Uzmanlar, çocukların duygularını görmezden gelen, sürekli eleştiren ya da cezalandıran anne-baba tutumlarının olumsuz sonuçlarına dikkat çekerek, uyardı: “Bu tip tutumlar, çocukların duygusal zekâsının düşük kalmasına ve birçok psikolojik sorun yaşamalarına neden olur. Akademik başarısı yüksek, arkadaşları tarafından sevilen, uyumlu, kendine güvenen, olumlu çocuklar yetiştirmek için onların duygusal zekâsına yatırım yapın.”
Akademik başarıları yüksek, çevresinde sevilen, dikkatli, çözüm odaklı nesiller yetiştirmenin temelinde çocukların “duygusal zeka”sındaki gelişimin büyük önem taşıdığına dikkat çekildi. Çocuklarının duygularını görmezden gelen ve onları fazlasıyla serbest bırakan ya da sürekli davranışlarını eleştiren, cezalandıran anne-babaların çocuklarının geleceğiyle oynadığını vurgulayan uzmanlar, “Bu tip davranışlar, çocukların gelecekteki yaşam kalitelerini artırmada büyük paya sahip olan duygusal zekasının düşük kalmasına yol açar. Bu da çocukların, gelecekte arkadaşları tarafından sevilen, popüler, kendine güvenli, dikkatli, alternatif çözümler üretebilen, olumlu düşünen, akademik başarıları yüksek bireyler olarak yetişmesini engeller” uyarısını yaptı.
Duygusal zekânın ilk okulu aile
Duygusal zekanın geliştirilmesi ve ebeveynlere düşen sorumluluklar hakkında bir değerlendirme yapan Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi Psikolog Doktoru Ayşegül Önk Eray, bilişsel zeka (IQ) ile duygusal zekanın (EQ) birbirlerini tamamladığını ancak duygusal zeka becerilerinin yüzde 50’si doğuştan gelse de öğrenilebilir olduğunu vurguladı. Duygusal zeka, bilişsel zekaya göre daha az kalıtım yüklü olduğu için bu konudaki eksiklikler telafi edilebilir.”Bu yüzden çocukların duygusal zekalarının geliştirilmesinde anne-babalara ve eğitimcilere büyük görev düştüğünü aktaran Eray, şunları söyledi: ”Aile, ilk duygusal derslerin verildiği en önemli okuldur. Duygusal zekâsı yüksek olan anne-babaların bu konuda daha becerikli oldukları görülmektedir. Bu yetenek ilerleyen yıllarda gelişmeye devam etse de, duygusal zekanın öğelerini oluşturmak için ilk fırsat, ilk çocukluk yıllarında ortaya çıkar.
Psikolog Dr. Ayşegül Önk Eray, duygusal zekayı ise şu bölümlerle tanımladı: “Kendini tanıma, kendi duygu ve düşüncelerinin farkında olma, neyi niçin ve nasıl yaptığını bilme, duyguları yönetebilme, duyguların esiri olmadan duyguların gücünü kullanabilme, onları yapıcı bir şekilde ortaya çıkarabilme, kendini motive edebilme, harekete geçirebilme, başkalarının duygularını anlayabilme, empatinin gücünü kullanabilme, sosyal ilişkileri sağlıklı yürütebilme.”
Öncelikle anne-babaların çocuklarının hayatta başarılı olmalarına yardım edebilmek için, “davranışlarının çocukta güven, merak, öğrenme zevki ve bir sınır kavramının oluşmasında etkili olduğunu anlamaları gerekir.”Zira çocukların sonradan edinecekleri duygusal beceriler, ilk yıllarda edindiklerinin üzerine oluşur. Bu konuda bilinçlenmek ve bu konuda becerikli eğitimciler olabilmeleri için anne-babaların öncelikle kendi duygusal zekâlarını nasıl yükseltecekleri konusunda eğitim ve destek alacak yolları bulmaları için çaba harcamaları gerekir.
Ekolay