Çocuk Kadınlar

Televizyonda, sokakta ve yakın çevremizde görüyoruz onları. Çocuk yaşta kadın olan çocukları. Birçok kültürde hala devam etmekte olan ve bir türlü önüne geçilemeyen erken yaştaki evlenmeler can acıtıcı nitelikte olmaya başladı.

Çocuk olmak ile kadın olmak arasındaki farkı farketmeyen, farkedemeyen aileler ve onları yönlendiren töreler çocukları buna zorlamaktadır. Yakın tarihe baktığımızda erken evlendirilme yaşının 9 ‘lara kadar düştüğünü görmekteyiz.

Peki bu durumu bu denli kötü hale getiren nedir? Bu yaş nasıl bu kadar aşağılara inmiştir?

Standartlara baktığımızda öncelikli koşullar arasında ‘para’ ‘başlık parası’ nın yani kız çocuğu için ödenen bedelin aileler için ön planda olduğunu görüyoruz. Bu durumun gün geçtikçe değişmemesinin nedeni de; durumun kız çocuklarının ailelerinin lehine olmasıdır. Başlık parasının ilk ortaya çıktığı zamanlarda, kızın ailesine hayvan, tarla ve para veriliyordu. Şimdilerde ise ev, araba ve para verilmekte, yani nicelik değişmekte ancak nitelik hala aynı kalmaktadır. Burada problemi tek yönlü düşünmememiz gerekiyor. Problem hem çocuğun bir başkasına eş olarak vermek için ortaya bir maddi değer koyan ailelerde ve 9–10 yaşlarındaki bir kız çocuğunu kendine eş olarak almak için bedel ödeyen bir insan ve onun değer yargılarında.

Hangi kültürde olursa olsun bu yaşlardaki çocukların para karşılığında satıldığının, çocukların ise bebeklerle, oyuncaklarla kandırıldığının farkındayız. Bu nasıl değer yargısı, nasıl bir yapılanma, nasıl bir doğru?

Hepimizin düşünürken bile tüylerinin ürperdiği, hiçbir şeyin farkında olmadan yaşanılan o ilk gece sendromunun, kitap tutacak yaştaki ellerin kap kacaklarla doldurulması ve daha kendisi çocukken bir de karnına da bir çocuk daha konması. Bu nun topluma yarattığı karmaşanın yanında çocukların psikolojisi ne halde?

12 13 yaşında çocukların bir de çocukları var, kocası var, sorumlu olduğu bir ev düzeni var. Ergenliğe bu şekilde adım atan bu kızlarımızın ileriki yıllardaki akıbeti ne olacak?

Toplum olarak bunun karşısında olmalıyız. Kendi içlerinde teşkilatlanmış, bunu töre, bunu doğru olarak gören yobaz, bilinçsiz, değişime ve gelişime kapalı zihniyetlerin mutlaka yaptırımlara tabi tutulması gerektiğinin önemle üzerinde durulması gerekiyor.

Sevgilerimle

Psikolog Nilüfer Şişman

( www.lotuspsikoloji.com )