ZAMAN - Kuzey Kıbrıs Disleksi Derneği'ni 2001 yılında oluşturan Ersin Öztoycan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, derneği kurmaktaki amacının, halkı disleksi konusunda aydınlatmak olduğunu söyledi.
Uzun yıllar yaşadığı İngiltere'den 1996 yılında KKTC'ye dönen Öztoycan, üç çocuğundan ortanca olana, 8 yaşındayken İngiltere'de disleksi teşhisi koyulduğunu anlatarak, ''1996 yılında Kıbrıs'a yerleştiğimizde disleksi hakkında bilgi olmadığını fark ettim. Gördük ki Eğitim Bakanlığında veya öğretmenlerimizde, toplumun genelinde disleksi hakkında kimsenin bilgisi yoktu. O yüzden bir dernek kurmaya karar verdik ve 2001 yılında derneği kurduk'' dedi.
Derneği kurmadan önce araştırma yaptığını, konusunda uzman ve gerekli değerlendirme araçlarının KKTC'de olmadığını, disleksi konusunda Türkçe araştırma da bulunmadığını belirten Öztoycan, ''Türkiye'de böyle bir merkez var mı, bu konuda kitap, makale var mı diye de araştırdım. Maalesef, disleksi merkezi yok. Araştırmalar çok kısıtlı. Disleksi hakkında kitap çok az. İnternette bile Türkçe olarak araştırdığınızda çok az bilgi var'' diye konuştu.
Derneği kurduktan sonra, Türkiye'den de çok sayıda müracaat olduğunu anlatan Öztoycan, hem veliler, hem öğretmenler, hem de üniversitede araştırma yapan öğrencilerin bilgi almak için derneğe geldiğini veya derneği aradığını, ''bu çocuklara daha fazla nasıl yardımcı olunur, neler yapılması gerekir'' gibi konularda kendilerinden yardım istediğini kaydetti.
-KAPSAMLI DEĞERLENDİRME-
Derneğe getirilen çocukların değerledirmeden geçtiğini ve çocuğun disleksi riski taşıyıp taşımadığını, uzmanlarla tespit edebildiklerini ifade eden Öztoycan, ''Ondan sonra, kapsamlı bir değerlendirmenin ardından, eğitim metotlarının nasıl uygulanması gerektiği konusunda aileye ve öğretmenlere bilgi veriyoruz'' dedi.
Dernekte, konusunda eğitilmiş 4 öğretmen olduğunu açıklayan Öztoycan, yapılan değerlendirmelerin eğitim ağırlıklı olduğunu, okuma, imla ve bellek testleri uygulandığını ifade etti. Öztoycan, ''Çocuk, bu konularda çok kapsamlı bir değerlendirmeden geçiyor. Değerlendirme sonucu, o güçlükleri, zayıf olan alanlar hep ortaya çıkıyor ve ona göre de eğitim programı uygulamamız gerekiyor'' diye konuştu.
Ersin Öztoycan, her disleksinin aynı olmadığını, farklı belirtiler gösterdiğini, bu nedenle bireysel değerlendirmeler ve bireysel eğitim programları uygulandığını kaydetti.
-VELİLERİN EĞİTİMİ DE ÖNEMLİ-
Velilere de eğitim verdiklerini kaydeden Öztoycan, ''Veli bu konuda bilinçli olsun ki o da çocuğuna yardımcı olsun. Disleksilerde ilaç tedavisi uygulanmıyor, tamamen eğitim metotları uygulanıyor'' dedi.
Disleksinin, genetik ve travmaya bağlı olmak üzere iki şekilde görüldüğünü anlatan Öztoycan, genetik olanların eğitmle üstesinden gelindiğini vurguladı ve ''Disleksi korkulacak bir şey değil ama erken teşhis çok önemli'' uyarısında bulundu.
Amacının, halkı disleksi konusunda daha fazla aydınlatmak olduğunu söyleyen Öztoycan, ''dernekleşme sürecinin oldukça zor olduğunu'' da belirterek, şunları kaydetti:
''Benim çocuğum disleksi dediğimde, herkes bana böyle bakıyor, 'nedir bu disleksi'... Türkçe bilgi bulamadım. Amacım aslında, toplumu bu konuda daha fazla aydınlatmaktı. Ama aydınlatırken, insanlar, 'ben değerlendirme istiyorum, ben çocuğuma eğitim istiyorum' demeye başladı. Bu defa kurslar düzenlemek zorunda kaldık. Türkiye, İngiltere ve ABD'den kurs vermesi için uzmanlar getirdik.''
-BM'DE GÖREV YAPIYOR, İLİĞİNİ SAKLIYOR-
Kıbrıs'ta görevli Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFCYP) Basın Ofisi'nde görev yapan Ersin Öztoycan, ''zorlu'' hayat hikayesi ile de dikkati çekiyor.
Öztoycan'a 2005 yılında lenf bezi kanseri teşhisi konuldu. Doktorlar, ''iyi huylu ama devamlı kontrol altında olman gerekiyor'' dedi. Öztoycan doktorlara, ''kemik iliğinin kanserden etkilenip etkilenmediğini'' sordu.
Ersin Öztoycan, bu konuda şunları söyledi:
''Doktorlar kemik iliğimin etkilenmediğini söyledi. Ben de etkilenmediyse kemik iliğimi aldırayım, dondurayım dedim. Doktorlar 'şimdi gerekmiyor, belki beş yıl, belki on yıl sonra tedaviye ihtiyacın olabilir' dedi. Ama ben, bu iliğe ileride ihtiyacım olacaksa yüzde bir şansım bile varsa başkasından ilik arayacağıma, kendi örneğim daha uygun olur diye düşündük ve gidip Türkiye'de iliğimi aldırarak dondurduk. 10 yıl saklanabiliyor. Herkes iliğini dondursun demiyorum ama, kanser teşhisi konan bir insan için, iliği etkilenmediyse iliğini dondurmak en iyisi.''
Ersin Öztoycan'ın, hayatını anlattığı ve İngilizce basılan ''Benim Hayatım'' isimli bir de kitabı var.
-ÖĞRENME BOZUKLUĞU; DİSLEKSİ-
Disleksi, dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğu. İlkokula başlayan disleksili çocuklarda eğitim alabilecek zihinsel gelişim henüz tamamlanmadığı için bu çocuklar okuyamaz, yazamaz ve matematiksel işlemleri kavramada zorluk çeker. Ancak bu, öğrenme bozukluğu olan çocukların zeka düzeyinde bir sorun olduğunu göstermez. Disleksi, zeka düzeyi çok yüksek çocuklarda da görülebilir.