Dün bugün yarın ilişkisi

Uzm. Psk. Ceyda ŞENEL

Anın tadını çıkartmak konusunda çoğu zaman cimri davranırız. Bugünün bize getirdiklerini olumlu ya da olumsuz yaşamak yerine hep geçmişi ya da geleceği bugünle karıştırırız.

Başınızdan geçen ve sizi derinden etkileyen kötü hatıralarınız olabilir. Bazen bunu hayatımızın sonuna kadar unutmayacak olsak da, bilinçaltımızdaki karanlık odaya tıktığımız için böyle bir olayı yaşamış olduğumuzu bile hatırlamayabiliriz.

Buna çarpıcı bir örnek vermeden geçemeyeceğim. Genç bir hanım, eşiyle tartışırlarken birden bire ağlama krizine girer, eşi tartışmanın buna sebep olduğunu düşünür fakat olayın bununla alakası yoktur. Yıllar önce, küçük bir kız çocuğuyken büyük babası tarafından tacize uğradığını an be an hatırlar.

Bu travma üzerine travma, onun bundan sonra olaylara verdiği agresif tepkilerin ve anlam veremediği davranışlarına bir cevap olur.

Hiçbir olumsuz davranış sebepsiz değildir altında mutlaka bilinçli ya da bilinçsiz bir sebep yatmaktadır.

Peki siz olsaydınız bu travmatik yüzleşmenin ardından ne yapardınız?

Kendinizden nefret mi ederdiniz? Yoksa, size bu haksızlığı yapan kişiye lanetler mi yağdırırdınız?

Yada bunların hiç birini yapmayıp, geçmişi olduğu gibi kabullenip, bugünü nasıl daha sağlıklı hale getirebilirim diye mi düşünürdünüz?

Her ne kadar geçmiş geçmişte kaldı desek de geçmişin izleri peşimiz bırakmaz. Sevincimizde ve hüznümüzde hep orada olacaktır. Önemli olan, onunla yaşamayı öğrenmek ve her ne yaşamış olursak olalım ondan kendimizce faydalı olabilecek bir ders çıkartabilmek.

Bugünü yaşamamıza engel olan geçmiş yarını görmenize de engel olacaktır.

Kimi insanlarda da DBY (dün bugün yarın) ilişkisi biraz farklı işler. Onlar için de, dün sanki hiç yaşanmamış gibidir. Sürekli bir inkar söz konusudur.

Dün yüzünden bugünü yaşayamayanların aksine, bunlar, yarın için bitmek tükenmez planlar yapıp, bugünü ertelerler. Nasıl olsa filanca zamanda şu olacak gibi sanki gelecekle ilgili birileri tarafından garanti alıyorlarmışçasına, yapacakları işleri ertelerler. Ve o filanca iş olmayınca da, tüh keşke bunu yapsaydım deyip hayatlarındaki keşkelerin sayınsı arttırırlar.

Benim hiç keşkem yok diyen insan sayısının epey bir düşük olduğunu düşünüyorum. Neticede bir insanın kendine yalan söylemesi, başkalarına söylemesinden çok daha zordur.

Hayatınızdaki keşkelerin sayısını azaltmak sizin elinizde. Buna bugünü yaşayarak başlayabilirsiniz.

Ardından,

Geleceğe yapacağınız duygusal yatırımları sınırlayın.

Uzun valeli gelecek planları yapmayın. Aşırıya kaçmadıkça hayal kurabilirsiniz onun bir zararı yok.

“Sen bana vaktinde bunu yapmıştın” konuşmaları, bu gününüzü rezil etmekten başka bir şey yapmayacağı gibi, intikam duygularınızı tetikleyip keşke sayınızı arttıracak.

Gördüğünüz gibi olay basit her ne olursa olsun bugünü yaşayın!