"Egoistleşmeden Yaşamak”

Fatih Kılıçarslan

Ego; ben, benlik, kendilik demektir. Ego insanın hem özne boyutunu tanımlayan irade, bilinç ve vicdanı hem de onun nesne boyutunu tanımlayan, dürtülerini, iç isteklerini, tutkularını, içsel enerji kaynaklarını içine alan çok boyutlu bir yapıdır.

Ego, hem öznel hem de toplumsal yaşamında bireyin kendini tanımlayıp, anlamlandırabileceği ve koruyabileceği içsel olarak işleyen bir referans noktası oluşturur.

İnsan benliğinin bir bileşeni olan ego psiko-sosyol, kültürel etkilerle şekillenen benlik katmanıdır.

Birey kendisi dışında hiçbir varlığa güvenmemesi, kendisini hayatın merkezine alarak karşısındaki bireyleri ötekileştirmesi iletişim, uyum ve davranış sorunlarına yol açar.

Eğer birey insanların sadece sağladıkları faydalar için önemli olduğunu düşünür, güvensizlik duygusu içersinde tehdit ve saldırgan yaklaşımlarda bulunursa insan hak ve değerlerine saygıyı tehdit eder.

Kişinin kendi benlik algısında bireysel bağımsızlık duygusunu benmerkezci olarak yaşaması ya da bu duyguda aşırıya gitmesi toplumsal kuralları ve değerleri hiçe sayan yalnız kendini önemseyen bir birey haline gelmesine neden olur.

Böylece toplumsal hayat içersinde sürekli çatışmacı, reaksiyoner özellilikleriyle ilişkilerde sorun kaynağı oluşturur.

Bu özelliği ile kişi insanların bir arada uyum içersinde yaşamasına neden olan sevgi ve saygı bağını zedeler.  Çünkü sahip olduğu özgüven kendi mutluluğu için her şeyi görmezden gelmesi gerektiği duygusunu pekiştirir.

Ego eğer kişilik, iletişim, uyum ve davranış sorunlarına yol açarsa ruhsal hastalıklara neden olabilir. Bu durum’da bireyin algılama, muhakeme etme becerisinde sorunlara yol açabilir.

Duygusal düzeyde çökkünlük, mutsuzluk, yaşamdan zevk alamama, çevresindeki kişileri tehlikeli görme aşırı şüphecilik özellikleri gösteren  birey en kısa zamanda psikiyatrik yardım almalıdır.

Egolarımız bizi diğer bireylerden farklı kılan ve yaşamı anlamlı kılan özelliklerimizdir. Toplumsal hayat içersinde yerimiz ve önemimizi benliklerimizle belirleyebiliriz.

Önemli olan egolarımızı dengeleyebilme becerimizdir. Egoyu otorite, baskıya dönüştürmeden karşımızdaki kişiyi ötekileştirmeden, farklı özelliklerimize saygı çerçevesinde yaşamı düzenleyebilirsek hayatı yaşanır kılabiliriz.

Bireyin önce kendiyle yüzleşebilmesi gerekir. Benlik algısındaki sorunu fark etmesi için kendini keşfetme yolculuğuna çıkarak iç görü geliştirebilmelidir. Ancak iç görü kazanma süreci profesyonel yardımı gerektirebilir.

Eğer birey kendi benliğinin bilincinde, kendi kişilik özelliklerini farkında ise ilişkilerinde açık, net, anlaşılabilir tutumlar içersinde olur. Böylece birey, benlik parçalanmasına izin vermeden sorunlarına çözüm üreterek farklılıklarının farkında olarak toplumsal ilişkilerini düzenleyebilir.

Büyük adam, büyük olduğunu; fakat büyüklüğün küçük olduğunu bilir. |Andre Maurois|

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.