Ekonomik ve sosyal dengesizlik cinayetleri tetikliyor

Türkiye'de hemen her gün trafikte, sokakta, işyerinde veya aile içinde korkunç cinayetler işleniyor.

Türkiye'de hemen her gün trafikte, sokakta, işyerinde veya aile içinde korkunç cinayetler işleniyor. Ekonomik ve sosyal dengesizliklere, manevi değerlerin azalmasının da eklenmesiyle toplumsal bozulmaların arttığını belirten uzmanlara göre, dengesizlik ve bozulma şiddet olaylarını ve cinayetleri de beraberinde getiriyor.

Türkiye'de son dönemlerde işlenen cinayetler toplumu tedirgin ediyor. Üniversite bitiren de üst düzey bir sosyal statüye sahip olan da ailesini, akrabasını gözünü kırpmadan öldürebiliyor. İstanbul'da erkek arkadaşı tarafından vahşice öldürülen 17 yaşındaki Münevver Karabulut cinayeti, Mardin'de düğün evinin basılarak 44 kişinin öldürülmesi, Adana'da bir kişinin, ailesinden 8 kişiyi gözünü kırpmadan öldürmesi hafızalardaki tazeliğini korurken, cinayetlere her gün yenileri ekleniyor. Son bir hafta içinde, Türkiye'nin değişik yerlerinde 10 kişi basit gerekçelerle öldürüldü. Artan cinayetler toplum olarak 'nereye gidiyoruz' ? sorularını akıllara getiriyor. İşlenen cinayetlerin altında ya kıskançlık, ya bir anlık öfke ya da ekonomik nedenler yatıyor.

Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya, cinayetlerin birçok sebebinin olduğunu belirtti. Şiddetin üretilişinde bir çok ruhsal sürecin etkili olabileceğine değinen Burhanettin Kaya; incinmiş, örselenmiş, umutsuzluk ve çaresizlik içinde olanların cinayet işlemeye yatkın olduğunu ifade etti. Haksızlığa uğradığını düşünen veya öfke duyan insanların bu durumlarını şiddet davranışı olarak dışa vurabileceklerini anlatan Kaya, şu bilgileri verdi:

"Ülkemizin son günlerini kaplayan gündemine baktığınızda hepimizi acıya boğan, üzüntü veren olaylarla örülü olduğunu görüyoruz. İnsanın aklını, sınırlarını zorlayan cinayetler, saldırılar, katliamlar, bu olayları uzaktan izleyen insanlarımızda güvensizlik meydana getiriyor. Bireylerde bir kişilik bozukluğunun olması ya da şiddete yatkınlığı artırabilecek ruhsal bozuklukların bulunması da bir etken olabilir. Ruhsal bozukluklar, yaşanılan olumsuz yaşam koşullarının, stres etkenlerinin bir sonucu olarak da ortaya çıkabilirler."

"BİREYSEL SİLAHLANMADAKİ ARTIŞ CİNAYETLERİ DE BERABERİNDE GETİRİYOR"

Cinayetlerin kolay bir şekilde işlenmesinin nedenleri arasında silahların çok rahatlıkla temin edilebilmesinin de yattığını vurgulayan Doç. Dr. Kaya, özellikle bireysel silahlanmanın artışının, şiddetin yaygın bir sorun çözme biçimi olarak egemenlik kazandığını belirtti. Kaya, "Silahlanma arttıkça silahla işlenen suçların arttığı bilinmektedir. Türkiye'deki silahlanma ABD ile paralellik gösteriyor. Türkiye'de cinayetlerin yarısında suç aleti olarak silah kullanıldığı biliniyor. Ateşli silahla yaralanan 8 kişiden 1'i hayatını kaybediyor. Dikkat çeken noktalardan biri de faili bulunamamış cinayetlerin oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 10 iken, Türkiye'de bu oran 25'in üzerindendir." dedi.

"CİNAYETLERİN ÖNLENMESİNDE MEDYA ROL OYNAMALI"

Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kaya, cinayetlerin önlenmesinde medyaya da büyük görevler düştüğünü hatırlattı. Dernek olarak medyanın cinayet haberlerini veriliş biçiminde bir tutum ve anlayış değişikliği yapması için çalıştıklarını vurgulayan Burhanettin Kaya, medyanın zaman zaman şiddeti yücelten ve öven bilgilere yer verdiğine dikkat çekti.

Televizyonlarda yayınlanan film, dizi ve çizgi filmlerin insanları olumsuz etkilediğini ifade eden Burhanettin Kaya, "Ham görüntülerin örseleyiciliği, hem de şiddeti üreten insanları öykünülen, özenilen rol modellerine dönüşmesi şiddeti pekiştiren bir işlev görmektedir. Şiddet kahramanın ürettiği, evrensel hukuk ve adaletin üzerinde bir şey olmaktadır. Kişinin kendi hukukuyla ürettiği adalet, evrensel adaletin yerine geçmektedir." diye konuştu.

Konya Müftüsü Şükrü Özbuğday ise manevi değerlerin azalmasının toplumsal bozulmaları da beraberinde getirdiğine dikkat çekti. İslam dininin, insan öldürmeyi en büyük günahlardan saydığını anımsatan Müftü Özbuğday, Ramazan ayına sayılı günler kala herkesi sevgi ve hoşgörüye davet etti.

Toplumda birlik ve beraberliğin temelinin manevi değerlerin korunmasına bağlı olduğunu kaydeden Şükrü Özbuğday, Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın verdiği cana kıyanların ahiretteki karşılığının da büyük olacağının altını çizdi. Özbuğday, şöyle konuştu: "Dinimiz insanın yaşama hakkının korunmasına büyük önem vermiştir. İnsanların haksız ve suçsuz yere öldürülmemesi hem Kur'an-ı Kerim'de hem de Peygamberimiz'in (sas) hadislerinde açık olarak belirtilmiş. Nitekim yüce kitabımızda Yüce Allah; 'Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır' buyurmaktadır. Yine kıyamet gününde insanlar arasında ilk hüküm, insan öldürme suçunu işleyenler için verilecektir."

Zaman

Yaşam Haberleri

Şizofreni Hastalığına Yakalanan Ünlüler
Radyo Trafik'e Yeni Transfer
Evlerde Beslenen Kuşlar Alerjik Reaksiyona Neden Olabilir
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Pandemiden 2021 için dersler çıkarılmalı”