Seher İbrahim / Gönülden Gönüle Dergisi
s.ibrahim@gonuldengonule.com
Tam olarak nedeni tespit edilemeyen otizm, çocuklarda 3 yaşından önce ortaya çıkan, dil, iletişim, sosyal ilişki kurma ve oyun alanlarında yetersizlik, sınırlı ilgi gibi belirtileri olan, yaygın gelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanıyor.
Otizmin nedeni?
Araştırmalar sonucu beyin sistemindeki bir ya da daha fazla fonksiyonun fizyolojik olarak bozulmasından kaynaklandığı görüşü ağırlık kazanırken, bazı araştırmalarda ise otizmin daha çok genetik nedenlere bağlı olduğunu ortaya koyuyor.
Çocuğunuzun otistik olduğunu nasıl
anlayabilirsiniz?
-Oyuncaklarla amacına uygun olarak oynamaz, karşılıklı oynamakta zorlanır.
-'Gel', 'otur', 'ver' gibi basit talimatları anlamakta ve uygulamakta zorlanır.
-Seslenildiğinde bakmaz.
-Bir şey istediği zaman sizi oraya götürür, sizin elinizi kullanarak elde etmeye çalışır.
-Bir şey söylenildiğinde duymuyormuş gibi davranır, ancak sevdiği bir müzik, bir reklam olduğunda arkadaki odadan duyup gelir.
-Heyecan, mutluluk, üzüntü gibi ifadeleri belirtemez. Karşısındakinin duygu, ifadeleriyle ilgilenemez.
-Göz kontağı kurmaz.
-Belli bir şeye dikkatini vermez.
-Yaşı geldiği halde konuşamaz.
-Dönme, sallanma, elleriyle değişik hare-ketler yapma gibi davranışlar gösterir.
Otizmli çocuklar yetişkinlerle ve yaşıtlarıyla bir ilişkiyi devam ettiremezler. Bu nedenle otizmli çocukların eğitimlerinde karşılıklı ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerileri üzerinde durulması önemlidir. Bir çok aile ve uzman, iletişim problemi olan bu çocuklara konuşmayı öğretmek için çeşitli yöntemler denemektedirler. Böyle bir eğitimde öncelikle çocuğa göz kontağı kurma becerisi kazandırılır. Daha sonra değişik sesleri tanıtmaya ve bu sesleri taklit etmeye yönelik çalışmalar yapılır. Bu tür çalışmalarda yanıt alınması çoğunlukla uzun bir süreç gerektirir. Bu öğrenme süresince çocuğun iletişim tarzı değişmemekte, yaşıtlarıyla ve yetişkinlerle yaşadığı iletişim güçlükleri devam etmektedir. Bu nedenle otizmli çocukların eğitiminde temel hedef karşılıklı iletişim becerilerinin kazan-dırılması olmalıdır.
Otizmli bireylerde iletişimi sağlamak için işaret dili-nin geliştirilmesi, sözel iletişimin gerçekleştirilmesine yönelik terapiler gibi yöntemler, genellikle çocukların işlevsel konuşma öncesinde hareket ve ses taklidi becerilerini kazanmış olmasını gerektirir. Otizmli çocukların çevreleriyle iletişim kurmalarını ve kendilerini rahat bir şekilde ifade etmelerini sağlayan PECS (Picture Exc-hange Communication System) yöntemi, 1994 yılında “Delaware Otizm Programı” içinde Bondy ve Frost tarafından ge-liştirilmiş bir yöntemdir.
PECS aracılığıyla çocuk kendini ifade olanağı bulur. Bu yöntemde çocuğun kelimelerinin yerini resimli kartlar almaktadır. Çocuk istediği yiyeceği veya etkinliğin resmini anneye ya da eğitimcisine vererek kendini ifade eder ve böylelikle istediğine ulaşır. PECS çocuğun evde ve okulda davranışlarını düzenlenmesine yardımcı olmaktadır.
PECS Programı altı aşamadan oluşmaktadır:
1. Çocuk fiziksel destekle istediği yiyeceğin kartını vererek yiyeceğe ulaşmayı öğrenir.
2. Bu beceriyi doğal bir şekilde yapmayı öğrenir.
3. Resimlerin ayırt etmesinin öğretildiği aşamadır.
4. Cümle yapılarının oluşturulmasına geçilir.
5. 'Ne istiyorsun?', 'Nereye gidiyorsun?' sorularına yanıt vermeyi öğrenir.
6. Çocuk artık farklı sorulara uygun yanıt verebilecek bir düzeye gelir. Bu sistem Bondy ve Frost tarafından Delware'de beş yaş ve beş yaş altı, 85 çocukta kullanılmıştır. Çalışma kapsamına alınan çocukların iletişim becerileri yetersizdir. PECS eğitimi aldıktan sonra bu çocukların 66'sı bir yıldan fazla sürede PECS'i kullanır hâle gelmiştir. 44'ü bağımsız olarak konuşmayı, 14'ü ise resimlerle konuşmayı öğrenmiştir.
Her çocuk keşfedilmesi gereken farklı bir dünyadır. Bireylerin kişisel özellikleri göz önüne alınarak eğitim programları düzenlenmeli, her çocuğa ulaşmak için farklı yöntemler denenmelidir. Bu nedenle eğitimcilerin ve ailelerin farklı yaklaşımlara ve yöntemlere açık ve ilgili olmaları, çocuğun gelişimsel ve eğitsel olanakları yakalamasına yardımcı olacaktır.
OTİZM’İN TEDAVİSİ
Otizmin nedeninin kesin olarak bilinememesi tedavi yaklaşımlarını sınırlamaktadır. Şurası unutulmamalıdır ki otizm tedavisinin ilk ve en önemli aşaması, ailenin hastalık hakkında bilgi sahibi ol-masıdır. Çünkü tedavi içinde aile aktif olarak rol almalıdır. Bunun için tedavi ekibi ile işbirliği yapmak zorundadırlar. Gerginliğini üzerinden atamamış, sabırsız ve beklentisi yüksek olan ailelerin tedaviyi sürdürebilmeleri imkânsızdır. Hastalığa özgü bir ilaç henüz yoktur. Ancak kendine ya da etrafına zarar veren, huzursuz, uy-kusuz, aşırı hareketli çocuklar için bazı ilaçlar kullanılmaktadır. Şu anda asıl olarak üzerinde durulan çocukları otistik halden çıkarmaya yönelik davranış ve eğitim programlarıdır. Burada amaç çocuğun sosyalleşmesini ve ilişki kurabilmesini sağlamaktır. Çocuğun zeka düzeyine göre konuşma ve okuma yazma eğitimi verilebilir. Bu çabaların asıl amacı çocuğun dış dünyaya uyumunu sağlamaktır. Bu programların yetkili ve ehliyetli insanların katkısıyla sür-dürülmesi gerekir. Kısa vadede sonuç beklemek doğru olmaz. Tedaviden alınacak sonuç çocuğun zekâ düzeyi ile yakından ilgilidir. Zekâ düzeyi dü-şük, konuşması geri çocukların tedaviden yararlanma oranları ol-dukça düşüktür. Otistik çocukların ancak yüzde 10'u ileriki yaşamlarında başkalarına muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürebilirken, büyük kısmı yardımsız ve bağımsız yaşayamaz.
Kaynakça
- Çoluk Çocuk Dergisi, Haziran 2003.
- Bebeğim Dergisi, Ocak 2002.