Çağlar, yaptığı yazılı açıklamada, karnenin, öğrencinin öğretim yılı boyunca gösterdiği performansın nota ve ifadeye dönüştürülmüş bir belgesi olduğunu ve öğrencinin genel akademik durumunu yansıtması açısından önemli olduğunu ifade etti.
Adil Çağlar, karnenin çocuklar kadar anne ve babalar için de heyecan verici olduğunu, karnesi iyi olan öğrencilerin tatilin keyfini çıkarmaya hazırlanırken okulda başarısız olanların ise anne ve babaları tarafından çoğu zaman psikolojik baskıya maruz kaldığını belirtti.
VELİLER UYARILDI
Başarısız olan öğrencilere karşı ailelerin çok dikkatli olmaları gerektiğini kaydeden Çağlar, başarısız öğrencilerin üzüldüğünü ve kendilerini ailelerine karşı suçlu hissettiklerini bildirdi.
Çağlar, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Karneyi bir akademik yansıtma aracı olarak değil, çocuğun zekasının, kişiliğinin bir aynası olarak görmek, hem pedagojik hem de çocuk psikolojisi açısından son derece sakıncalı bir durumdur. Çocuğun karnedeki yetersiz alanlarının geliştirilmesi bakımından çareler aramak gerekir. Yoksa çocuğu karne aracılığıyla yargılamak, çocuğa hiçbir şey kazandırmayacaktır. Zayıf notlar nedeniyle anne ve babasının baskısını hissetmesi yüzünden karne, çocuk için mutsuzluk ve umutsuzluk aracı haline gelmektedir. Bunun bir sonucu olarak çocuk okuldan, öğretmeninden soğumakta, anne ve babasına olan korkusu ya da gizli ve açık nefreti pekişmektedir. Bu nedenle karneyi bir suçlama aracı olarak değil, bir paylaşma ve gelişme aracı olarak görmek daha doğru olur. Çocuklar böyle bir kabul içinde algılandıkları zaman kendi öz saygılarını daha çok geliştirir, eksikliklerini tamamlamak için daha kolay motive olur.''