Diyet psikopatları için son teknoloji

Sizin zayıflama formülünüzde lahana, sirke, adaçayı falan mı geçiyor? Ne kadar demodesiniz! Dev yelpazedeki kilo verme sektörünün teknolojik kanadı sizin için çalışıyor...

UMUT EROĞLU / Radikal


Sizin zayıflama formülünüzde lahana, sirke, adaçayı falan mı geçiyor? Ne kadar demodesiniz! Dev yelpazedeki kilo verme sektörünün teknolojik kanadı sizin için çalışıyor: Kalori sayaçları, nabız ölçerli televizyon kumandaları, ev kayakları...

Yakmadığım kalori sayılmasın, saymadığım lokma boğazımdan geçmesin diyorsanız, bu üstün ötesi teknolojik cihazlar tam size göre! Android kası geliştirme ve her lokmanızda ensenize tıklatma garantisiyle sunuluyor. Günlük yaşamda işinizi görecek mantıklı makul aygıtların yanı sıra zayıflama fantezilerinizi renklendirecek ürünler de gelmiştir...

Lokma sayan tabak: Mandometer
Annelerden hatırlanır, ‘Yavaş ye evladım!’, sokakta arkadaşları oyuna bekleyen bir sabinin duymaktan en hazzetmediği laflardandır. Yaş ilerledikçe bu, ‘Hızlı yiyorum, ondan kilo alıyorum’ yakınmasına dönüşür, eşraftan mutlaka bir zayıf bünyelinin ‘Çok çiğnerim ben, ondan zayıfım’ söylemiyle bel ve basen çevresi yağlarının kestirmeden bilimsel dayanağı haline gelir. Açıklamak ıstırap verici ancak ne yazık ki bu bir gerçek. Bristol Üniversitesi’nden Julian Hamilton-Shield adlı profesör hanımın beyanatına göre çok hızlı yediğimizde bağırsaktan salgılanan neuropeptid’ler (bir tür proteinimsi molekül) dolduklarını beyne hemen bildiremediği için, vücut ne kadar tükettiğini mide fesadı geçirene kadar bilemiyor. Mandometer isimli İsveç icadı yeni cihaz, birbirine kablosuz bağlı hassas tartılı bir tabak ve verileri hesaplayan bir ekrandan oluşuyor. Delicesine yemekten kendini alamayan kişi, yuttuğu her lokmada ekranda beliren grafik değerleri takip ederek efendiliğini korumayı başarıyor. İlkin anoreksiya ve blumiya hastaları için tasarlanan cihaz formda kalma tutkunları da ilgi gösterince pazarda kendine şık bir yer edinivermiş.

Televizyon polisi: EnterTrainer
Anne örneği iyi geldi; yine çocukken ödevini yapmayana televizyon yasaktı hatırlarsınız. Büyüyünce o televizyon odaya kadar girdi ama derslerle husumet hiç bitmedi. Husumetin asıl kaynağı, keyifli bir şeyler yapmak varken önce tatsız işi yapma gereğiydi. Yaş ilerleyince münakaşa kişinin kendisine döndü, anneler telefon ucunda kaldı. İşin zorluğu burada başladı. ‘Spor yaparken dizi izleyeyim, zamanın nasıl geçtiğini anlamam’, 10 dakika sonra ‘Bi soluklanayım ama şu kanepede’, bir saat geçer; ‘Aa dizi bitmiş, filme dalmışım, terim de soğumuş ayol’... İşte yüce icat EnterTrainer, insanlığı bu yılışıklıktan kurtarmak için üretildi.
Kendi bildiğini okuyan bir tür TV kumandası aslında. İçine yaşınızı ve niyetlendiğiniz antrenman sürelerini kaydediyorsunuz. Kolunuzdaki aparat ise nabzınızı ölçüp cihaza ispiyonluyor. Hareketleriniz yavaşlarsa cihaz önce televizyonun sesini kısıyor, iyice salarsanız televizyonu çat diye kapatıyor. Yani her teyzeye lazım. Duvara fırlatılabilir biçimde tasarlanmış, kırılıyor. Fiyatı 29.95 dolar. 

