Ağlama esnasında seslerin çıkarılması için gerekli dudak, çene ve dil hareketlerini tekrarlama görülmektedir. Böylece ses ve solunumu düzenleme becerisi geliştirirler. Düşünceleri ifade etme aracı olarak kullandığımız sembolik bir araç olan sözel dil, akciğerden gelen havanın boğaz, ağız ve burun yolunda şekillenmesi sonucunda oluşan seslere dönüştürülerek karşımızdaki insan(lar)ın kulakları tarafından alabilecekleri bir biçime dönüştürülmesi işlemi olarak tanımlanmaktadır pek çok çalışmada. Sesli uyarıcıları bol çevrede yetişen bebeklerde daha fazla seslenme etkinliğinde bulunma ve çeşitli sesler çıkarabilme daha çok görülmektedir. Konuşma için özel tek bir organ yoktur. Konuşma birçok organın birlikte eşgüdüm içerisinde çalışmasıyla oluşan bir iletişim sürecidir ve zamanla otomatik duruma gelir. İnsanın sonradan kazandığı, öğrendiği bir beceridir. Bu öğrenme genellikle taklit yoluyla olur. Bu nedenle çocuklar genellikle yakınlarından ve özellikle annelerinden konuşmayı öğrenirler.
Çocukta Konuşma Gelişim Aşamaları:
0-2 ay:
Bebekler ilk aylarda sese karşı tepki verir ve agulama şeklinde sesler çıkarırlar. Müzik ve konuşmalara karşı tepki verirler. Kendi kendine bazı heceleri tekrarlarlar.
3-5. aylar:
Daha uzun ve devamlı sesler çıkartırlar. Kendisi ile konuşulduğunda sesler çıkartarak tepki verirler. Ağlarken konuşulunca rahatlar ve yine ağulama şeklinde iletişim kurarlar.
6-9 ay:
Tonlamaları çok iyi ayırırlar. Belirgin heceler çıkarabilir, 'ba-ba-ba veya da da da da şeklinde ) arka arkaya sıralayabilir, neşeli ya da kızgın tonlamalara karşılık verirler. Kendi başlarına kaldıklarında seslendirme faaliyetlerine devam ederler.
9-12 ay:
Bu bebekler duymuş oldukları sesleri tekrarlayabilirler. 12. aya doğru ise 'baba' gibi birbirini tekrar eden heceleri birlikte söyleyebilirler.
12. aydan itibaren ise bir veya daha fazla kelimeyi doğru anlamıyla kullanırlar, duydukları sesleri taklit etmeye çalışırlar, bir şey istendiğinde anlayıp yerine getirebilirler. Öğrenme hızlı gerçekleşir, kendisine öğretilen kelimeleri kendi kendine tekrar etmeye çalışırlar.
Tanıdıklarının isimlerini bilirler ve sorulduğunda ona doğru yönelebilir veya gösterebilirler. Duygularını da kendi ifadeleri ile anlatmaya çalışabilirler. Verilen basit komutları yerine getirirler. 'Topu al. Bana getir. Gözlerini göster.'gibi. 5-20 arasında kelime hazineleri oluşmuştur.
İki yaştan itibaren birkaç kelimelik cümleler kullanırlar. Kelime hazinesi artmaya başlar, ama henüz akıcılık zayıftır. İsmini söyleyebilir , tanıdığı yetişkinlerle sohbet edebilirler. 2 Yıl boyunca dilde büyük ilerlemeler kaydeden çocuk, bu yaşta ortalama 200 kelimelik bir dağarcığa sahiptir.
3 yaştan itibaren, konuşma iyice gelişmiştir , kelime hazinesi artmıştır. ( 1000'e ulaşır. ) İsmini, yaşını, ezberlediği şarkıları rahatlıkla söyleyip, yetişkinlerle sohbet edebilirler. Merak ettikleri her şeyle ilgili sorular sorar ve anlamlı sohbetler edebilirler.
