Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Çavun ve ekibinin insan vücudunda bulunan "Glycyl-glutaminin" (Gly-Gln) molekülünün depresyon tedavisinde kullanılabileceğini ortaya koyan çalışmasına Avrupa'nın ardından ABD'den de patent alındı.
Bilimsel çalışma, "mutluluk hormonu" olarak bilinen "B-endorfin"in yıkımı sırasında ortaya çıkan ve vücutta sentez edilebilmesi nedeniyle yan etkisi bulunmadığı belirtilen Gly-Gln'in depresyon tedavisindeki etkinliğini kanıtlıyor.
PATENT SÜRECİ 5 YIL SÜRDÜ
"Glycyl-glutaminin" Amerika'daki patent sürecinin 5 yıl sürdüğünü aktaran Çavun, "Şu ana kadar biz Türkiye'de, Avrupa'da ve Amerika'da bunun patentini aldık. Bu patent sayesinde artık "Glycyl-glutaminin" depresyon tedavisinde kullanılacak bir ilaç haline geldiğinde Avrupa'da, Amerika'da ve ülkemizde bizim iznimiz olmadan herhangi bir şeklide üretimi, ticarileşmesi söz konusu olamayacaktır." diye konuştu.
"PROJE DENEYLERİMİZ SONA GELMİŞ DURUMDA"
Devam eden projede karşılaştırmalı deneyler üzerinde çalışmalar yaptıklarını anlatan Çavun, şöyle devam etti:
"Şu an kullanılan antidepresan ilaçlarla ilgili olarak Gly-Gln molekülünü hayvanlara verdiğimizde bizim molekülümüzün mevcut antidepresan ilaçlara göre aynı etkide hatta kısmen onlardan daha iyi etkiler ortaya çıkardığını gösterdik. Gly-Gln'in antidepresan ilaç olma yolunda önemli bir aşamasıydı. Bir diğer önemli aşama insanlara uygun şekilde uygulanan formülasyonu ile yaptığımız deneylerde Gly-Gln'nin mevcut antidepresan etkiyi ortaya koyduğunu gösterdik. Bu iki sonuç bizim için önemliydi. İlaç olma yolunda iki önemli deneyi başarıyla gerçekleştirmiş olduk. Proje deneylerimiz sona gelmiş durumda."
"DEVLETİN VEYA YATIRIMCI ŞİRKETLERİN DESTEĞİNE İHTİYAÇ DUYUYORUZ"
Çavun, daha önceden TÜBİTAK'tan 370 bin liralık proje ödeneği aldıklarını ancak bunun yeterli olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Şu anda devam eden proje, sadece akut ve kronik dönem etkilerini test etmek amacıyla yapılmış bir projeydi. Bundan sonra yeni projeler, daha büyük ölçekli, rakamlı desteğe ihtiyacımız var. Bu aşamadan sonra yapılacak olan gerek toksikolojik deneyler, gerekse klinik faz aşamaları devletin veya ilaç firması anlamında yatırımcı şirketlerin desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Umarız bundan sonraki gelişmeler, özellikle milli ve yerli ilaç kapsamında ülkemiz adına olumlu yönde sonuçlanır. Çağımızın en büyük problemlerinden depresyon hastalığına karşı Türk bilim insanları olarak katkı koyabilirsek bu bizler için en büyük gurur kaynağı olacaktır."