Doktorlar, canımızı emanet ettiğimiz. Ağızlarından çıkacak her kelimeyi büyük bir önem ve ciddiyetle dinlediğimiz kişilerdir. Onlara saygı ve sevgimiz sonsuzdur şüphesiz. Fakat bazı durumlar vardır ki onlara karşı hissettiğimiz bu olumlu duygular yenini kafamızda soru işaretlerine yol açabiliyor.
Ne gerek var…
Kanser tedavisi gören genç bir hasta otuzlu yaşlarda, ailesi ve yakın arkadaşlarından sürekli destekleyici ve cesaretlendirici destek alıyor. Günün birinde bu kırılgan durumda olan hastanın morali birden bire altüst oluyor neden? Kendini bilmez bir doktor yüzünden. Doktor Hanım hastaya sen fazla yaşamazsın gibi beni dehşete düşüren bir cümle kuruyor.
Be!, gereksiz insan, adam çok yaşar ya da yaşamaz o senin bileceğin bir şey olmadığı gibi kendi psikopatolojini hasta yatağındaki bir insandan çıkartamazsın!
Doktorsan doktorluğunu bil ve ellerini ve kafanı yorup iki literatür karıştır, sağlıklı hasta doktor ilişkisi nasıl kurulur öğren ve kendini geliştirmeye bak. Doktorum havalarında etrafta caka satmakla doktor olunmaz!
Hasta korkutmak ve gizemli havalar,
Bir başka problem de, hastaya teşhis koyarken olasılıkları saymak yerine bazı hekimlerin ağzını bıçak açmaz. Onlar test sonuçları gelene kadar beklerler. Size, “önemli bir şey olmayabilir” cümlesini kullanma lüksüne girmezler. Bilimsel olacaklar ya, hastaya yanlış bilgi vermeme adına girdikleri obsesyon yüzünden, size test sonuçlarını aldırana kadar kurdeşen döktürürler. Artık siz benim durum nasıl olsa ciddi moduna girer hasta olmanın sekonder kazançlarını yaşamaya başlarsınız ki, a..aa… bir de ne öğrenesiniz vücudunuzda çıkan hava dolu bir balon içinmiş bu kadar gizem. Valla söyleyecek şey bulamıyorum ve yorumu sizlere bırakıyorum.
Geçenlerde internette dolaşırken bir doktorun yazdığı anlamsız birkaç cümle çarptı gözüme onlardan bir kaçını size aktarmak istiyorum.
Doktor bey/hanım şöyle yakınır, “Doktorlar sinirsiz insanlardır, hatta insan değil robotturlar, yorulmaz, uyumaz, tatil yapmaz ve sinirlenmezler. İstediniz kadar, hatta sonsuza kadar soru sorabilirsiniz, hatta sorduğunuz soruların cevaplarını dinlemek bile zorunda değilsinizdir, doktor önceki soruya cevap vermekteyken, yeni soru sorabilirsiniz, doktor buna hiç alınmaz. Üstelik, doktora sorduğunuz ve cevabını aldığınız konuda doktorun dediklerini uygulamak zorunda bile değilsiniz, ama iyileşmediğinizde doktorun dediklerini uygulamadığınız halde doktora hesap sorma hakkınız vardır.”
Acaba bu “doktor” hiç şunu düşünmüş müdür. Ben yeterli ve sağlıklı bilgi verebiliyor muyum? verdiğini düşünelim, karşısındaki hasta bir kişinin merak ve heyecanını hesaba ne kadar katıyor? Hepsinden önemlisi ne kadar empati kurabiliyorum?
Sağlık alanındaki eksiklerimiz malesef eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor. Değişim ve yenilikleri dünya ile birlikte takip edip geliştirmeliyiz, on yıl sonra değil!