ÇOCUKLARDA ŞİDDET

Anadolu Saglık Merkezi’nden Psikolog Sevil Usanmaz, anaokulu çagındaki çocuklarda görülensiddet egiliminin nedenlerini ve bu çocuklara nasıl yaklasılması gerektigini anlattı:

Okul öncesi dönemi olarak adlandırılan üç-altı yas arası, çocuklugun en renkli ve hareketli
dönemlerinden biridir. Bu dönemde, çocuk konuskan, meraklı, ögrenmeye hevesli, girisken, daha
sosyal ve sevimlidir.
 
• Bu yastaki çocuklarda yasayarak ögrenmenin, deneme ve yanılmanın belirgin oldugunu
görürüz. Her seye bakar, ilgilenir, sorular sorar, dil gelisimi hızlı ve dili kullanımı daha iyidir,
hikayeler anlatır veya hikayeler uydurabilir, kendisine uygun olsun ya da olmasın her seyi
denemek isteyebilir. Oyun oynamaktan, kosmak, zıplamak, atlamak vb. bedensel
aktivitelerden çok hoslanır, bisiklete binebilir, tırmanabilir. Rekabet-yarısma duygusu ortaya
çıkar, yasıtları veya biraz daha büyük çocuklarla rekabet davranısları, kıskançlıklar görülür.
Anne-babanın begenisini, takdirini kazanmak ve sevgisini görmek çok önemlidir. Bunu sıklıkla
sorgulayabilir; Begendin mi? Güzel olmus mu? Anne beni seviyormusun? vb.

•‘Ben’ kavramının ortaya çıktıgı ilk yıllarda çocuklarda negatif tutum ve davranıslara sıklıkla rastlanabilir. Çocuk, kendisi giyinmek, yemek yemek kosmak ve oynamak ister, engellendiginde asırı tepki, öfke, aglama, tepinme, vurma, tekmeleme, istedigi yapılmadıgında esyalara ya da kendine zarar verme gibi tepkisel saldırgan davranıslar gösterebilir. Okul öncesi dönemde büyüme ve gelisme ile birlikte bagımsızlıgın artması, çocukların kendi bedenlerinin farkına varmaları özellikle erkek çocuklarının bedensel güçlerinin farkına varmaları, bunu kullanmalarına neden olur. Annesi-babası çocuk tepindiginde onunla konusmak, sorunu anlamak ve sakin olmak yerine, bagırıyor, çekistiriyor hatta vuruyor ve sonunda istedigini yapmasına izin veriyorsa, çok degil iki-üç kez bunu denemisse olumsuz davranısı ögrenmis ve saldırgan davranıs pekismis oluyor. Çocuklar çok iyi gözlerler, hissederler ve ögrenme konusunda da bizden daha hızlıdırlar.

 
• Çocuk ögrenmesinde deneme- yanılma yolu ile ögrenme kadar önemli olan diger bir unsur da
“taklit”dir. Topu fırlatması isteniyorsa bardagı, oyuncagı da fırlatabilir. Özellikle çocuklar, annebabalarının,
yasıtlarının, ögretmenlerinin davranıslarını sıklıkla taklit ederler. Çocuk somutta
oldugu için neyi görüyorsa onu yapması beklenen bir durumdur, bir davranısı- bir insanı hatta
hayvanları, çizgi film kahramanlarını rahatlıkla taklit edebilir. Kavramlar büyüme ve gelisme ile
birlikte zamanla olusacak, olgunluk kazanacaktır. Yetiskinler, gerek anlatarak ve gerekse
göstererek olumlu davranısı ögretecekler ve bir davranısın sekillenmesinde ve
benimsenmesinde model olacaklardır.
 • Öfke dogustan var olan bir duygu olarak kabul edilmektedir. Bebek davranıslarında emzirme
geç kaldıgında öfke tepkileri-aglama, memeyi almama, meme basını ısırma görülebilir. Öfke
ve saldırganlık, engellenme durumunda ortaya çıkar ve engellenme sürekli hale geldiginde - iç
ihtiyaçlar karsılanmadıgında, emme ihtiyacı, sevgi ihtiyacı, ögrenme ihtiyacı, oyun ihtiyacı -
pekiserek bir davranıs biçimine dönüsebilir.
 
• Anne-baba tutumları, çocugun davranıslarında psiko-sosyal gelisiminde önemli rol oynar.
Olumsuz anne-baba tutumları içinde; reddedici, sürekli elestirici, kayıtsız, otoriter ve baskıcı,
dengesiz ve tutarsız, asırı koruyucu, gevsek, mükemmeliyetçi tutumları sayabiliriz.Çocukların
olumlu davranıslar gelistirmelerinde, olumlu, ılımlı, dengeli, sorun çözücü, kabul edici,
anlayıslı, paylasımcı, hos görülü,ancak sınır ve kural koyan anne–baba–ögretmen tutumları
önemli rol oynamaktadır. Öfke duygusu ve saldırganlıgın dogustan geldigi ve iç güdüsel
oldugu kabul görmekle birlikte, çocuklara olumlu davranıslar kazandırılarak öfkeyi kontrol
etmesi, saldırgan davranısı durdurması gösterilerek, anlatılarak ve rol modeli olarak
ögretilebilir.
 
