Bu yazıyı uzun süredir yazmak istiyordum. Ancak zamanlama konusunda şimdinin isabetli olduğuna bir haberi okurken karar verdim. Sabah gazetesinden Esra TÜZÜN 29.05.2008 tarihinde gazetenin internet sayfasında oldukça güncel bir konuyu ele almış:
“ÖSS'ye 16 gün kala 16 öneri”
Ele aldığı konu gerçekten isabetli. Çünkü 2 hafta sonra ÖSS sınavı var. Son iki hafta bilgiden ziyade taktik ağırlıklı hazırlıkla geçer. Buraya kadar bir sorun yok. Ancak Soruların sorulduğu uzman seçimi bana biraz tuhaf geldi. Sorular Anadolu Sağlık Merkezi'nden Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Zafer Atasoy’a sorulmuş. Bir psikiyatr bu tür soruları cevaplayamaz mı? Diyebilirsiniz. Çünkü ÖSS ruh sağlığını da ilgilendiren bir boyuta sahiptir. Koskoca ÖSS sınavında ruh sağlığını ilgilendiren 16 öneri çıkmaz mı? Çıkar elbet. Ama cevaplar ruh sağlığı ağırlıklı değil. Tamamen bir rehberlik uzmanın muhatap alınacağı bir konu bir tıpçıya yöneltilmiş.
Şunu kabul ediyorum. Bir kişinin her konu hakkında az çok bilgi sahibi olması elbette yadırganacak bir şey değildir. Sorulan sorulara isabetli yanıtlar verilmesi de olasıdır. Ancak burada eleştiriye muhatap olan konu soruyu soran gazetecilerin muhatap belirleme kriterleridir. Ülkemizde maalesef mesleki ayrıştırma hala saygı gören bir olgunlukta değil.
Bana göre bir meslekte sorumluluk ne kadar etik bir zorunluluk ise sınırlılıkta o ölçüde bir etik zorunluluktur. Haber sitelerine her gün göz attığımızda özellikle eğitim ve öğretimle ilgili (okul başarısı, okul fobisi, sınav kaygısı, devamsızlık nedenleri, okulda şiddet… vb) sorunlarda muhatap olarak psikiyatrlar ya da psikologlar alınmaktadır. Okulun içinde olmayan birinin uzaktan kumanda araştırmalarla veri toplayıp değerlendirmeler yapması –kimse kusura bakmasın- isabetli olmaz. İsabetli olmayan değerlendirmeden de sonuç çıkmaz.
Bize okul başarısızlığı sorunuyla gelen bir çok aile ya da genç, psikiyatrla yada psikologla görüştüğünü buna rağmen sonuç alamadığını ifade etmektedirler. Sonuç alınmaz tabi. Psikiyatr tıp eğitimi almış. Okul başarısızlığı hakkında teknik bir değerlendirme yapma hakkına sahip değildir.
Konuyu fazla dolandırmadan özetle şunu söylemek istiyorum: Bu ülkede eğitim, okulda başarı, sınav ve sınav psikolojisinin temel muhatapları Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık mezunlarıdır. Çünkü almış oldukları eğitim formasyonunun içeriği söz konusu alanlarla ilgilidir. İstihdam alanları da bu konularla ilgili servislerdir.
Gazetecilerin, bir konu hakkında soru sorarken mesleki sınırları ve yetkinliği göz önünde bulundurmaları da onların mesleki etik sorumluluğu gereğidir.
Bir sonraki yazıda görüşmek dileği ile…