Sunucu Ece Erken, şizofreni hastalığıyla mücadele eden oyuncu Arda Kural için yazdığı yazıda; itiraflarda bulundu. Erken; ünlülerin özellikle de şöhretli erkeklerin psikolojik hastalıklara yakalanma riskinin yüksek olduğunu dile getirdi.
Erken; ekledi: "Şöhretli, para kazanan, yakışıklı bir dizi oyuncusu; dizi tutmayınca, teklif gelmeyince, unutulunca; ailesine bakarken lider durumundayken bir anda uçurumdan düşmez mi?"
İşte Ece ERKEN'in yazısı:
İki diziden de ayrı ayrı teklif almıştım,birini Timur Savcı diğerini Mustafa Altıoklar yapıyordu. İkisi de gençlik dizisiydi... O sırada ATV'de sabah programı için anlaşmıştım. Sayın Fatih Edipoğlu'yla anlaşmamızı yapmış beklemedeyken dizilere hayır yanıtını verecekken çok değer verdiğim yıllarca beraber çalıştığım abim kadar sevdiğim Sayın Murat Saygı "Hemen KanalD'ye geliyorsun ve Lise Defteri'nde rol alacaksın" dediğinde iki kanal, program ve diziler arasında kalmıştım.Fatih Bey'le Murat Bey kendi arasında anlaşınca bana Lise Defteri'ne evet demek düştü..Ne kadroyu biliyordum ne senaryoyu... Bi haber başladık prova ve okumalara...Kadro şahaneydi,yönetmen ve yapımcı Mustafa Altıoklar ve benim oynadığım üçüncü dizim Lise Defteri oldu...
Okuma provalarında tanıştık dizideki partnerimle. Bitmek bilmeyen bir aşk hikayesiydi Ediz-Nil aşkı. Hep kavga, tartışma ama gerçek hayatta yaşayamadığım tutku dolu bir aşk hikayesiydi onlarınki... Diziyi izleyenler bizi çok yakıştırdı. Ediz okulun en zengin ama en problemli ve kavgacı çocuğuydu. Bense ne istediğini bilmeyen,kararsız biraz şıpsevdi ama saf, temiz bir liseliydim..
Arda'nın bu diziyle şöhreti tavan yapmıştı. Kızlar deliriyordu, herkes Arda Kural diyordu. İyi para da kazanıyordu. Bazen sete geç kalırdı, sabahın köründe biz dikildiğimiz için çok dellendiğim zamanlar oldu ama Arda o kadar şekerdi ki, bir hareket yapar,beni güldürür,seti yine eğlenceli hale getirirdi. Sarp Leventoğlu, Akasya Aslıtürkmen, Selin Demiratar dizide diğer oynayan ekiple gittiğimiz gece eğlencelerimize Arda pek katılmazdı. Kendi halindeydi,dedikodu yapmaz, sakin biriydi...Dizimiz sezon sonu bitti ve herkes kendi yoluna gitti. Ben TV programlarıma devam ettimArda oyunculuğuna... Hayat karmaşasında herkes kendi yoluna bakıp, arkadaşlıklar unutuldu diyebiliriz aslında..
1-2 hafta önce ben de sizler gibi gazetede okudum, Başak Çokan imzalı haberde Arda'yaşizofreni teşhisi konduğu söyleniyordu. Hemen ziyaret etmek istedim. Haberi yapan arkadaşa kadar aradım ama ailesi dışında kimseye izin verilmiyordu ve gidemedim. Aklım da kalbim de dualarım da Arda ile birlikteydi.
Arda'ya ne oldu da bu hale geldi derken, kendini ne güzel ifade eden bir açıklama yaptı;'Sorunlarımla başedemedim ve hastaneye yattım.' Kendi isteğiyle yattığını söylüyordu.Cesurca bir açıklamaydı ve yerinde bir karardı. Herkesin kendine göre sorunları var kimileri parayla kimileri aşkla, kimileri aileyle üstünü örtmeye çalışsa da, uzaktan çok şatafatlı bir hayat gibi görünse de, kabul edelim ünlülerin hayatı daha zor ve sorunlu. Hele erkekler için...
Düşünün ki şöhretli,para kazanan,yakışıklı bir dizi oyuncusu diğer oynadığı dizi tutmayınca teklif gelmeyince, unutulunca ailesine bakarken lider, adeta baba durumundayken, ailenin herhangi bir ferdi olup, bir anda uçurumdan düşmez mi? O anı yaşamaz mı? Hakkınızda yapılan kötü, kıskanç söylemler ve dedikodular da cabası..
İşte ben o yönden biraz şanslıyım. Önce bayanım ve şöhretin geçici olduğunu, birgün 'Ben sizi kime benzetiyorum acaba?' denileneceğini ve düzenli gelirimiz olmadığı için hayat standardımızın düşeceğini hep düşünerek yaşadım. Çünkü çocukluğumda bu işe başladım Klip 98'le çocuklu yaşlarda zirveyi de yaşadım. Kanal D'de yaptığım sabah programı ilk yüzde yokken dipleri de... Kendime göre yatırımımı yaptım, eskiden her projeye parası için atlarken şimdi seçilen değil seçici konumuna geldim. Ailemin desteği de en önemli etken.
Şöhret ateşten bir gömlek ve hayatta hepimizin sorunları var. Anı yaşayarak geleceği düşünerek ve şöhretin elbet birgün biteceğini bilerek yaşayan ünlülerden olmak bir şans sanırım. Bu büyüye kapılmamak akıllıcası..
Arda, sevenlerinin duasıyla sağlığına kavuşacak ve en güzel dizilerle aramıza dönecek. Arda'yı çok seviyorum ve hep yanında olduğumu söylemek istiyorum. Belki okur belki okumaz ama hastane çıkışı kahve içmek için ben onun yanında olacağım :)
Ayrıca, belirtmek isterim ki, Arda'nın bu üzücü rahatsızlığının elbette tedavisi var. Ve o, en kısa zamanda iyileşip aramıza dönecek.
Bu hassas süreçte basının Arda'nın hastalığı üzerinden haber devşirmesi, özel hayatını hiçe sayması hiç yakışık alır bir durum değil. Dilerim ki herkes sorumlu ve vicdanlı davranır.
Hem Arda, bu hastalığa şöhret olduğu için değil, iç dünyasındaki duygusal iniş çıkışlarından dolayı yakalandı. Yani, kimse altında bir şey aramasın. En kısa zamanda aramıza dönmen dileğilye Arda...
Kaynak: haberedikkat.com