Maruf BEÇENE / Aktüel Psikoloji
EMDR tedavisinin oluşturucusu Dr. Francine Shapiro 16 Haziran'da yaşamını yitirdi. Uluslararası EMDR Derneği EMDRIA tarafından paylaşılan haberde Dr. Francine Shapiro'nun 71 yaşında hayatını kaybettiği duyuruldu.
EMDRIA Başkanı Carol Miles, Dr. Francine Shapiro'nun ölümü hakkında şunları söyledi:
EMDR tedavisinin yaratıcısı Dr. Francine Shapiro'nun yaşamını yitirmesinden dolayı çok üzgünüz. Shapiro, yaşamını bu etkileyici ve dönüştürücü psikoterapi modelinin geliştirilmesine adadı. Araştırmacı kimliği, sabırlı yapısı, mesleğine olan bağlılığı ve tutkusu, dünyanın her yerindeki kaçınılmaz insanlara iyileşme yolu yarattı. Shapiro'nun çok etkileyici terapotik mirası, çalışmaları, EMDR topluluğu ve EMDR terapisi ile şifa ve umut bulanlar aracılığıyla her zaman yaşayacaktır.”
Çocuk EMDR programının Türkiye'deki yetkili eğitmenlerinden Prof. Dr. Umran Korkmazer Dr. Francine Shapiro'nun ölümü ile ilgili sosyal medya hesabında şunları paylaştı:
"Bizlere travmatik yaşam olaylarının acısını iyileştirecek müthiş terapi yöntemi EMDR'ı hediye eden Francine Shapiro bu dünyadan ayrılmış. Ruhu şad olsun...."
Dr. Shapiro, Palo Alto, California'daki EMDR Enstitüsü Kurucu ve İcra Direktörü, Travma Kurtarma ve EMDR İnsani Yardım Programları Kurucusu ve Başkanı Emeritus'un Uzman Araştırma Görevlisi olarak görev yaptı.
Çalışmalarından dolayı, Dünya Psikoterapi Konseyi ve Viyana Belediyesi tarafından ortak düzenlenen psikoterapiye belirgin katkılarından dolayı Uluslararası Sigmund Freud Ödülü'ne layık görüldü.. Amerikan Psikoloji Derneği Travma Bölümü tarafından Travma Psikolojisinde Uygulamaya Üstün Katkılar Ödülü ve California Psikoloji Birliği tarafından verilen Psikoloji Alanında Seçkin Bilimsel Başarı Ödülü'ne layık görüldü.
Dr. Shapiro, Amerikan Psikologlar Birliği ve Kanada Psikologlar Birliği Etnopolitik Savaş Ortak Girişimi'nin “Kadrolu Uzmanı” olarak atandı. Ayrıca çeşitli travma tedavisini destekleyici sosyal yardım kuruluşları ve dergilerine danışmanlık yaptı. O dünyanın bir çok yerinde psikoloji içerikli konferanslara konuşmacı olarak katıldı. ,
Dr. Shapiro'nun EMDR hakkında 60'dan fazla makale, bölümleri ve kitaplar, uluslararası makalesi bulunmaktadır.
EMDR, Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugüne kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlamıştır.
EMDR Nasıl Geliştirildi?
EMDR’nin gelişimi 1987 senesinde, Dr. Francine Shapiro’nun göz hareketlerinin rahatsız edici düşüncelerin şiddetini azaltabildiğini tesadüfen keşfetmesiyle başladı. Dr. Shapiro bu etkiyi travmaya maruz kalmış kişiler üzerinde bilimsel olarak inceledi ve tedavide sağlanan başarıyı gösteren çalışmasını yayınladı (Journal of Traumatic Stress, 1989).
O tarihten itibaren EMDR, tüm dünyadan terapistlerin ve araştırmacıların katkılarıyla hızla gelişti. Günümüzde EMDR, birçok farklı terapi ekollerinden ögeleri içeren, farklı tanı almış durumlara özel standartlaştırılmış protokolleri bulunan, bütüncül bir terapi yöntemidir.
EMDR Nasıl İşliyor?
EMDR teorisinin altyapısını oluşturan Adaptif Bilgi İşleme Modeline göre beyin, fizyolojik temelli bir sistemle, her yeni deneyim aracılığı ile kendisine ulaşan bilgiyi işler ve işlevsel hale getirir. Duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir. Böylece o deneyimle ilgili öğrenme gerçekleşir. Edindiğimiz bilgiler gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yönlendirmek üzere depolanmış olur.
Bu sistem normal çalıştığında ruh sağlığını ve insan gelişimini öğrenme yoluyla desteklediği için adaptif, uyumlu bir mekanizma olarak kabul edilir.
Travmatik veya çok fazla rahatsız eden olaylar yaşandığında bu sistem bozuluyor gibi gözükmektedir. Yeni bilgi işlenip mevcut anı ağına entegre olmaz. Deneyimi anlamlandırabilmek için anı ağlarındaki işlevsel bilgilerle bağlantı kurulamaz ve akıl sağlığına uygun sonuçlar çıkarılamaz. Sonuç olarak öğrenme gerçekleşmez. Duygular, düşünceler, imgeler, sesler, beden duyumları yaşandığı haliyle depolanır. Bu nedenle bugün yaşanan bazı durumlar bu izole kalmış anıları tetiklerse, kişi o anının bir kısmını ya da bütününü yeniden yaşar gibi etkilenir.
EMDR’ye göre rahatsızlıkların, olumsuz duygu, düşünce, davranış ve kişilik özelliklerinin arkasında uyum bozucu, işlev bozucu, işlenmeden ve izole bir şekilde depolanmış bu tür anılar yatar. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançları (örn: Ben aptalım), olumsuz duygusal tepkileri (başaramamaktan korkma) ve olumsuz somatik tepkileri (sınavdan önceki gece karın ağrısı) problemin kendisi değil, semptomları, bugünkü dışavurumlarıdır. Bu olumsuz inanç ve duygulara yol açan işlenmemiş anılar şimdiki zamandaki olaylar tarafından tetiklenmektedir.
Doğal afetler, büyük kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı; günlük hayatta aile, okul, iş çevresinde yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmalar, aşağılanmalar, reddedilmeler, ihmal ve başarısızlıklar işlenememiş anılar arasında yer alabilirler.
EMDR, bu tür izole anıların işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Beynin zamanında yapamadığı işlemi yapmasını sağlar. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması mümkün olur. Danışan artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir perspektiften görür.
EMDR terapisi ile sadece semptomlar ortadan kalkmaz. Yeni bakış açısının kazandırdığı pozitif inançlar ve olumlu duygular kişinin kendisine, ilişkilerine, dünyaya bakışını da olumlu yönde değiştirip kişisel gelişim sağlar.
EMDR Terapisi Nasıl Uygulanır?
EMDR terapisinde 8 aşamalı, üç yönlü (geçmiş, şimdi, gelecek) bir protokol uygulanır. Hedef, geçmişte yaşanan anıların yeniden işlenerek duyarsızlaşmanın sağlanması, bugünkü semptomların tedavisi, danışanın gelecekte karşılaşacağı benzer sorunlar karşısında, kazandığı olumlu inanç ve duyguların geliştirdiği yeni bakış açısının yönlendirdiği davranışları gösterebilmesidir.