Seslerin farkındalıgı ve ayırt edilmesi etkileniyor. Okuma ve dolayısıyla yazma güçlügü yanında kiside kısa süreli bellek, matematik, faaliyete yogunlasma, kisisel organizasyon ve sıralama alanlarında zorluklar da gelisebiliyor. Okuma güçlügü tamamen biyolojik kaynaklı bir sorun olarak nitelendiriliyor. Duygusal bozukluklar, olanakların kısıtlı olması gibi nedenlerden kaynaklanmıyor. Toplumun yüzde 4-5inde degisik düzeylerde okuma güçlügü görülüyor. Disleksi gelecekte meslek seçimini kısıtlamıyor. Her dislektik bireyin zayıf ve güçlü oldugu alanlar var. Matematik, sanat, tasarımcılık gibi alanlarda çok basarılı olabiliyorlar. Önemli olan bu sorunun erken saptanıp kisinin dogru egitimi alması ve bireysel yeteneklerin ortaya konulması.
Kelimelerin ve bazen de simgelerin kullanımında güçlük ilk belirtisini olusturuyor. Kelimelerin içinden sesleri ayırt etmekte zorluk oldugu için bu sorunu yasayan kisilerin yüzde 60ında fonolojik sorun, yani seslerin telafuzunda bozukluk görülüyor. İlkokula baslandıgında okuma güçlügü ile birlikte yazma ve seslendirme hataları belirginlesiyor.
Gelisimsel nörobiyolojik bir bozukluk olarak tanımlanıyor. Ailevi yönü kuvvetli olmakla beraber çevresel faktörler de kolaylastırabiliyor. Nedeni henüz bilinmiyor. Beyinde bazı yapısal anomaliler ile beraber gelisiyor. Saglıklı kisilerde isitme ve konusma merkezlerinin bulundugu temporal lobunun planum temporale bölümü karsı beyin yarısına göre daha büyüktür. Disleksisi olan kisilerde ise fizyolojik olan bu asimetri kayboluyor. Ayrıca sol temporal lob, beyincik ve iki taraflı temporo-parieto-oksipital bileske, frontal (ön beyin) lob ve bazı olgularda tüm beyin ve gri cevherde azalma saptanmıs. Bu bulgular, bilginin islemlenmesinde bir aksaklık oldugunu destekliyor. Beyinde disleksiye neden olan anomali yanında görsel, uzamsal ve yan düsünme gibi adeta telafi edici yeteneklerin fazlaca gelistigi ve bunlar ile ögrenmenin sürdürüldügü düsünülüyor.
Günümüzde disleksiyi ortadan kaldıran bir tedavi yöntemi mevcut degil. Ancak uzmanlasmıs egitimcilerin yardımıyla disleksinin etkileri azaltılıyor.
Disleksi tanısı konursa?
Disleksi tanısı konan çocugu egitimi süresince olabildigince iyi desteklemeli ve bunu da
okul içinde yapmalı. Sorun yasadıgı alanda haftada 1-3 saatlik özel egitim ile
desteklenerek çocugun normal sınıfında basarılı olması saglanabiliyor.
Bu asamada aileye düsen görev, çocugun güçlügü nedeniyle sarsılan özgüvenini
tazelemek. Bu sorunun kendisinin bir hatası olmadıgı, güçlü alanlarının da oldugu
konusunda onu ikna etmeli.