Çocuklarda Tikler

Psk. Ayla Kahraman

Tikler, göz kırpma, omuz silkme, baş sallama gibi hareketlerden; boğaz temizleme, küfretme, öksürme gibi sesler çıkarmaya kadar gidebilen, vokal ya da motor kasların istemsiz kasılmaları sonucu ortaya çıkan bir dizi bozukluğu işaret eder. 7 – 11 yaş arasındaki erkek çocuklarda daha sıklıkla görülen tik bozukluklarının çoğu geçicidir. Geçici veya kalıcı tikler, türlerine göre basit ya da karmaşık olabilirler. Basit tiklerde sadece göz kırpma veya boğaz temizleme gibi tikler gözlenirken; karmaşık tiklerde motor veya vokal tikler birlikte görülebilir. Geçici tiklerin oluşumunda daha çok psikolojik faktörler rol oynamaktadır. Kalıcı ve karmaşık tiklerde ise psikolojik, genetik, nörolojik faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir.

Çocukluk tiklerinin önemli bir bölümü geçicidir. Bir kısmı sonraya kalır.
Geçici tiklerde çocuk, yaşamında olup bitenlere karşı geliştirdiği anksiyeteyi (kaygı, sıkıntı) tikler yoluyla dışa vurarak rahatlar. Çocuğun içinde bulunduğu koşullar, yenilikler, yükler ve gelişimsel sorunlar; bunları yaşamasındaki en önemli uyaranlardır.

Tikler istemsiz ve denetim dışı hareketlerdir. Tiklerini engellemeye çalışan çocuklar, kendilerini aşırı sıkarlar ve bazen kısa bir süre tikleri durdurabilmeyi başarabilirler. Bu yorucu ve boşuna bir çabadır ve çocuğu daha fazla strese sokmaktan başka işe yaramaz.

Dışardan bakan insanlar, gayret gösterirse çocuğun bu davranışları yapmayacağını, o kötü sözleri söylemeyeceğini sanabilirler. Cezalandırarak hatta döverek vazgeçirmeye çalışabilirler. Akranları alay edebilir, yalnız bırakabilir. Evde, okulda çocuk sürekli eleştirilebilir veya uyarılabilir. Çocuk yoruldukça ve tiklerini engellemeye çalıştıkça; tikleri artar. Korku, tedirginlik de tikleri artıran faktörler içindedir. Başkaları ile kıyaslanan, yarıştırılan, rekabete sokulan çocuklarda tiklerin ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Tiklerini durdurmaya çalışan çocuk, derslerine yoğunlaşmada da zorluk çekebilir.
Bütün bu saydıklarım, çocukta gerginliği, kaygıyı artıran durumlardır. Bu duygu durumu yaşayan çocuk; kendini sevilen, değerli bir kişi olarak algılamaz. Aksine, suçlu, utanç duyması gereken, yetersizlik duygularının egemen olduğu bir benlik algısı geliştirir. Etrafında geçimsiz bir anne baba varsa ya da sosyal ilişkileri zayıf bir ortamda yetişiyorsa; çocuk içinde bulunduğu yetersizlik duygularının yarattığı kaygıyı tik davranışları ile dışa vurabilir.

Bize düşen, tiklerin oluşumunu hazırlayan aile ve ya okuldaki nedenleri araştırmak ve ortamı çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırmaktır. 

Çocuk ile olan iletişim ve ilişkide öncelikle tiklerle ilgili uyarı ya da önemseme yapmaktan kaçınmak, sanki yaşamda tikler yokmuş gibi davranmak doğru olur. Çocuğun utandırılacağı ortamlardan uzak durmak gerekir. Utanç duygusu, tiklerin yerleşmesine ve sonraya kalmasına neden olan önemli bir faktördür. Bu noktada çocuğunuzun arkadaşlık ilişkilerinin ve okul başarısının yolunda olmasına dikkat ediniz. 

Okul ve ev ortamındaki iyileştirme ve çocuğun kendini rahat hissetmesi; sorunun çözümünü kolaylaştıran önemli adımlardır. Bunun yanında, çocuğun dünyasını algılayış biçimi de anlaşılmalı ve benlik gelişimi ile ilgili bilgi edinilmelidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.