ÇOCUK VE DİSİPLİN

Uzm. Dr. Gökçe KÜÇÜKYAZICI

Günümüzde çocuklarının kolay mutlu olmadığından, bir şeyi ısrar ve heyecanla istemesine rağmen alındıktan kısa bir süre sonra onu bırakıp başka bir şey istemeye başlamasından  yakınan anne babalara çok sık rastlamaktayız. Genellikle “Her istediğini alıyoruz, sorun nerede anlayamıyoruz” diye kendilerini ifade eden bu anne babalar çocuklarının her istediğini yapmanın aslında çocuk eğitiminde hatalı bir davranış olduğunu bilmelidirler.

Çocuk eğitiminde amaç,  ileriki hayatında zorluklarla baş etmeyi başaran, mutlu olan ve  etrafına da mutluluk verebilen üretken bir birey yetiştirmektir. Bunun gerçekleşebilmesi için çocuğun bazı kuralları öğrenmesi ve isteklerini ertelemeyi ve gerekirse bunlar için mücadele etmeyi küçüklüğünden itibaren öğrenmesi gerekir. Bunun için de bir iç disipline sahip olmaları lazımdır. Her isteği yerine getirilen çocuklar her şeye kolaylıkla sahip olabildiklerinden isteklerinin peşinde koşmayı ve  zorluklarla baş edebilmeyi öğrenemezler. Bunun sonucu olarak da sahip oldukları şeylerin değerini genellikle bilemezler. İleride de çevresindeki insanlardan alıştıkları şekilde her isteklerini yerine getirmesini beklerler ki bu çoğunlukla mümkün olmaz. Bu da hayal kırıklıklarını beraberinde getirir. Evinde eşiyle, işyerinde iş arkadaşlarıyla sağlıklı ilişkiler geliştiremez.

Disiplinin amacı çağrıştırdığının aksine çocuğu katı kurallarla istediğimiz bir kalıba sokmak değil, çocuğa kendini denetlemeyi sağlamasını öğretmektir. Ancak bu eğitimi verirken çocuğa sevgi ve saygı çerçevesinde yaklaşılması, tutarlı ve yeri geldiğinde esnek davranılması çok önemlidir. Çocukların hata yapabileceği unutulmamalı, bazı hatalarını görüp düzeltebilmesi için ona fırsatlar tanınmalıdır. 

Aşırı katı ve cezaya dayalı bir eğitim çocuğun anne babaya karşı tepkisel davranmasına neden olabileceği gibi pasif ve  özgüveni az bir kişi olarak yetişmesine de neden olabilir.

Çocuğa aşırı serbestliğin tanındığı ve sınırsız imkanların sunulduğu bir ortam da aynı şekilde sakıncalıdır. Tüm olumsuz davranışlarının hoş görüldüğü bir çocuk doyumsuz olur ve sosyal ortamlarda uyum güçlüğü yaşar. Aynı ilgi ve serbestliği göremediği ortamlarda sinirli ve hırçın, söz dinlemeyen bir çocuk haline gelir. Bu da beraberinde dışlanmayı ve mutsuzluğu  getirir.

 Çocuğun doğruyu ve yanlışı öğrenebilmesi için neyi yapabileceği ve neyi yapmaması gerektiğini öğretmek ve bu konuda tutarlı olmak anne babanın görevidir.. Bazen ebeveynler çocuğumuz hayatı öğrensin, kolaya alışmasın diye düşünerek gereksiz bir katılık sergileyebilirler. “Biz çok zor şartlar altında yaşadık, sen de az ile yetinmeyi öğren” diyerek çocuğa yaşıtlarının sahip olduğu bazı olanakları sağlamamak çocuğa haksızlık etmek olacaktır. Eğer bir konuda bir çocuğa kısıtlama getirilecek  veya istekli olduğu şey alınmayacaksa bunun makul bir sebebi olmalıdır. Çocuğa bu durum onun anlayabileceği bir dille anlatılmalıdır. Beklenilmesi gerekecekse bu sürenin ne kadar olduğu da çocuğa söylenmeli,  gerçekleştirilemeyecek vaatler verilmemelidir. Aksi taktirde çocukta güvensizlik duyguları ortaya çıkacak ve çocukta ebeveynlere karşı öfke oluşmasına sebep olacaktır. Bu da ebeveyn çocuk ilişkisini olumsuz etkileyecektir.

Çocuğa “hayır” diyebilmenin yolları:

Çocuğuna “hayır” kelimesinin anlamını öğretemediğinden yakınan birçok kişinin temel sorunlarından biri de tutarsız söylem ve davranışlarda bulunmalarıdır. Bir gün evet dediğine yarın hayır diyen bir anne babanın çocuğu da ikilemler arasında kalır. Tutturmalar baş gösterir. Daha önceden yaşanmış bazı deneyimler, (örneğin başlangıçta hayır denilen bir şeyin daha sonra gerçekleştirilmesi gibi) çocuğun isteği olana kadar ısrarlı bir şekilde diretmesi şeklinde öğrenilmiş bir davranış olarak karşımıza çıkar. Veya anne babanın farklı mesajlar verdiği durumlarda çocuk bu durumu kendi istediği şeklide yönlendirmeye çalışabilmektedir. Bu nedenle anne babalar bir konuda çocuğa yasak koyacaklarsa önce buna kendi aralarında karar vermelidirler. Aynı şekilde koyulan kurallar çocuğun yaş ve eğitim düzeyine uygun ve uygulanabilir olmalıdır.

Çocuğa ‘hayır’ kelimesi net ve kararlı bir şekilde söylenmelidir. Neden “hayır” olduğu kısa ve onun anlayabileceği şekilde açıklandıktan sonra verilen karardan dönülmemeli ve konuyla ilgili gereksiz bir tartışmaya girilmemelidir. Ses tonu kızgın veya yalvarır bir şekilde olmamalıdır. Göz teması kurulmalı ve basit cümleler kullanılmalıdır. Kurallara uyan veya uymaya çaba gösteren çocuğun davranışları gözden kaçırılmamalı ve ödüllendirilmelidir. Çocuk eğitiminde “ödüllendirme” yöntemi öncelikli olarak tercih edilmelidir. En iyi ödül çocuğun olumlu davranışının mutlaka fark edilip takdir edilmesi ve memnuniyetin hissettirilmesidir. Bu çocuğun olumlu davranışının tekrarlanmasını arttırmada çok işe yarayacaktır. Çocuk çaba gösterdiği ve bunun karşılığını aldığı için, bir sonraki deneyiminde aynı güzel tepkiyi alabilmek için yine çabalayacak ve bu davranış şekli öğrenilecektir.

Uzm. Dr.Gökçe KÜÇÜKYAZICI

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi

www.cocukvegenc.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.