• En ufak bir sorun karsısında bagıran, esyaları fırlatan, kıran, vuran anne veya babaya sahip
bir çocugun örnek alacagı ve ögrenecegi davranıs ile sorunlar karsısında sakin, güvenli,
çözüme yönelik davranan anne-babaya sahip çocugun örnek alacagı ve ögrenecegi davranıs
birbirinden çok farklı ve taban tabana zıt olacaktır.
 
• 4ç güdüsel olan bir duygu ve tepki bu noktada ögrenilmis siddete kolaylıkla
dönüsebilecektir.Hangi davranıslar ögrenilmis siddet olarak tanımlanabilir? 4ki çocuk oynarken
oyuncagı paylasamama nedeniyle birbirlerini itmeleri, oyuncak kırılınca birinin digerinin elini
acıtması iç güdüsel saldırganlık olarak nitelendirilebilir.Ancak çocuk her defasında oyuncagı
almak için vurma, itme, diger çocugun canını acıtma, ısırma, saç çekme, bagırma, tekmeleme
davranısı gösteriyorsa buna ögrenilmis saldırganlık–siddet diyebiliriz. Saldırganlıgın
güçlenmesi çocugun kendisine ve çevresine zarar vermesi ile sonuçlanır. Bir çocugun
hareketli olması, bazen yaramazlıklar yapması ya da aglaması, oyuncagını kırması,
arkadasını itmesi onun saldırgan çocuk oldugu anlamına gelmez. Çocugu saldırgan olarak
tanımlamak için, bu davranısı sık sık tekrarlıyor olması ve zarar verme amacı tasıyor olması
gerekir.Yani saldırgan–siddete yönelik davranısta zarar verme niyeti önemlidir.

 NEDENLER:

• Çocuga aile içinde, çevrede veya okulda sözel ve fiziksel siddet uygulanması
• Evde veya çevresinde saldırgan davranıslarda bulunan bir modelin olması
• Çocugun sürekli baskı ve kısıtlamayla karsı karsıya kalması
• Konulan sınırlar ve kuralların yeterince anlatılmaması
• Çocuga evde ya da okulda çift mesaj verilmesi - tutarlı,dengeli davranısı ögrenememesi
• 4lgi ve sevgi eksikligi
• Çocugun anne-babası ile saglıklı özdesim kuramaması
• Organik bir rahatsızlık
• Bedensel veya zihinsel engele sahip olma
• Çocugun daha önce gösterdigi saldırgan davranısların ödüllendirilmis olması
• Asırı disiplin
• Televizyonda ya da bilgisayar programlarındaki siddet içeren yayınlar

 ÖNERİLER:

• Ev ve okul ortamında kesinlikle sözel ve fiziksel siddetten kaçınmalı
• Çocugun saldırgan davranısları cezalandırıldıgı veya dayakla durdurulmaya çalısıldıgında bu,
saldırganlık örnegi olmaktan baska bir ise yaramaz
• Saldırgan davranıslar konusulmalı, sonuçlarının neler olabilecegi anlatılmalı, aynı durumla
karsılassa neler hissedecegi üzerinde durulmalı
• Çocuga duygu ve düsüncelerini anlatma olanagı ve sabrı gösterilmeli
• 4ki çocuk arasında oyun esnasında olabilecek tepkisel davranıslarda, taraf tutulmamalı daha
iyi, olumlu ve paylasımcı nasıl oynayacakları konusunda yardımcı olmalı
• Saldırgan davranıs karsısında davranıs durdurulmalı asla ödül niteligi tasıyan tavizler
verilmemeli
• Saldırgan davranısın altında yatan temel nedenlerin neler olabilecegi arastırılmalı
• Yargılayıcı, mükemmelliyetçi tutumdan kaçınılmalı
• Saldırgan çocuklar, sporla ilgili faaliyetlere, okul takımı, yüzme, halk oyunları, kültürel
etkinlikler, drama, santraç, gezi, fotografçılık gibi etkinliklere yönlendirilmeli
• Evde ve okulda yapabilecegi yasına uygun görev ve sorumluluklar verilmeli
• Saldırganlık sonunda esyaya verdigi zararı harçlıklarını biriktirerek karsılaması tesvik edilmeli
• Çocugun sorununu ve öfkesini saldırgan davranıslara basvurmadan ifade etmesi tesvik
edilmeli bunu yaptıgında sözel ve duygusal olarak takdir edilmeli
• Çocugun olumsuz ya da saldırgan davranıslarından sonra özür dilemesi saglanmalı,özellikle
bunun için rol modeli olmalı ve özür dilediginde takdir edilmeli
• Çocugun olumsuz duygularını, öfkesini resim yaparak ifade etmesi saglanmalı, resimleri
anlattırılmalı
• Çocugun saldırgan davranıslarında yetiskinlere düsen en önemli görev sakin olmak, dinlemek,
anlatmak, yol göstermek ve model olmak ve en önemlisi sevgi dilini, sözel ve bedensel olarak
mutlaka kullanmak ve olumlu davranısı takdir ve tesvik etmektir.

Psikoloji Haberleri

1. Dalga Terapiler nelerdir?
ABD Kollektif Travmayla Boğuşuyor
Alışveriş Hastalıkları Hangileridir?