BUGÜN GAZETESİ
Birinci tutum: Misilleme yapmak
İnsanda doğal bir dürtü vardır. Öc almak, ona aynı ilaçtan içirmek, aynı acıyı çektirmek, yani kendi yasak ilişkinize sahip olmak. Bazen de eşinize istenilebilir, beğenilebilir olduğunuzu göstermek, kanıtlamak için, kıskandırma arzusu uyanabilir. Fakat sonuç genelde yıkım olmaktadır. Sallantıda olan evlilik yıkılmakla sonlanacaktır.
İkinci tutum: Duyguları bastırmak
Ağlamaya ihtiyacınız varsa ağlamalısınız, incindiyseniz açıklamalısınız. İnsanın kendisini denetlemesi iyidir ama bu duygularını ifade etmemesi anlamına gelmez. Duygularınızı doğru yöntemlerle ifade etmelisiniz. Kavga dili haklı insanı haksız duruma düşürür. Karşı tarafı savunmaya iter.
BAŞKALARININ HATALARIYLA “HATALARINIZI” ÖRTMEYiN
Üçüncü tutum: Suçu sopa gibi göstermek
Bazı insanlar sevdiklerinin hata yapmasından hoşlanır. Başkalarının hatası onun hatasını az gösterir. Bu hatayı sevdiğini denetlemek için sopa gibi kullanır. Böyle uygulamalar doğru yöntemler değildir. Aradaki sevgiyi uyandırmaz. Korku egemen bir ilişki iki tarafı da mutlu etmeyecektir.
Dördüncü tutum: Beden dili
Başkasının hatasında kalbi kırılan kimse "Sen dili" ile değil "Ben dili" ile konuşmayı başarmalıdır. Semavi bağışlayıcılık idealdir ancak herkes başaramaz. Bağışlamayı zamana bırakan bir insan karşı tarafı suçlamak, yargılamak gibi kolay bir yol yerine kendini sorgulamak, öz eleştiri gibi ben dili'ni kullanmalıdır. "Suçun bir bölümü benim üzerimde" diyebilen bir insan gizlenmiş tehlikelerin oyununu bozacaktır.
HERŞEYi ÖĞRENMELi Mi?
Beşinci tutum: Ayrıntılara dalmak
Acı olayları sürekli sorgulamak karşı tarafa kendini aşağılanmış hissettirir. Bazı insanlarda korkunç bir soru sorma ve merak dürtüsü vardır. Olayın ayrıntılarını dakikası dakikasına öğrenmek kötü niyetli bir dürtüdür. Halk arasında güzel bir söz vardır "Pisliği karıştırıp sonra kokuyor demek" gibi. Gerçekten hataların üzerine toprak örtmeyi başarabilmek çok zordur ama gereklidir. Hatasını kabul eden bir insana sürekli hesap sormak onu aşağılayacaktır. Kendini kötü hisseden bir insanda karşı tarafa sevgi duygularını uyandıramaz.
Altıncı tutum: Kendine güveni kaybetmek
Olayları ayrıştırabilmek çok önemlidir. Eşiniz sekse mi düşkün, baştan mı çıkarıldı? Eşiniz sizin kötü bir eş olduğunuzu mu düşünüyor, yoksa zayıflık mı gösteriyor? Bu olay sizin çekici olmadığınız, sevilecek biri olmadığınız anlamına mı geliyor? Böyle bir kanaat insanı depresif yapacaktır. Ancak olayları ayrıştırarak düşünen bir insan "Benim hatam varsa bile böyle davranması gerekmezdi" diyerek kendine güveni kaybetmeyecektir. Bir insan kendine güveni kaybetmeden kendini sorgulayıp geliştirmenin yolunu bulabilir. "Bu olay bana neyi öğretti" diyebilmek bilgece bir yaklaşımdır.