Dr. İrfan Bayram, sonbahar, kış günlerinin başlaması, havaların erken kararması, güneşli saatlerin azalması sağlıklı ruh haline sahip kişileri bile mutsuz, isteksiz ve halsiz düşürerek, karamsarlığa sürüklediğini belirtti. Bayram, şu bilgileri verdi: 'Depresyon, insanların hayattan, yaşamaktan, kişilerle ilişki kurmaktan zevk alamaması, iş yapmak istememesi diye kabaca tanımlanabilir. Depresyon Belirtileri 15-20 günden fazla sürer. Belirtiler ise şunlardır. Karamsarlık. İsteksizlik. Geleceğe yönelik plan yapamama. Hayattan zevk alamama. Kendini tükenmiş hissetme. Öz güvenini kaybetme. Kendini işe yaramaz hissetme, küçük görme. Yaşam kalitesinin düşmesi. Bedensel yakınmaların artması. Eskiden zevk aldığı şeylerden zevk alamama. Yapacağı işleri erteleme ile kendini gösterir. Kinik tabloya uykusuzluk ve iştahsızlık eklenebilir. Bazen bunların tersi uykuya sığınma ve iştah artışı görülebilir. Depresyonlu kişi sosyal hayattan kopabilir, yakınları ve çevresi ile ilişki kurmaktan, onlarla birlikte olmaktan kaçabilir. Kişisel bakımını yapmak istemez, tıraş olmaz, saçlarını taramaz. Hayattan zevk almamaktan şikayetçi oldukları için yaşamanın kendisi için anlamı olmadığını, hayatın yaşamanın boş olduğunu ifade ederler. Ölümden, ölmekten sık bahsederler.'
Depresyona girmiş kişiye nasıl davranmalı
'Depresyonlu hastaya 'Kafanı takma, üzülme , bunlar düşünmeye değer mi?. Aldırma meseleleri olayları kafanda büyütme' dememeli. Böyle söylenmesi onu ciddiye almamış hissi uyandırır. Genellikle yapılan yanlışlardan biri de depresyonlu hastaya seyahat veya yaşadığı ortamı değiştirmeyi tavsiye etmektir. Depresyondaki kişi depresyon belirtilerini beyninde taşır. Belirtiler nereye giderse gitsin onlarla birlikte gider. Hastaya kötü göründüğü onun bu görüntüsünün bizi de üzdüğü söylenmemelidir. Böyle davranılırsa depresyonlu kişi çevresindekileri üzdüğünü düşünür, depresyonu daha da artar, suçluluk duyguları gelişir. Yakınlarını üzdüğünü düşündüğü için hayattan zevk alamama duyguları artar. Ölme isteği belirtileri ve teşebbüsleri görülür. Sorunları ertelenmemeli, sorunların nedeni ile yargılanmamalıdır.
Depresyonlu hasta kızmakla veya bizi üzme demekle iyi olmaz. Tedavi olması için desteklenmelidir. Psikiyatra gitmesi ve bir Psikiyatrla işbirliği yapması için ortam yaratılmalı, verilen ilaçların düzenli kullanılması sağlanmalıdır.'
Tedavi için ne gerekli
'Tedavi için Doktor +Hasta +Hasta yakınının iş birliği gereklidir' diyen Bayram, 'Tedavisine antidepresif ilaçlar ile birlikte psikoterapi uygulanmalıdır. Depresyon yalnız Psikoterapi uygulanmakla düzelmez. Tedavinin yüzde 50'si psikoterapi ile sağlanabilir. Uykusuzluk şikayeti olan hastalarda sedatif etkisi ön planda olan antidepresif ilaçlar verilmelidir. Depresyonlu hastalarda klinik tabloya genellikle Anxiete eşlik ettiğinden tedaviye Anxiolitik ilaçlar eklenmelidir. Toplumda inanılanın aksine antidepresif ilaçlar bağımlılık yapmaz, başka bir hastalığa (Diabet ,Astım v.s) neden olmaz. Fakat yeni geçirilmiş bir kalp rahatsızlığında özellikle kalp yetmezliği varsa antidepresif seçiminde ve doz ayarlanmasında dikkatli olmalıdır. Depresyon tedavi ile düzelen bir hastalıktır. Antidepresif ilaçlar depresyonun hastalık seviyesinde olması halinde başarılı sonuç vermektedir. Moral bozukluğu dediğimiz seviyedeki depresyonlarda antidepresanlar etken olmamaktadır. Depresyona başka hastalıklar da eşlik edebileceğinden Antidepresan seçimi ve Psikoterapi ayrı bir önem kazanır. Bazı depresyonlar yenileyici olabileceğinden hasta iyilik dönemlerinde de Psikiyatr ile iş birliğine devam etmelidir.' diye konuştu