Dik dur evladım: iPosture
Tanrı Steve Jobs’dan razı olsun, insanla doğrudan iştigal halinde, iki akıllı fonksiyonu olan bir cihaz icat ederseniz sakın başına bir ‘i’ geçirmeyi unutmayın, hemen modern çağın teknoloji ürünü olsun.
iPosture da böyle muazzam bir cihaz. Zayıflamayla doğrudan ilgisi yok ama göbeği içeri çekmekle ilgisi var denebilir. Sırtına binen yüklerden kamburluk genlerine işlemiş bir millet olarak (toplumsal mesaj) aslında tam da bize göre iPosture. Kadınların sutyen askısına, erkeklerin atlet askısına, ikisini de kullanmayanların meme ucuna asabileceği bu minik cihaz, belli bir süre dik durmayı bırakırsanız ince ince ötmeye başlıyor. Doğrulduğunuz anda susuyor. Kesin işe yarar. 64.95 dolar fiyatı var. 

Kaç gram verdiğinizi tweet’leyin: SurfShelf
20 km. dümdüz koş koş, hiçbir yere varama, bisikletle dağları tepeleri aş, hâlâ salona sinmiş ter kokla. Evde, kapalı yerde spor yapmak sıkıcı iş malum. Hele ki bunlar gibi hareket hep aynı kalacak ve dakikalar sürecekse... Efor sarf ederken TV seyrediyorsanız, bazen en geri zekâlı dizinin konusunun bile harika geldiğini bilirsiniz. Öyle ise SurfShelf tam size göre. Pek çok blog’da yılın buluşu olarak yere göğe sığdırılmayan SurfShelf, laptop’unuzu koşu bandına veya egzersiz bisikletinize monte etmenizi, seyir esnasında rahatça kullanabilmenizi sağlayan basit bir aparat. Merak etmeyin, lastiğin bulunmasından 26 yıl sonra pompa icat edildiğinde de böylesine sevinmişti insanlık! 

Evde kayak: Human Touch Board
Mevsim kış olunca, zayıflamalı yazıya snowboard, kayak konusu girerse herkes için tadına doyulmaz. Ama Human Touch Board öyle muhteşem bir cihaz ki, haberi yazın yapıyor olsaydık bu sefer sörf aleti diye koyacaktık.
Normal insan bacak açıklığının sığacağı ebatta elektronik bir ‘board’ (tahta desek daha mı iyi?) ve onu spora uygun şekilde hareket ettiren bir alt düzenekten oluşuyor. Zaman ve zorluk derecesi planlandıktan sonra, alt tarafı görmeyenlerin sizi embesil zannedeceği bir dizi harekete başlıyorsunuz. Üzerinde dengede durmaya çalışırken, bilekten kalçaya, belden omuza her kas birimi nasibini alıyor, taş gibi oluyorsunuz. Antrenman için de fevkalade şevk verici. Snowboard yapanlar, yapmaya niyetliler için çok eğlenceli olduğu kesin. Sörf yapanlar için de öyledir yazsak, birisi çıkıp ‘Kaliforniya mı burası, nerde öyle dalga?’ derse biteriz. Ama yaz olsa demez. Ya da ‘1000 dolar fiyatı var, bunu alan oraya da gidiyordur zaten’ deriz biz de...

Uyurken ne kadar yakarım? 
Kalori hesabı, bıngıldamaktan bıkan insanlığın vazgeçilmez diyet motivasyonudur. Çikolatanın etiketine endişeyle bakmak yetmez, gün boyu, hatta uyurken ne kadar hareket edildiği de göz önünde tutulmalıdır. Zayıflama sektörünün bu ihtiyacını şık bir biçimde karşılayan üç cihaz var, gelişmiş dördüncüsü ise yolda. 

FitBit:
İlkin kımıl zararlılarının kullandığı cihaz, beyazların toprak-larını ele geçirmesiyle insanlığın malı oldu. Küçük, sade bir görü-nümlü FitBit, klipsvari yapısıyla uygun bir yerinize tutunarak gün boyu, hatta uyurken, hareketleri-nizi kaydedip yaktığınız kalori miktarını size devamlı surette raporluyor. Fiyatı 100 dolar.

BodyBugg & Go Wear Fit: Özellikleri aynı, sadece Go Wear Fit daha hesaplı. Kalori hesabında yüzde 90 doğruluğa vardığı firma yetkililerince iddia edilen bu cihaz-lar, hareket, ısı ve sıvı sensörleri sayesinde vücut ısısı ve ter kaybını hareket miktarıyla oranlayarak kalori hesabı yapabiliyor. BB 249 dolar, GWF 199.95 dolar.

