SALİHA CÜVELEK / ZAMAN
Bütün anneler çocuklarını koruma içgüdüsüne sahip. Fakat bazıları aşırıya kaçarak, çocuklarını en yakınından bile uzak tutarak koruma altına alıyor. Kim mi bu en yakın kişi? Baba! İyilik yaptığını sanarak çocuklarını babadan korumaya çalışan anneler, onları sadece babadan değil, hayattan da uzak tutuyor.
Kumandayı elinize alıp dizilere şöyle bir göz attığınızda 'korumacı anneler' hemen gözünüze çarpacaktır. Hayal kırıklıklarını onlarla doldurmaya çalıştığı için her an üzerlerine titreyen, oğullarını kızlardan, sokaktaki insandan, komşularından, her şeyden koruyan bir anneler... Hatta babalarından bile! Bu annler çocuklarının hatalarını örtbas ediyor, yanlışlarının farkında olmasına rağmen babaya bunları doğruymuş gibi gösteriyor, eşlerinin çocuklara en ufak müdahalesine tahammül edemiyorlar. Devamlı koruma ve ara bulma hali... Bu tür annelere gerçek hayatta da sıkça rastladığımızdan dizi karakterlerini yadırgamıyoruz. Annelerin bu davranışı doğru mu, arabuluculuk bir annelik özelliği mi?
Psikolog Bilge Akgül'e göre arabulucu anneler, çocuklarını sahte bir dünya içine sokuyorlar. Çocuğun gerçek yaşam deneyimleri edinmesine, hatasıyla yüzleşmesine engel oluyorlar. Çocuklarının sorun çözme becerilerini yok ediyorlar. Kendisinin yerine sorunları çözüldüğünde çözümü her zaman kendi dışında aramayı alışkanlık haline getiriyorlar. Annenin çocuk-baba arasındaki iletişime izin vermemesi, çocuğun cinsel kimlik gelişiminde cinsiyet rollerini doğru algılayamamasına ve rol karmaşası yaşamasına da neden olabiliyor. Dünyayı tanımak için gerekli deneyimleri sadece anne ile kurduğu diyalog üzerinden edindiği için sosyal ortamında da zorluk yaşıyor. Grup içerisinde yer aldığında birden fazla kişi ile iletişimde bulunmaları gerektiğinde bir kişi ile yakınlık kurup ekip çalışması veya işbirliği gerektiren durumlarda uyum sağlamada zorlanmasına neden olabilmektedir. Çünkü kritik yıllarda anne-baba-çocuk arasında oluşan üçlü iletişimi yaşamamış olacaktır.
Çocuklarını babadan uzaklaştıran anneler
Pek çok anne, çocuğunun mutsuz olmasından, kaygı yaşamasından, korkmasından, zor durumda olmasından endişe ederek korumacı davranabiliyor. Psikolog Bilge Akgül, bir annenin çocuğunu babasına karşı korumanın altında çeşitli sebeplerin yatabileceğini söylüyor: Çocuğun baba karşısında güçlü durmasını istiyor olabilir. Varsa babanın tehditkâr tutumundan korumaya çalışıyor olabilir. Sebep her ne olursa olsun, bir annenin çocuğunu zorluklardan koruyarak büyütmesinin sakıncalı sonuçları vardır. Aşırı korumacı olmak demek, babanın babalık işlevini yerine getirmesine de engel olmak demek. Çocuğu için her şeyi bilen anneler, babanın nasıl davranması gerektiğine karar vermeye çalıştığında babanın babalık işlevlerini yerine getirme konusunda bir engel haline dönüşmekte. İşlevsiz baba, aile içinde var olsa da sözü dinlenilmeyen, çocuğun eğitiminde veya gelişiminde kararlarını açıklayamayan, kısaca çocuğu üzerinde etkinliği olamayan baba demektir.
Tüm bunların neticesinde ailede bir karmaşa ortamı çıkabilir. Çocuklarından uzak duran babalar... Babasıyla iki kelime edemeyen, her fırsatta annesinin arkasına sığınan çocuklar... Akgül, "Sadece çocuklar değil. Baba da zamanla çocuklarından uzaklaşır ve bütün sorumluluğu anneye yükler. Aile içerisinde bir krizle karşılaşıldığında ise, "Benim terbiyem ya da benim disiplinim altında yetişseydi, bu çocuklar yoldan çıkmazdı." savunması öne çıkar. Zamanla baba kendisini işe adayan, çocukları ile ilgili maddi sorunları halleden, kredi kartı bir baba modeline dönüşür." diyor.
Çocukları, zayıflıklarıyla kabul edin
Uzmanlar, anne, baba ve çocuk arasındaki dengenin kurulması için çocuğu benliğiyle kabul etmek gerektiğini söylüyor. Çocuklar, zayıf yönlerinin kabul edilmesini bekler. Duygusal zayıflıkları görülüp, hoş karşılanırsa güçlenir ve olgunlaşır. Çocukların, anne-babalarının sevgilerinin belirli zamanlarda değil sürekli olduğunu bilmeye ihtiyaçları vardır. Bazen çocuklar ebeveynlerin istemedikleri şeyleri yapar ve itiraz ederler. Bu durumda ilişkiyi kesmek yerine bu yönüyle ilişki kurmak ve iletişimi sağlamaya çaba sarf etmek gerekir. Çözüm, kendi istediğiniz gibi davranmadığı için onu cezalandırmak ya da sevginizi yasaklamak olmamalıdır. Kendinizden uzaklaştırmak yerine sınırları koyarak çocuğunuzun iyi ve kötü yönlerinin dengesini bulmasına yardım etmektir. Yokmuş gibi davranmak, kınamak, savunucu bir dil geliştirir.
Özgüvensiz erkek, kusursuz kadın arıyor
Pedagog Belkıs Ertürk, koruma kalkanının içinde büyüyen çocuğun hatalarıyla yüzleşmekte güçlük çektiğini düşünüyor. Kendisiyle ilgili her şeyi planlayan bir annenin varlığını bilen çocuk, her sorununda ona destek verecek birilerine ihtiyaç duyuyor. Yaşadığı hayal kırıklıklarıyla baş edemiyor.
Ertürk, arabulucu annelerin kız çocukları ile erkek çocuklar üzerinde farklı etki yaptığı görüşünde: Sürekli destek veren bir anne modelinin olduğu yerde her fırsatta kendilerini eleştiren, zayıf kişilikli, ağzı bozuk baba modelleri karşımıza çıkar. Kendileriyle ilgilenmeyen babalarla büyümüş kız ve erkek çocukların ilişkilerinde farklı etkileşimler ve davranış sorunları görülür. Kendisiyle ilgilenmeyen bir babayla büyüyen pek çok kız çocuk, annesi gibi atılgan olur. Fakat evlenirken, babasına benzeyen erkek modelleri içerisinden seçim yapar. Erkek ise babaya karşı mesafeli bir tavır geliştirdiği için annesi gibi kusurlarını örten bir kadın arar. Kusursuz kadın arayışı, aslında onun özgüveninin düşük, sosyal olaylarda problem çözme becerilerinin zayıflığının göstergesidir.