Düzensiz Uykunun Neden Olduğu Hastalıklar

Uyku bozukluğunun ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ifade eden Op. Dr. Sezginer, "Kişisel nedenlere bağlı olarak gelişen uyku düzensizliğinin vücutta kalp,damar ve diğer ciddi hastalıklara neden olabileceğini vurguladı.

Nefes alamayıp boğulacak gibi olma, terleme, göğüs ağrısı, ölme veya delirme korkusu yaşayan kişiler kendilerinde panikatak olduğunu düşünüyor ve kendi kendine bunu yenmeye çalışıyor. Halbuki tekrarlayan panikataklar kaygı bozukluğudur.

İnternetten, kitaplardan araştırma yaparak kendisinde panikatak olduğuna inanan birçok insan var. Bu insanlar panikatağın psikolojik birhastalıkolduğunu düşünüyor ve çoğu zaman kendi kendisine yenmeye çalışıyor. Sonuç alamayınca da iş, aile ve sosyal hayatında kısırdöngüler içine giriyor. Bu durum genelde kalp çarpıntısı, nefes alamayıp boğulacak gibi olma, titreme, terleme, göğüs ağrısı, el ayak titremesi, baş dönmesi gibi şikâyetlerle başlıyor.

Birçok kişi panikatak gelecek diye tek başına otobüse binemez, yalnızarabakullanamaz ya da hiç araba kullanmamayı tercih eder. Panikatak sosyal fobiye de zemin hazırlamaktadır.

Sağlıklı olduğu söylendiği halde sürekli doktorlara giden kimse ne kadar hatalıysa hiçbir sağlık kontrolünden geçmeden kişinin panikatak hastası olduğunu düşünmesi de o kadar yanlıştır. Çünkü, panikatak fizyolojik belirtilerle ortaya çıkan bir hastalık olup belirtilerin çoğu birçok organik hastalıkta da görülür. Yine panikatak geçirmiş olmak başka, panik bozukluk başkadır. Panikataklar birçok organik ve psikolojik hastalığa eşlik eden durumlar olup en sık rastlanılan kaygı bozukluğuna bağlı panik bozukluktur.

Panikatakta şu belirtilerden en az 3 veya 4 tanesi bulunur: Kalp çarpıntısı, nefes alamayacak gibi solunum sıkıntısı, insanı felç edecek kadar şiddetli korku ve endişe, baş dönmesi, sersemlik hissi, mide bulantısı, titreme ve terleme, boğazına bir şey tıkanmış gibi hissetme, göğüs ağrısı, sıcak basması, el ve ayak parmaklarında uyuşma ve karıncalanma, delirme veya ölüm korkusu, çevreye karşı yabancılaşma hissi.

Panikataklar tekrarlarsa ve eşlik eden psikolojik durum organik problemle uyumlu değilse bir kaygı bozukluğu olduğu düşünülerek psikolojik açıdan da tedavi gerekir. Panikatakta genellikle ilk atağı tetikleyen bir sebep bulunur. Bu bir yakının ölümü, bir trafik kazası gibi büyük bir neden olabildiği gibi kahveden sonra kalp çarpıntısı gibi basit bir neden de olabilir. Hayat stresleri ne kadar çok olursa panikatağa yatkınlık da o kadar çoktur. Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 3 kat daha fazla görülen panik bozukluk sebebiyle; panikatak geçiren ev hanımlarının çoğu evden dışarı çıkmamayı tercih ederek kendilerini yavaş yavaş dış dünyadan koparırlar. Hastalığın nedenine göre psikoterapi veilaçtedavisi gerekir. Panikatağa yol açan hastalıklar tedavi edilmediği takdirde işle ve sosyal hayatla ilgili olumsuzlukların yanı sıra ortaya çıkış nedenine göre depresyona, intihar veya intihar girişimlerine ve madde bağımlılığına yol açmaktadır.

En sık rastlanan belirti; hemen öleceğini düşünmek

Aslında hastalık her ne kadar psikolojik olsa da kalp kapakçık problemleri, şeker hastalığı, alerjik hastalıklar, akciğer rahatsızlıkları, anemi, tiroit problemleri gibi pek çok organik hastalık panikatak rahatsızlığını tetikleyebilmekte. Bununla beraber bu hastalıklar herkeste panikatağa yol açmaz. Panikatak hastalarında tetikleyen bir fizyolojik hastalık olması da şart değildir. Hastalıkta en sık rastlanılan belirti kişinin atak esnasında hemen öleceğini düşünmesidir. Bazı durumlarda bu düşünceye bilinçli olarak karşı koysa da duygularına hakim olamayan kişiler de vardır.

