Dünya Alarm Veriyor

Küresel iklim raporu dünyanın alarm verdiğini ortaya koydu. Isınmanın insan kaynaklı olduğunun altı çizilen raporda, ülkelerin vakit geçirmeden harekete geçmesi istendi

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan küresel iklim raporu, dünyanın alarm verdiğini ortaya koydu. Küresel ısınmanın insan kaynaklı olduğunun altı çizilen raporda, sıcaklığın 100 yıllık süreçte 0.89 derece arttığı ve bu yüzyılın sonuna kadar sıcaklık artışının 1.5 dereceye çıkacağı belirtildi. Raporu değerlendiren uzmanlar, "Hem gezegenimiz hem de bizler büyük risk altındayız. Harekete geçmemiz gerekiyor" dedi. Birleşmiş Milletler'e bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) 5. Değerlendirme Raporu, dün İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen Küresel İklim Değişikliği Konferansı'nda açıklandı. Küresel iklim değişikliğinin bilimsel temellerinin ve iklim değişikliğine neden olan etkenlerin değerlendirildiği 2 bin sayfalık raporun yayınlanan ilk bölümünde çarpıcı veriler yer alıyor. Bölüm raporunda dünya liderlerine yol göstermesi için 20 sayfalık özeti niteliğinde. 

SICAKLIK ARTIŞI SÜRECEK 

Raporda, 1950'den bu yana yapılan araştırmalara göre, dünyada ısı artışının birinci nedeninin 'insan kaynaklı' olduğu belirtildi. Isının dünya genelinde 1901-2011 yılları arasında 0.89 derece arttığına işaret edilen rapora göre, sıcaklık artışı bu yüzyılın sonuna kadar 1.5 dereceye kadar çıkacak. İklim değişikliğine neden olan karbondioksit salınımına devam edilmesi halinde ise sıcaklık artışının 4 ile 5.4 derece daha yüksek olacağı kaydedildi. Raporda, ısınma oranındaki artışın 2 dereceyi geçmemesi gerektiği görüşünün bütün dünyada kabul edildiğine dikkat çekildi. Sanayi devriminin başladığı 1750 yılından bu yana atmosferdeki karbondioksit oranının yüzde 40 oranında arttığı belirtilen raporda, denizlerdeki su seviyesi yükselmesinin bu yüzyılın sonuna kadar yarım metreyi geçeceği kaydedildi. 

BUZULLARIN YÜZDE 85'İ 

Rapora göre dünyada ısınma ile birlikte buzullardaki erime de hızla artacak. Grönland'daki buzların erimesi son 20 yıl içinde çok hızlı bir şekilde görüldü ve bütün kutuplardaki buzlar 1900'lü yıllardan sonra 7 kat daha hızlı şekilde eridi ve kütleleri küçüldü. Isınmanın bu şekilde devam etmesi halinde 2100 yılına kadar kutuplardaki buzullar yüzde 15 ile 85 oranında erimiş olacak. Kuzey kutbundaki buzulların kütlesi her yıl yüzde 3.5 ile 4.1 oranından eriyerek küçülüyor. Kuzey yarım kürede kar yağış oranlarının azalmasından dolayı, kar örtüsünün küçüldüğünü, 2100'e kadar bu azalmanın yüzde 25'e kadar ulaşacağı belirtildi. 

EN BÜYÜK NEDEN İNSAN 
İklim değişikliğine en büyük neden olarak insanlar gösterilirken, petrol, gaz ve fosil yakıtlarının kullanılması da ilk sıralarda yer aldı. Raporda, hızlanan iklim değişikliği nedeniyle, bunun önüne geçmek için hızlı bir şekilde değişikliğe ve kısıtlamalara ihtiyaç duyulduğu bildirildi. Dünya için alarm zilinin çaldığı bildirilen raporda, sera gazı etkisi ve ormanların yok edilmesi ile iklim değişikliğinin hızlandırıldığı bildirilirken, dünyada ısı artışının en fazla iki derece ile sınırlandırılması için çalışmalara başlanması gerektiği yönünde çağrı yapıldı. 

"HAREKETE GEÇMELİYİZ" 
Raporun açıklandığı saatte Türkiye'deki TEMA, Greenpeace ve Eurosolar gibi sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu İklim Ağı, İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyerek raporu değerlendirdi. Yapılan açıklamada, "Rapor net bir gerçekliğin altını çiziyor: Küresel iklimdeki ısınma olağandışı. Atmosfer ve okyanuslar ısındı, kar ve buz miktarları azaldı, ortalama deniz düzeyi yükseldi ve sera gazlarının atmosferdeki birikimleri arttı. Hem gezegenimiz hem de bizler büyük risk altındayız! Harekete geçmemiz gerekiyor. Türkiye'nin mutlak sera gazı azaltım hedefi belirlemesinin yaşamsal bir zorunluluk olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz. Küresel çözümün parçası olmak için ülkemizin kömüre dayalı enerji vizyonunu bir kenara bırakması, enerji verimliliği, yenilebilir enerji ve iklim değişikliğine uyum politikalarını hayata geçirmesi gerekiyor" denildi. 

