Seker hastası için hastalığın artık yaşam boyu sürecek olan bir arkadaşı olduğunu anlaması çok acı verecektir. Bu hayatındaki birinci zorluktur. İkinci zorluk bundan da acı verecek güçte hızla hayatına yerleşecek olan yasaklar ve sınırlardır. Yani yaşam biçimini değiştirmesi gerektiğini kabullenmektir. Şeker hastalığının ortaya çıkarabilecek olduğu komplikasyonlarının olması bir başka baş edilmesi zor durumu işaret etmektedir. Bir dördüncü acı verecek gerçek ise yaşam süresinin kısalacağını bilmesidir. Bu durum onu sıkıntıya sokabilecek faktörlerden bir diğeridir.
Tedavi süresince ruhsal, sosyal, cinsel ve evlilikle ilgili pek çok sorun onu bekleyecektir. Hekimler, şeker hastalığının başlangıcından itibaren hastaları psikolojik destek almaları konusunda desteklemelidirler. Buradaki stresli durum hastalığın gereklerinde vardır. Hastaların stresle baş etmelerinde güçlü olmaları, uyum ve baş etme becerilerini kazanmış olmaları ile orantılıdır. Hastanın hormonsal durumunun duygusal durumunu etkilediği gibi, duygusal durumu da hormonsal durumunu etkilemektedir.
Kronik şeker hastalarında, kişilik değişiklikleri, depresyon, anksiyete, bilişsel işlevlerde bozulma ve psikoz gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Stres ve şeker hastalığı İlişkisi
Psikolojik çatışma ve gerginlikler kan şekerini etkiler. Stres şeker hastalarında erken dönemde ortaya çıkar. Geç dönemlerde de stresse bağlı olarak kan şekeri düzeylerinde düşme görülmektedir. Pek çok araştırma fiziksel hastalıkların ortaya çıkışı ile yaşam olayları ilişkisini araştırmaktadır. Bedensel hastalıklarla ruhsal hastalıklar yakından ilgilidir.
Ruhsal hastalığı olanlarda bedensel şikâyetler daha fazla görüldüğü gibi psikiyatrik tedavi gören hastalarda hastalığa eşlik eden fiziksel hastalıklarda oldukça sıktır. Fiziksel hastalık olarak kabul edilen pek çok durumda anksiyete ve depresyon gibi ruhsal şikâyetler durumuna eşlik etmektedir. Fiziksel hastalığın şiddeti, yaşamı tehdit etme özelliği ve işlevselliği etkileme düzeyi ruhsal belirtilerin sıklığı ile yakından ilgilidir.
Alanur Özalp-yeniçağ