ÇOCUKLAR NE İSTER

Psk. Ayla Kahraman

Çocuğun sağlıklı bir birey olma sürecinde anne, baba, öğretmen ve yakın çevreye pek çok rol düşer. Yeni bir eğitim yılına adım attığımız şu günlerde; kitap, defter gibi ihtiyaçlardan çok daha fazlasını ve önemlisini çocuk anne babasından ve öğretmeninden ister. Çocuğun istekleri ile ailenin ve eğitim hedeflerinin istekleri aynıdır: Ruh ve akıl sağlığı yerinde, kendine yetebildiği gibi, dünyaya da fayda verebilen, bağımsız kişilik yapısına sahip çocuklar yetiştirmek.

   Bütün çocuklar aile ve öğretmenlerinden gerçek bir cana yakınlık ve sevecenlik isterler. Yaşam koşulları ya da derslerin ağırlığı ne olursa olsun; çocuk sevildiğini ve istendiğini hissettiği sürece dayanır ve engelleri aşabilecek gücü barındırır.

   İyilik rolü yapan ya da rol icabı sevecen davranan büyükler; çocukları inandıramazlar. Bazen de; psikolojik sorunlara yenik düşen anne baba, öğretmen ya da çocukla yakın ilişkide bulunan diğer büyükler; çocuklara ihtiyaç duydukları sıcaklığı, sevecenliği gösterme becerisinden yoksun kalırlar. Bu yetişkinler, yetersizliklerini giderme yoluna gitmek yerine; olumsuz her davranışlarını açıklamak için "çocuğun iyiliği için" bahanesine sığınırlar.

   Çocuklar çevrelerinde aşırı koruyucu ya da ilgisiz olmayan, dengeli, adalet duygusu gelişmiş yetişkinler isterler. Anne babalarına güvenmek ve yanında olacaklarını bilmek onlara yeter. Annelerinin diğer annelerden daha "fedakâr" oluşu, onların kendilerine yönelik güven duygusu geliştirmelerini engeller. Ya da öğretmenlerinin aşırı idealist olmaları ve öncelikle başarıyı alkışlamaları; yetersizlik duygularını körükler. Çocuklar başkaları ile karşılaştırılmaktan hoşlanmazlar. İster kardeşleri ister sınıf arkadaşları olsun; bu onlarda kıskançlık yaratmaktan başka işe yaramaz.

   Çocuk, kendi idealleriniz ve amaçlarınız için onu zorlamanızı, alet etmenizi istemez. Bununla birlikte, gerekli ve doğru olduğuna inandığı zaman sizi takip eder.

   Öfkelendiğiniz için ona vurmanız, ceza vermeniz çocukta iz bırakır. Başka insanların yanında yaptığınız küçük düşürücü davranışlar da öyle. Ancak, sizin onu sevdiğinize ve cezayı hak ettiğine inandığında davranışlarını düzeltme yoluna gidebilir. Bundan dolayı, çocukların büyüklerin davranışlarının amacını ve nedenini bilmeye ihtiyaçları vardır. Tutarlı davranamayan yetişkinlerin, çocuğun kişilik gelişimi üzerindeki olumsuz etkisi çok fazladır.

   Yeni bir eğitim yılına başlayan çocuklarımız bizlerden tutarlı, dengeli yaklaşım ve iletişimde süreklilik beklerler. Onları yarı yolda bırakmadan ve bütün içtenliğimizle sararak, severek kucaklamamızı ve güven vermemizi isterler. Çocuklar; korkutulduklarında, yoksun bırakıldıklarında, sevilmediklerinde, kendilerini suçlu hissettiklerinde ise; boyun eğen ya da zorbalık yapan, yaşı büyürken hep çocuk kalan, sorumluluk alamayan ve üretemeyen nevrotik bireyler kervanına katılırlar.