Bilinçlenme, atakları önlüyor

Tedavide hastanın bilinçlenmesi çok önemlidir. Hasta beden kimyasını nelerin etkileyeceği ve panikatağın ortaya çıkmasına nelerin neden olabileceği konusunda bilinçlendirildiğinde atakları daha sükûnetle karşılar. Bu da atakların arasının açılmasını ve hastalığın nedenine göre sonuçta tamamen ortadan kalkmasını kolaylaştırır. Stresle başa çıkma yollarının bilinmesi, dengeli beslenme, doğru nefes alma (diyafram nefesi), kas gevşetme çalışmaları, spor, sosyal faaliyetler vb., bilinen organik hastalıkların tedavisi, panikatak tedavisini hızlandırır.
 

Uyku bozukluğunun ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ifade eden Op. Dr. Sezginer, "Kişisel nedenlere bağlı olarak gelişen uyku düzensizliğinin vücutta kalp, damar hastalıkları, metabolizma hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir. Uyku sırasında apne dediğimiz nefes durması da varsa; bu sorunun devam etmesi uykuda ölümlere dahi sebep olabilmektedir" dedi.

Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesi Uyku Laboratuvarı Sorumlu Hekimi Op. Dr. Mansur Sezginer, uyku bozukluğu ve uyku bozukluğunun neden olabileceği sağlık sorunlarını ifade ederek uyku sorununu ortadan kaldırabilecek önerilerde bulundu.


Nefes alamayıp boğulacak gibi olma, terleme, göğüs ağrısı, ölme veya delirme korkusu yaşayan kişiler kendilerinde panikatak olduğunu düşünüyor ve kendi kendine bunu yenmeye çalışıyor. Halbuki tekrarlayan panikataklar kaygı bozukluğudur.

"UYKUDA NEFES DURMASI ÖLÜMLERE NEDEN OLABİLİR"-

Op. Dr. Sezginer, uyku ilaçlarının uykunun doğal dengesini bozduğunu belirterek, uyku ilaçlarının bir süre sonra alışkanlık haline getirilebileceğine dikkat çekti. Sezginer, uyku bozukluğunun neden olabileceği sağlık sorunlarını ve sebeplerini şöyle sıraladı:

"Uyku sırasında ‘Apne’ dediğimiz nefes durması varsa; bu sorunun devam etmesi uykuda ölümlere dahi neden olabilmektedir. Nefes durması sırasında vücutta biriken C02 gazı kalp krizine neden olabilir. Uyku kalitesini ve süresini etkileyen nedenler ‘kişiye bağlı olan’ ile ‘çevreye bağlı olan’ şeklinde iki gruba ayrılır. Çevreye bağlı olan nedenler; yatağın rahat olması, uyuduğumuz odanın ışık ve ses düzeyi, soğuk veya sıcak olması gibi etkenlerdir. Kendimize bağlı nedenler ise psikolojik, sosyal, organik olabilir. Kişisel nedenlere bağlı olarak gelişen uyku düzensizliği bir süre sonra, vücutta kalp ve damar hastalıkları, metabolizma hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir. Uyku sırasında apne dediğimiz nefes durması da varsa; bu sorunun devam etmesi uykuda ölümlere dahi neden olabilmektedir. Nefes durması sırasında vücutta biriken C02 gazı kalp krizine neden olabilir."

-HORMALA VE NEFES DURMASI TEDAVİSİ İÇİN UYKU LABORATUARLARI-

Uykuda horlama ve nefes durması gibi sorunların uyku laboratuarlarında giderilebileceğini kaydeden Op. Dr. Sezginer, uyku laboratuarlarında yapılan tedaviye ilişkin bilgi verdi. Sezginer, "Uyku laboratuvarında bir gece yatırılarak yapılan polisomnografi denilen tetkikle: Uyku kalitesi, Beyin EEG’si, Uykuda göz hareketleri, Burundan ve ağızdan soluk alıp verme miktarı, Horlama şiddeti, Göğüs ve karın hareketleri, EKG, Bacak hareketleri, Kan ve idrar tetkikleri, Paranasal sinus tomografisi, Akciğer gr., solunum testleri yapılarak uykudaki sorun araştırılır. Çıkan sonuca göre tedavi kulak burun boğaz hastalıkları, göğüs hastalıkları ve nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilerek tedavi planlanır

Milliyet

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Genel-sağlık Haberleri