Hızlı duygusal iniş çıkışlar, aşırı hareketlilik, yerinde duramama, bir işe uzun süre konsantre olamama – odaklanamama, zamanı iyi değerlendirememe, çok konuşma, trafikte kurallara uymakta zorlanma şeklindeki davranışlar DEHB habercisi olabilir. Kişinin yaşamını akademik - mesleki, sosyal ve duygusal olarak etkileyen DEHB, tedavi edilebiliyor.
Uzman Klinik Psikolog Serkan Elçi, toplumda yaygın olarak çocuklarda görüldüğü düşünülen Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) yetişkinlerde de ortaya çıktığını ve kişinin yaşam kalitesini etkilediğini söyledi.
Uzman Klinik Psikolog Elçi, özellikle son yıllarda adı pek çok yayında geçen, klinik başvurularının artmış olduğu Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) özellikle akademik yaşantıdan ciddi zorluklara yol açan, sosyal ilişkileri etkileyen ve dolayısıyla duygusal ilişkilerde de olumsuzluklara yol açan bir rahatsızlık olduğunu kaydetti. Elçi, “Fizyolojik nedenleri olduğu gibi sosyal ortam, yetersiz veya fazla uyarana maruz kalma ve sosyal yaşantılar da bu rahatsızlığın tetikleyicileri olarak kendisini göstermektedir” dedi.
DEHB’nin toplum geneli olarak bakıldığında çocuklukta yüzde 8, ergenlikte yüzde 6, yetişkinlerde ise yüzde 4 oranında görüldüğünü söyledi. Elçi, “DEHB’nin farklı özellikleri farklı yaşlarda ortaya çıkabilmektedir. Dalgın, unutkan, dikkatsiz bir çocuk, yetişkinlik döneminde yerinde duramayan, çabuk sıkılan, bir işe uzun süre konsantre olamayan bir halde olabilir.
DEHB TEDAVİ EDİLMELİ
Çocukluk döneminde fark edilmeyen ve tedavi edilmeyen DEHB, yetişkinlik dönemine kadar seyredebilir. DEHB olan ve ergenlik dönemindeki bireyin riskli davranışlara yönelebileceği bilinmektedir. Çocukluk döneminde tedavi olmayan ergenlik çağındaki kişi, bu riskli davranışlarla beraber tedaviye başvurmaktadır. Bu dönemde de başvuru olmadığı taktirde erişkinliğe kadar spektrum ilerlemektedir” dedi.
ERKEKLERDE BAĞIMLILIĞA EĞİLİM: KADINLARDA ÇABUK AĞLAMA
Çocukluk döneminde kız çocuklarının daha fazla tanı aldığı görülmekle beraber, yetişkinlik döneminde cinsiyet arasında anlamlı bir fark bulunmadığını kaydeden Serkan Elçi, “İçerik olarak farklılık ise erkeklerde; alkol – madde bağımlılığına eğilim, tehlikeli araç kullanımı, fanatiklik, sabırsızlık olarak görülürken, kadınlar da ise; çabuk bağlanma – aşık olma, alışveriş – tüketim bağımlılığı, düşünmeden davranışlarda bulunma gibi özellikler görülebilir. Her rahatsızlıkta olduğu gibi erken tanı ve tedavi gelişim dönemlerinin daha sağlıklı ilerlemesine yardımcı olacaktır” önerisinde bulundu.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
DEHB’nin belirtileri şöyle:
1.Hızlı duygusal iniş çıkışlar
2.Aşırı hareketlilik, yerinde duramama
3.Bir işe uzun süre konsantre olamama – odaklanamama
4.Sürekli olan ertelemeler
5.Zamanı iyi değerlendirememe
6.Kolay öfkelenme
7.Stres yönetiminde zorluk
8.Unutkanlık, sık eşya kaybetme veya koyduğu yeri hatırlayamama
9.Dinlemekte güçlük, sık söz kesme
10.Aşırı konuşma
11.Çok uyuma veya sık uykusuzluk yaşama
12.Birçok işle aynı anda uğraşma ve hiçbirinin sonunu getirememe
13.Kolay sıkılma, uzun süre aynı yerde duramama
14.El ayak oynatmak, bacak sallamak
15.Trafikte kurallara uymakta zorlanma vb belirtilerin 4-5’nin aynı anda ve uzun süreli olması Yetişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun belirtileri arasında görülmektedir.
KİŞİNİN YAŞAMININ HER DÖNEMİNİ ETKİLİYOR
Yetişkinlerde ortaya çıkan DEHB’nin kişinin yaşamını akademik - mesleki, sosyal ve duygusal olarak etkileyebileceğini kaydeden Serkan Elçi, uygulanan psikolojik testler ve görüntüleme yöntemleri ile fizyolojik bir nedene bağlı olup olmadığının başlangıçta tespit edilebildiğini, fizyolojik nedene bağlı olan DEHB’de ilaç tedavisi ve terapinin birlikte yürütüldüğünü kaydetti.
ETKİLİ TERAPİ ÖNEMLİ
Serkan Elçi, DEHB olan birinin çoğu şeyde olduğu gibi terapi sürecinde de çabuk sıkılacağından dolayı kişiye yapılandırılmış, çözüm odaklı ve egzersizleri de kullanan Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi uygulanması gerektiğini kaydeden Serkan Elçi, “Bu terapi tekniğinin yanı sıra bilgisayarla bir uzman eşliğinde yapılan dikkati, hafızayı, sebat etmeyi, görsel – duyusal hafızayı kuvvetlendirici sistemler ile ek tedavi benimsenmesi sürecin daha hızlı ve çözüm odaklı ilerlemesine yardımcı olacaktır. Bu türde tedavi sürecinden geçen DEHB tanısı alan bireyin yaşamındaki zorlandığı ve kendisine bu rahatsızlığın strese yol açtığı konular da ele alınmalıdır. Sadece tanıyı alan birey ile değil, birlikte yaşayan kişiler de sürece dahil edilmelidir. Çocukluk döneminde olduğu gibi yetişkinlik döneminde de yukarıda bahsi geçen tedaviden geçmiş birey sağlıklı şekilde yaşamını sürdürebildiği gözlenmiştir” dedi.