SmartPatch: İşte tüm sayfanın en önemli icadı! Yakında piyasaya çıkacak olan SmartPatch’in devrim yaratacağı konuşuluyor. Çeşitli kimyasal sensörler, elektrotlar ve üç yönlü hareket ölçerlerden oluşan bu cihaz, tene yapışarak gün boyu harcanan gerçek kaloriyi ve alınan-verilen kiloları gramı gramına hesaplayabiliyor. Tansiyon, kalp ritmi, solunum, vücut ısısı ölçme ve bu verileri kablosuz olarak kullanıcının cep telefonuna gönderebilme özellikleri de bulunuyor.

Ayağına kadar hizmet
Yine çocukken, dilinden pompalı lastik ayakkabılar vardı. Reklamda ya da filmdeki bebeler aksiyon öncesi mutlaka o pompayı iki-üç sıkıp öyle başlardı hoplayıp zıplamaya. O ayakkabılardan almayanımız kalmadı. Orijinal marka alanlar ayakkabıyı pompalayıp sıktıkça mutlaka bir tat yakalamıştır ancak fuzuli neşriyatı gözünden anlayan ebeveynlerin yavruları, kendilerine yan sanayi türünden reva görülen bu gereksiz icatla sıktıkları onca havayı nereye gönderdi tanrı bilir. Yazan kişi olarak, o yarım basket topu şeklindeki pompayı sıktıkça Michael Jordan gibi 3.5 metre uçacağıma canıgönülden inandığımı hatırlıyorum. Bununla beraber, her sıkışın tazyikiyle çıkan ‘foss‘ sesinin o günkü performansımı nasıl da güzel ifade ettiğini ancak bugün kavrayabiliyorum. Hırsın, hevesin yaşı olmaz, tüketiyorum öyleyse varım! Ayakkabı sektörünün önde gelen markalarının, sportif aktivitelerle ciddi uğraşanları göz önüne alarak tasarladığı, egzersiz düzenine faydalı üç ürün var, inceleyelim:

Nike+ iPod: Nike artı iPod olarak okumayın lütfen. ‘Nike+’, Nike’ın hakiki sporcular için akıllı minvalde materyalden ürettiği serinin adı. iPod ise bildiğiniz iPod. Alakayı kuran, yine Nike’ın geliştirdiği bir sensör. Nike+ model ayakkabıların topuğuna yerleşmek üzere tasarlanan bu sensör, iPod’a bağlanarak koşu sırasında atılan adımı, mesafeyi, nabzı, vesaireyi kaydederek sporcunun bilgileri iPod’undan takip edebilmesini, gerektiğinde diğer sporculara ‘Al geçtim seni’ demek üzere paylaşabilmesini sağlıyor. Başka yararlı özellikleri de var. Sensörün fiyatı 19 dolar, makul. Nike+ ayakkabılar 85-160 dolar arasında seyrediyor, ecnebi diyarlarda tabii. iPod’unuz var zaten.

Skechers Shape Ups: Ülkemizde pek tanınmayan, yine de ismi kulağa aşina gelen Skechers markası, adını argoda aynı kelimeyle anılan, ‘yerinde duramayan kişi’ tanımından alıyor. Skechers Shape Ups modelinin iddiası, normal yürüyüş esnasında da vücuda egzersiz gazı veriyor olması. Bu özelliğini, kumda yürüyormuş hissi ileten özel taban maddesinden kazanıyor. Bu sayede tüm kasları uyarıcı anti stabil bir hareket yaratırken, olası şokları da önlüyormuş. Kesimi bizim topraklara yine biraz ‘teyze modeli’ gelebilir ancak kesinlikle rahat görünüyorlar. 

Reebok EasyTone: Düzde yürürken form tutma trendiyle kendini gösteren bir diğer marka da Reebok. Eskisi kadar havalı olmasa da ülkemizde bir dönem çok tutulan Reebok’un özellikle kadınları hedefleyen EasyTone modeli, Skechers’ınkine benzer bir teknolojiyle gücünü özel tabanından alıyor ve bacak bölgesini daha oranlı ve yoğun çalıştırarak belden aşağısının görünümde iyi bir ‘ton’ tutmasını sağlıyor. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri