ÇOCUK VE ERGENLERDE DEPRESYON

Psk. Nur GEZEK

Depresyon çocuğun ve ya ergenin kendini aşırı derecede üzgün, umutsuz ve değersiz hissetme halidir.  Çocuk ve ergenler özellikle yedi yaştan on yedi yaşa kadar depresif duygudurum, yorgunluk, zevk alamama, konsantrasyon problemleri  ve intihar düşünceleri açısından yetişkinlere benzerler. Bazı farklılaşan belirtiler de vardır. Yetişkinlerden farklı olarak yüksek oranda intihar denemesi ve suçluluk duyguları mevcuttur. Erişkinler de ise sık olarak sabahları erken uyanma, iştah kaybı, kilo kaybı ve sabahları erken yaşanan depresyondur. Çocuklarda var olduğunu düşündüğümüz tipik, kaygısız bir şeye aldırmaz hal düşünülünce, ağır depresyon ve distiminin yetişkinler kadar çocuk ve ergenlerde görülmesi üzüntü vericidir. Depresif çocuklarla yapılan bilişsel çalışmalar, bu çocukların şemalarının depresif olmayan çocuklara göre daha olumsuz olduğunu ve depresif erişkinlerin şemalarına benzediğini göstermektedir.

Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklardaki depresyonda tekrarlayıcıdır. Çocuklardaki depresyon tanısını zorlaştıran faktörlerin biri de depresyonun diğer bozukluklarla sıklıkla birlikte görülmesidir. Depresif çocukların %70 inin kaygı bozukluğu ya da anlamlı kaygı belirtileri vardır. Depresyon, davranım bozukluğu ve dikkat eksikliği olan çocuklarda da yaygındır. Hem depresyon hem de başka bir psikiyatrik bozukluğu olan çocukların daha ağır depresyon yaşadıkları ve iyileşmek için uzun zaman gerektiği bulunmuştur.

Genç bir insanı depresyona sokan nedenler araştırıldığında, biyolojik yatkınlık ve birbirini etkileyebilecek, aile ve diğer stres kaynağı olabilecek ilişkilere de odaklanılmaktadır. Depresif çocuklar ve ailelerinin olumsuz yollarla birbirleri ile etkileşim içinde oldukları gösterilmiştir. Depresyonda olan çocuklar ve aileleri diğer aile ve çocuklarla karşılaştırıldıklarında, diğer ailelere göre daha az sıcak bir aile ilişkisinin olması ve düşmanca davranışların daha fazla olması dikkat çekmektedir. Ağır depresyonda olan çocuk ve ergenlerin aynı zamanda zayıf sosyal becerileri ve bozuk kardeş ve arkadaş ilişkileri vardır. Bu davranış örüntüleri, depresyonun hem nedeni hem de sonucu olabilir. Depresif çocuklarla birlikte olmak eğlenceli olmadığı için, onları çoğu zaman reddeden arkadaşları ile sınırlı düzeyde ve yeterince doyurucu olmayan bağlantıları vardır. Bu tür olumsuz ilişkiler çocuğun var olan olumsuz kendilik algısını ve kendilik değerini daha da kötüleştirir. Ebeveynlerden sık eleştiri almak çocuğun özellikle kendilik değeri ve yeterlilik duygusuna zarar verebilir. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuk ve ergenlerde de öğrenilmiş çaresizlik kuramı ile tutarlı olarak, bilişsel çarpıtmalar ve olumsuz yükleme tarzı çocuk ve ergenlerde depresyon ile ilişkilidir. Toplanan bulgular evdeki yaşananların, öncelikli olarak da ebeveynlerin çocukları ile nasıl ilgilendiğinin, depresyona götürebilecek biliş ve düşüncelere neden olduğunu göstermektedir.

ÇOCUK VE ERGENLERDE DEPRESYONUN NEDENLERİ

1. Anne babadan birinin ölümü ya da çocuğun anne babadan uzun süre ayrı kalması ( Bu süre çocuğun yaşına göre değişir.)
2. Çocuk ve ailesi arasında sevgi ve ilgiyi engelleyici durumlar,
3. Çocuğa ölümcül ya da kronik hastalık tanısı koyulması ve hastalık süreci,
4. Fiziksel, cinsel istismara maruz kalma gibi travmatik yaşantılar,
5. Aile içi şiddet,
6. Anne- babanın boşanması,
7. Aileye yeni bebeğin katılması,
8. Ev ve okul değiştirmeye bağlı çevre değişiklikleri,

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA DEPRESYONUN BELİRTİLERİ

1. Aşırı hareketlilik ve hırçınlık,
2. Çevreye ve kendine zarar verme,
3. İçe kapanma ve aşırı sessizlik,
4. Kompulsif( tekrarlayıcı niteliği olan ve durdurulamayan) masturbasyon,
5. Duygusal tutarsızlık ve anlık değişiklikler,
6. Uyku ve yeme bozukluğu,
7. Parmak emme, altını ıslatma ve kakasını kaçırma gibi daha küçük yaşlara gerileme,

OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARINDA DEPRESYON BELİRTİLERİ

1. Depresif ruh durumu “ yapamam, bilmiyorum, yorgunum” gibi ifadelerle etkinliklere katılmama ve görevlerini yerine getirememe
2. Saldırgan ve dürtüsel davranışlar
3. Hırsızlık yapma
4. Yalan söyleme
5. Okuldan ve ya evden kaçma
6. Okul başarısızlığı

ÇOCUĞUN DEPRESYONDA OLABİLECEĞİ NASIL ANLAŞILIR?

1. Baş ağrısı, kas ağrısı, mide ağrısı ya da yorgunluk gibi nedeni bulunmayan fiziksel şikayetlerin artması,
2. Sıklıkla okula gitmeme ya da okul başarısının beklenenin altına düşmesi,
3. Evden kaçmaktan söz etme ya da evden kaçma girişimleri,
4. Ani öfke gösterileri, şikayetleri açıklanamayan sinirlilik ya da ağlama,
5. Sıklıkla canının sıkıldığından söz etme,
6. Arkadaşlarla oyun oynamaya karşı ilgi kaybı,
7. Reddedilmeye ya da başarısızlığa aşırı duyarlılık,
8. Sosyal izolasyon, zayıf iletişim,
9. Alkol ya da madde kullanımı,
10. Ölüm korkusu, sıklıkla ölümden söz etme,
11. Artan sinirlilik, kızgınlık ya da düşmanlık duyguları,
12. Pervasız davranışlar,

DEPRESYONDA OLAN ÇOCUĞUN EBEVEYNLERİ NASIL DAVRANMALIDIR?

Tedavinin her aşamasında çocukla birlikte olunması, çocuğa karşı sabırlı, anlayışlı ve duyarlı olunması, Çocuğa sevildiğinin ve değerli olduğunun hissettirilmesi, çocuğu bir birey olarak kabul etmeleri, onun düşüncelerine önem verilmeli ve aile bunu çocuğa hissettirmeli, onu korumaya çalışırken yapabileceği şeyleri kendisinin yapmasına izin verilmeli ve depresyonun tedavi edilebileceğinin unutulmaması gerekmektedir.

TEDAVİ

1. Stres, endişe, korku yaratan çevresel faktörlere yönelik tedbirler
2. İlaç tedavisi
3. Grup terapisi
4. Aile terapisi,
5. Bireysel psikoterapi,
6. Aile ve okul iş birliğinin sağlanması,


ERGENLERDE DEPRESYONUN BELİRTİLERİ

1. İç sıkıntısı ve huzursuzluk,
2. Dikkat toplamada güçlük çekme,
3. Eyleme vuruk davranışlar,
4. İnsanlara sığınma veya onlardan kaçış,
5. Okul başarısında düşme,
6. Enerji azlığı,
7. Uykusuzluk,
8. İştahsızlık,
9. İlgi azlığı,
10. Ümitsizlik,
11. İntihar düşünceleri,

Yorgunluk, baş ağrısı ve hazımsızlık gibi bedensel yakınmalar gibi depresyonun tüm klasik belirtileri görülür.

