YEMEYİ BIRAKABİLİRLER
Ebeveynlerinin ekmek yemediğini gören çocuklar yemeyi tamamen bırakabiliyor. Yetersiz beslenme çocuklarda boy kısalığı ve vitamin yetersizliğine bağlı hastalıklara sebep oluyor.
İnsanlar, diyetisyen tarafından kişiye özel hazırlanan beslenme programlarıyla doktor kontrolünde sağlıklı şekilde kilo verebiliyor.
Ne varki diyet uğruna yeme alışkanlıklarını değiştirenler çevrelerini de etkileyebiliyor. Özellikle çocuklar aile davranışlarını örnek alıp daha az yemek yemeye başlayabiliyor. Kulaktan dolma yanlış bilgilerle yapılan diyetlerde kas erimesi, kansızlık, vitamin yetersizliği gibi önemli sağlık sorunlarıyla karşılaşılabiliyor.
Konya Özel Farabi Hastanesi Diyet ve Beslenme Uzmanı Hilal Acar, çocukluk çağında yetersiz beslenmenin boy kısalığı, beyin gelişiminde yetersizlik, vitamin-mineral yetersizliğine bağlı hastalıklar, enfeksiyonlara kolay yakalanma gibi sorunlar oluşturabildiğini belirtiyor. Çocukların yanında mümkün olduğunca diyetle ilgili konuşulmamasını tavsiye eden Acar, "Diyet yapan biri çocuğun yanında 'ben ekmek yemiyorum, diyetteyim' dediği zaman çocuk bunu örnek alıp ekmek yemeyi bırakabiliyor. Kilo sorunu olan çocuğa 'çok yemek yeme kilo alıyorsun' denilirse çocuk yemeyi tamamen bırakabilir veya doyduğu halde daha fazla yeme eğilimine girebilir." diyor.
Çocukların besin ögesi ihtiyaçlarının yetişkinlerden farklı olduğunu bildiren Acar, şu bilgileri veriyor: "Besinlerden gelen enerji günlük ihtiyaç ve büyüme-gelişme için kullanılır. Bu nedenle özellikle 5 yaş altı çocukların diyet yapmaması gerekir. Kilolu çocuklar önce doktor kontrolünden geçmeli, kilonun nedeni belirlenmeli. Daha sonra diyetisyen kontrolünde yaşına ve kilosuna uygun bir büyüme ve gelişmesine engel olmayacak bir beslenme programı oluşturulmalıdır." Acar, ileri derecede kilo sorunu olmayan çocuklarda problemin egzersizle halledilmeye çalışılmasını öneriyor.
ÇOCUĞUNUZUN BESLENMESİNİ TAKİP EDİN
Günümüzde beden imajı önemli hale geldi. Genç kızlar, zayıf görünmeye ayrı bir değer veriyor. Çocuk ergen psikoloğu Hande Sinirlioğlu, kilolu gençlerin çevrenin olumsuz yargılarından kurtulmak adına diyetlere yöneldiğini belirtiyor.
Yetişkin ve ergenler arasındaki diyet algısının farklı olduğunu bildiren Sinirlioğlu, "Ergenler 'bana bir şey olmaz' düşüncesiyle hareket ederek diyet sürecini abartılı biçime dönüştürebilir. Beden büyümesi ve hormonal değişimin çok hızlı olduğu ergenlikteki yanlış beslenme, sağlık açısından risk oluşturur." Ailenin denetimi ve diyet sürecini bir uzmanla işbirliği halinde sürdürmesinin önemine işaret eden çocuk ergen psikoloğu, "Örnek olma doğru uygulanabilir ve uygun işbirliği kurulursa anne-babanın diyet yapması, çocuğu ile işbirliğine girmesi olumlu olur." diye konuşuyor.
Sinirlioğlu'na göre ergenlik sürecindekileri anlamak, onların bedeni ile ilgili kaygılarını dikkatle dinleyip, önemsendiklerini hissettirmek gerekiyor. Kilolu çocuğa bu konuda destek olmak ve 'bir şey yok, zayıflarsın, önemli değil' şeklinde yaklaşmamak lazım.
Gençlerin olumsuz modellerle özdeşim kurma riski bulunduğuna dikkat çeken Sinirlioğlu, "Aşırı diyet, yemek yememe, yediğini kusma, boşaltımda etkili ilaçlar kullanma, çocuğumuz için riskli olabilir. Çocuğumuz bir arkadaşından bu davranışların zayıflamaya etkisini duymuş ve uygulamaya geçirmiş olabilir. Bu durumda önlem almak ve yönlendirmek gerekecektir." uyarısında bulunuyor.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Toplumda manken hastalığı olarak bilinen 'anoreksiya nervoza' başta olmak üzere yeme bozuklukları sağlığı ciddi anlamda tehdit ediyor. Hande Sinirlioğlu, bu tür bozuklukların ölümle sonuçlanabilen psikiyatrik hastalıklar olduğunu söylüyor.
Ailelerden çocuklarının diyet süreçlerini ciddiye almalarını isteyen Sinirlioğlu'na göre, eğer çocuğun yedikleri ile ilgili yalanları varsa, ayna karşısında, tartı üstünde aşırı zaman harcıyorsa, sizinle sofraya oturmayı reddediyorsa, bu durumu mutlaka ciddiye almak gerekiyor. Takibi yapılması gereken diğer hususlar ise kilosunda ciddi oynamalar, yemek sonraları banyoda uzun süre geçirme. Sinirlioğlu, bu durumlarda bir diyetisyen veya psikolog ile işbirliğine girmek gerekebileceğini sözlerine ekliyor.
Zaman