4 yaş çocuğu, çeşitli kavramları öğrenmeye başlamıştır, (sayı-renk- şekil) gibi, kolaylıkla isimlendirir, neden ile başlayan çok soru sorarlar.
5 yaştan itibaren ise uzun cümleler kurabilir, uzun cümleleri tekrar edebilir ve dilbilgisini doğru kullanmada da başarılıdırlar. Uzun sohbetlere katılabilir, öğrendiği kavramlara yenisini ekler, zaman kavramlarını bilir ve konuşma içinde kullanabilirler. ( Bu gün, yarın, akşam gibi)
Çocuk, bebeklik döneminde geçirmesi gereken bu dönemlerden birine takılıp kaldığında veya o aşamalardan birine geri dönüş yaptığında gecikmiş konuşma bozukluğu görülmektedir. Gecikmiş konuşmada hiç konuşmama veya sözcük dağarcığının birkaç kelimeden oluşması, ifade güçlüğü, anlamlı cümleler kuramama gibi özellikler görülebilir. Gecikmiş konuşma genellikle zihinsel ve işitme yetersizlikler, ciddi sağlık problemleri ve şiddetli aile içi çatışmalarla beraber görülür
Konuşma bozukluklarının bazıları; konuşma organlarının bazı yetersizliklerden kaynaklanabilir. (Dudak damak yarıklığı, diş problemleri, dilaltı bağının uzun olması, çene kasları, sinir sistemi zedelenmeleri , görme ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik…gibi ). Bazen konuşma bozukluklarında, konuşma organları normal gelişimde olduğu halde konuşma görevlerini gereği gibi yapamamaktadırlar.
Çocuğun dil gelişimini etkileyen ve geciktiren faktörler:
- evde konuşulan dilin niteliğinin bozuk olması
- yabancı dil kullanılması
- model olacak kişilerin azlığı
- yanlış öğrenmeler ve alışkanlıklar
- uyum problemleri
- içe kapanıklık
- ekonomik ve göç sorunları
- diğer duygusal sorunlar
- sevgi ve şefkat ihtiyaçlarının karşılanmaması, doyurulmaması
- kaza ya da benzeri şoklar
- dilin sürekli tartışma aracı olarak kullanıldığı huzursuz ortamlar
- çocuğa kendini ifade etme fırsatını vermeden ihtiyaçlarının yerine getirildiği ortam ve tututumlar
- ilgisizlik
- sözlü uyarıcı bakımından yetersiz bir çevrede büyüme
Çocuklarda dil gelişimini desteklemek için yapılacak düzenlemelere örnekler:
- Daha ilk hece ve sesleri çıkartmaya başladığında söylediği sesleri ona tekrarlamakla başlanabilir.
- Onunla sık sık konuşmak.
- Cümleleri kısa ve basit tutmak
- Yaşına uygun şarkılar, tekerlemeler söylemek,
- Çeşitli parmak oyunları ( anaokullarında oldukça sık kullanılır)
- Onlara yine yaşlarına uygun hikayeler anlatmak ya da okumak,
- Kitapların resimlerine bakmak ve onlarla ilgili sorular sormak veya resimleri anlatmak
Ancak tek başına tüm bu etkinlikler de yeterli değildir. Yetişkinlerin çocuklarla nasıl bir iletişime girecekleri konusunda yeterli bilgi sahibi olmaları da çok önemlidir. Çocuğun konuşmalarına yetişkinlerin sözel tepkileri çocuk açısından önemlidir. Çocuklar konnuşmalarına yanıt aldıkça kendilerine olan güvenleri artar ve daha fazla cesaretlendirir. Onlarla doğru dinleme ve doğru iletişim yöntemlerini kullanmak özellikle 1.5-3 yaş arasındaki çocukların sadece dil gelişimlerini değil, her yönden gelişimlerini destekleyecektir.