ERGENLERDE GÖRÜLEN DEPRESYONDA CİNSİYET FARKLILIKLARI

Depresyon kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla görülür. Bu cinsiyet farklılığı ergenlik öncesi çocuklarda görülmemektedir, ancak orta ergenlikten sonra bu fark devamlı olarak çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda kızların ergenlikten bile önce, erkeklere oranla, depresyon için daha fazla risk faktörüne sahip olduklarını ama sadece bu risk faktörlerinin ergenliğin meydan okumaları ile etkileşime girince depresyondaki cinsiyet farklılığına yol açtığı sonucuna varmışlardır.

Erkeklere oranla kızlarda yaygın olan bu risk faktörleri şöyledir:

1. Kızlar erkeklere oranla daha az girişgendirler ve liderlik yeteneklerini değerlendiren ölçeklerde daha az puan almaktadırlar.
2. Kızlar erkeklere oranla düşünmeye eğilimli arkadaşlık adı verilen birlikteliklerle daha meşguldürler. Depresif semptomlarına daha fazla odaklanırlar.(örneğin; bunun  üstesinden gelemezsem ne olur?, bu şekilde hissetmem ne anlama geliyor? Gibi) Bu tarz bir baş etme stili daha uzun ve ağır depresyon belirti dönemleri ile bağlantılıdır. Eğer çocuklar ve yetişkin erkekler ilgilerini bu tür içe bakmalardan başka tarafa çekmek için fiziksel faaliyet ya da televizyon seyretme eğilimindedirler.
3. Kızlar erkeklere oranla fiziksel ve sözel olarak daha az saldırgan ve grup etkileşimlerinde daha az etkindirler.

Ergenlik başladığında kızlar bir çok stres kaynağı ile karşılaşırlar. İkincil cinsiyet özellikleri geliştikçe, kilo alımı ve ince görünümlerinin kaybından hoşlanmayabilirler. Aynı zamanda fiziksel ve cinsel taciz riski arttığı gibi aileleri ile bağımsızlık ve cinsiyete uygun davranış konularında risk faktörleri, kadınların erkeklere oranla neden daha sık depresyona girdiklerini anlamada anahtar olabilirler.

Bu görüşe göre tedaviye dahil olacaklar açıktır. Depresif kadınlar ve erkekler, depresyonun nedenlerini aramak ve duygudurumları ile oturmak yerine daha etkin baş etme yollarını aramaya cesaretlendirilmelidirler. Problem çözme becerileri ve girişkenlik geliştirmelidir. Önleyici olarak ebeveynlerin ve diğer bakım verenlerin kızları, olumsuz duygudurumlara yönelik daha etkin davranışlar edinmeleri için cesaretlendirmelidirler.

ÇOCUK VE ERGENLERDE İNTİHAR

İntihar girişimleri çocuk ve ergenlerin yaşamını tehdit etmektedir. Bazı durumlarda intihar riski daha yüksektir. Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir:

1. Geçmişte yapılmış bir başka intihar girişimi,
2. Ailede intihar edenlerin bulunması,
3. Depresyon,
4. Alkol ya da diğer maddelerin aşırı kullanımı ya da bağımlılık,
5. Acı veren, yetersiz bırakan ya da çaresi olmadığı düşünülen bir fiziksel hastalık,
6. Sağlık ya da yaşam durumlarında ortaya çıkan ve olumsuz olarak algılanan değişiklikler,
7. Yakın bir zamanda bitmiş duygusal olarak çok yakın bir ilişki,

HANGİ DAVRANIŞLARA DİKKAT EDİLMELİDİR?

İntihara ilişkin duyguların dışa vurulduğu davranışlar:

1. İçine kapanma ve ilişki kurmama,
2. Nasıl intihar edeceğine dair kesin fikirleri olma, planları hakkında ip ucu verme,
3. Yaşamda bir amaç bir anlam olmadığını belirtme,
4. Başarısızlık, işe yaramama, umutsuzluk, değersizlik, karamsarlık gibi duygulardan söz etme,
5. Hiçbir çözüm yolu görmediği sorunlar hakkında sürekli konuşma,


Hazırlayan:Psk.NUR GEZEK

Kaynak: Abnormal Psychology, Understanding Psychology

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.