖLGELER SAPTANIYOR-
Bu yöntemle beyni haritalandırdıklarını anlatan Uzan, şöyle konuştu:
''Elektrotları koyuyoruz. Anatomik olarak neresi konuşma merkezi, neresi hareket merkezi biliyoruz ama gerçekten orası mı kanıtlamak gerekiyor. Özellikle hareket sahasına koyduğumuz elektrotları uyarıyoruz. Bazen uyarıyoruz, hasta konuşmuyor. Uyarıyı kesince konuşmaya devam ediyor. Diyoruz ki, burası konuşma merkezi ile bağlantılı. Demek ki burası çıkarılamaz. Böylece dokunulmaması gereken hassas bölgeleri de saptamış oluyoruz. Böyle bir avantaj da sağlanıyor. Hastaya en az zarar, en fazla yarar sağlanmış oluyor.''
Mustafa Uzan, stereo taktik olarak beyne elektrotlar yerleştirilerek, beyni haritalandırarak epilepsi cerrahisi uygulanmasının, Fransa, İtalya, Kanada ve ABD'de sayılı merkezlerde yapıldığını ve Türkiye'de ilk kez Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yapıldığını belirtti.
Uzan, bu yöntemi İtalya'nın Milano kentinde çalışırken öğrendiğini ve ilk kez hastanesinde uygulamaya başladığını bildirdi.
Epilepsi cerrahisinin uygulandığı hastaların yüzde 70-80'ine elektrot koymadıklarını ifade eden Uzan, belli bir araştırma sonucunda bu yöntemin uygulanıp uygulanmayacağına karar verdiklerini anlattı.
''YOĞUNLUK VAR''
Bir hastanın epilepsi cerrahisine hazırlanması, ameliyat edilmesi ve ameliyatın sonuçlanmasının 5-6 ay süre aldığını belirten Uzan, ''Bu zahmetli bir iş. Hem hastanın, hem doktorun sabırlı olması gerekiyor'' dedi.
Hasta sayısı olarak belli bir yoğunluk bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Mustafa Uzan, şunları kaydetti:
''Bizim ameliyat listemize giren ve 1,5 yıldır bekleyen hastalarımız var. Haftada bir ameliyat günüm var. Yılda maksimum epilepsi cerrahisi için ayıracağım hasta sayısı 52. Bademcik ameliyatı değil ki günde 2 tane 3 tane yapalım. Bu ameliyat çok kollu ve zahmetli bir ameliyat. Hastayı ameliyathaneden alacaksınız MR'a götüreceksiniz, MR da müsait olacak. Bizim 1,5 yıllık ameliyat listemiz dolu bu anlamda.''