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VAR 
Raporun öncekilerden farklı olduğunu belirten TEMA İklim Projeleri Koordinatörü Gökşen Şahin, "Rapor 3 konuyu net olarak ortaya koyuyor. Birincisi iklim değişikliğinin kesinlikle var olduğunu söylüyor. İkincisi insan kaynaklı olduğunu net bir şekilde belirtiyor. Üçüncüsü de acilen harekete geçilmesi gerektiğini ifade ediyor. Rapor küresel sıcaklıklardaki artışın insan etkinliklerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusundaki tartışmalara da nokta koymuştur" dedi. Toplantıya katılan IPCC Adaptasyon Çalışma Grubu baş yazarlarından Dr. Barış Karapınar, ısınmanın önümüzdeki dönemde de artarak devam edeceğini belirterek bunun tarıma dolayısıyla da gıda fiyatlarına yansıyacağını ifade etti. Karapınar, "İklim değişikliği ile gıda fiyatları önümüzdeki dönemde yüzde 80'e varacak artışa neden olacak" dedi. Greenpeace Akdeniz İklim Sorumlusu Pınar Aksoğan ise, iklim değişikliğine neden olan sera gazı seviyelerindeki artışın ana sorumlusunun enerji sektörü olduğunu belirterek, "Fosil yakıtlara dayalı enerji projeleri ve yatırımları yerine, enerjinin verimli kullanımını sağlamak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı, sürdürülebilir enerji altyapısı oluşturulmalı" dedi. 

5. DEĞERLENDİRME RAPORU 
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 1988'de Birleşmiş Milletler'e bağlı olarak faaliyet gösteren iki uzman kuruluş, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından, iklim değişikliği konusunda mevcut bilimsel, teknik ve sosyoekonomik bilgi ve çalışmaların değerlendirilmesi, bilimsel çıktılar ışığında iklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğine uyum konularında karar vericilere yol göstermek üzere kuruldu. IPCC, Türkiye'nin de içinde olduğu "IPCC üyesi ülkeler" tarafından belirlenmiş bağımsız süreçlere göre çalışmalarını sürdürüyor. Her 5 -7 yılda bir, dünyanın iklim sisteminin bugün geldiği durum ile ilgili derlenen Değerlendirme Raporları basın ve karar vericilerle paylaşılıyor. Bu raporlardan ilki 1990 (FAR), ikincisi 1996 (SAR), üçüncüsü 2001 (TAR) ve dördüncüsü de 2007'de (AR4) yayımlandı. 

RAPORDA ÖNE ÇIKAN NOKTALAR
 Küresel ortalama yüzey (kara ve okyanus) sıcaklığı verileri, 1901-2012 döneminde yaklaşık 0.9 C'lik bir artış gösterdi. 
 Küresel ortalama deniz düzeyi 1901-2010 döneminde 19 cm yükseldi. Deniz düzeyi yükselmesini sürdürecek. 
 Küresel ölçekte soğuk gün ve gecelerin sayıları azalmış, sıcak gün ve gecelerin sayısı artmıştır. 
 Küresel yüzey sıcaklığı değişikliği, 21. yüzyılın sonuna kadar sanayi öncesi döneme göre 1.5 C'yi ve iki yeni senaryoya göreyse 2 C'yi aşacaktır. 
 Küresel ısınma, 2100 yılı sonrasında da sürecektir. 
 Geçen 30 yılda, küresel ölçekte 1850'den beri kaydedilen en sıcak ardışık 30 yıl, son 10 yıl ise en sıcak 10 yıldır. 
 Grönland ve Antarktik buzulları geçen 20 yıllık dönemde kütle kaybetti ve küçülmeyi sürdürmekte. 
 Karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve diazotmonoksit (N2O) gazlarının atmosferik birikimleri bugün itibariyle son 800 bin yıllık dönemde hiç olmadığı kadar yüksek bir düzeyde. 
 Karbondioksit birikimleri sanayi öncesi döneme göre yüzde 40 oranında arttı. 
 Okyanuslar atmosfere salınan insan kaynaklı karbonun yaklaşık yüzde 30'unu emmiş ve bu da okyanusların asitlenmesine yol açmıştır. 
 Okyanuslar 1971-2010 döneminde kesin olarak ısınmıştır. 1870'ler ve 1971 arasındaysa olasılıkla ısınmıştır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri