Din, Gelenek Modernite Bağlamında Bir Değer Olarak Aile

Dünyanın 5 kıtasından 650 akademisyenin bir araya geldiği "Din, Gelenek Modernite Bağlamında Bir Değer Olarak Aile" konulu konferansın ikinci gününde aile yapısını sarsan nedenler tartışıldı.

Ekonomik gelişmeler ve modernizmin aileye etkisi üzerinde duran akademisyenler "Modernizm ailenin sonu mu?" sorusuna cevap aradı. "Modernizm aileyi parçalıyor" diyen Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç, göçle büyük şehirlere gelen insanların ekonomik zorluklar yaşadıkları için çekirdek aileye hapsolduğunu söyledi. Yoksulluğun, işsizliğin ve gelir düzeyindeki adaletsizliğin ailelerde dramatik yıkımlara neden olduğunu ifade eden Bulaç, ailenin sarsılmasına artan boşanma oranlarını örnek gösterdi. Prof. Dr. Kemal Sayar ise ekonomik sorunlar nedeniyle aile fertlerinin hayatlarını sürdürebilmek için daha fazla çalışmak zorunda olduklarına dikkat çekerek, modernleşmenin aile kurumu üzerinde etkisinin olduğunu belirtti. Senegalli Araştırma Görevlisi Dr. Fatou Sarr Ifan da fakirliğin aile bağlarının zayıflattığına değindi. Sarr, ekonomik krizler ve doğal felaketlerle mücadele eden Senegal de fakirliğin ebeyn otoritesini sarstığını, boşanmaları, evlenmemiş anne sayısını, dilenciliği, uyuşturucu ve fuhuş suçlarını arttırdığını dile getirdi.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından, Diyalog Avrasya Platformu'nun koordinatörlüğünde düzenlenen aile konferansı ikinci gününde 'Senegal'de Aile ve Yoksulluk', 'Ailenin Ekonomik ve Sosyal Modelinin Değişimi' ve 'Nüfus Politikaları ve Aile' konuları ele alındı.

Konferansta "Mekan ve Aile Yapısındaki İlişki" konulu bir sunum yapan yazar Ali Bulaç, endüstrileşme ile birlikte değişen insan ilişkilerini anlattı. Çalışma hayatına atılan kadının bir ticari meta haline dönüştüğünü söyleyen Bulaç, sadece ekonomik değil, psikolojik ve kültürel sebeplerle boşanmaların arttığını dile getirdi.

"Şiddetli Geçimsizlik" gibi içi doldurulamayan bir sebeple eşlerin boşandığını vurgulayan Bulaç, "Bu insanların artık birbirlerine tahammüllerinin azaldığını gösteriyor." ifadesini kullandı.

Modernliğin pek çok alanda başarılı olsa bile aile ortamında başarı gösteremediğinin altını çizen Bulaç, "Eğer aile beşeri ve toplumsal hayatın temel yapı taşı durumunda ise bu temel yapı çözülmekte, parçalanmaktadır. Söz konusu çözülme sürecini izleyerek beşeriyetin devam etmesi mümkün değildir. O zaman tekrar başa dönüp kadına ve erkeğe, kadın-erkek ilişkisine, ebeveyn-çocuk ilişkisine ve aile kavramına bakmak gerekir." şeklinde konuştu.

Şehirleşme ve göç ile beraber komşuların 'yabancılaştığına dikkat çeken, Prof. Dr. Kemal Sayar, modern ailenin ise 'kalpsiz bir dünyadaki sığınak' olduğunu belirtti. Endüstri devrimi öncesinde kırsal kesimde yaşayan aile bireylerinin işlerinin ve evlerinin aynı ortamda bulunması sebebiyle birbirleriyle daha çok vakit geçirdiklerini anlatan Sayar, günümüzde ise hırs ve rekabet tutkusunun gözetildiğinde aile bireyleri bulundukları ekonomik konumu korumak için daha çok çalışmak zorunda kaldıklarını aktardı.

Prof. Sayar, "Dolayısıyla aile fertleri birlikte daha az zaman geçirmektedir. Ebeveynlerden birinin çalıştığı, annenin ise çocuğun bakımından sorumlu olduğu aile düzenlerinde bile bu durumun vehameti görülmektedir; babalar çoğu zaman çocukları gece uykusuna yattıkları vakit evde olabilmekte, çocuklar ve baba arasında gitgide azalan bir paylaşım görülmektedir." diye konuştu.

Ekonomin sorunları nedeniyle aile fertlerinin hayatlarını sürdürebilmek için daha fazla çalışmak zorunda kaldıklarına dikkat çeken Prof. Sayar, "Ekonomik sorunlar ve beraberinde gelebilen evlilik ile ilgili problemler, dış dünyadan soyutlanarak eve kapandığını düşünen annenin duygusal sıkıntılar ve buhranlar yaşamasına zaman zaman sebep olmaktadır." tespitinde bulundu.

(CİHAN)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kongre-seminer Haberleri