HURRİYET - Bodrum Belediye Başkanı CHP’li Mazlum Ağan, Rotaract Kulübü Başkanı Ozan Çarga ve yaklaşık 400 kişinin izlediği seminerde Psikolog İlknur Özer, Acil Yardım Uzmanı Dr. Sabri Atalay, Avukat Emine Yenilmez ve Avukat Rıza Bengi konuşma yaptı. Konusunda uzman doktor ve avukatlar son zamanlarda artan çocuk tacizleri ve cinsel istismar ile aile içi şiddet konusunu irdeledi. Psikolog Özer, büyüklerin çocuklara şiddet uygularken atasözlerinden de yararlandığını vurgularken şunları söyledi:
“Örneğin ‘Eti senin kemiği benim’, ya da ‘Annelerin vurduğu yerde gül biter’, ‘Ağaç yaşken eğilir’ benzeri sözlerle çocuk ve yakınları şiddete teşvik ediliyor. Aile içi şiddet ve çocuk istismarları konusunda önemli artış var. Bunu en iyi emniyet güçleri ve psikologlar fark edebiliyor. Ayrıca çocuklara yönelik cinsel suçlar konusunda da yapılması gerekenler var. Çocukların kendilerini koruyabilmeleri için stratejiler geliştirilmesi ve öğretilmesi gerekiyor. Bu konuların ve zararlarının tüm topluma anlatılabilmesi, destek oluşturulması ve duyarlılık gösterilmesi sonucu duygusal ve cinsel istismar konularında başarı sağlayabiliriz.”
KIZ ERKEK AYNI SAYIDA
Cinsel istismara maruz kalanların yüzde 30’unu 2- 5 yaş, yüzde 40’ını 6- 10 yaş, yüzde 30’unu da 11- 17 yaş grubundaki çocukların oluşturduğunu ifade eden İlknur Özer, “Tacize uğrayanlar arasında kız- erkek oranı ise birbirine çok yakındır. İstismarcıların yüzde 96’sı erkek, yüzde 80’i de çocuğun tanıdığı birisidir. Bu nedenle ebeveynlerin çocukların iletişimde bulunduğu kişilere çok dikkat etmeleri, yakından tanımaları gerekmektedir. Ne yazık ki cinsel istismarın çok olduğu ülkemizde bu konuda yeterli eğitim yok” diye konuştu.
‘SUÇLU ÇOCUK DEĞİL’
Dr. Sabri Atalay ise çocuklara bağırmanın, başarı ya da başarısızları konusunda onları reddetmek ya da yalnız bırakmakla korkutmanın hakaret ederek aşağılamanın ve baskı ile otorite kurma çabalarının çocukların bilinç altlarında çok derin yaralar açabildiğini anlattı. Dr. Atalay şöyle devam etti:
“Özellikle çocukları yaşına uygun cinsel bilgilerle zamanında donatıp eğitim verirseniz, cinsel istismar olaylarını da engellersiniz. Eğer çocuğunuz cinsel istismara uğramışsa onu suçlamayın. İstismarcılar genelde, çocuklarda sanki istismar onların suçuymuş gibi hissettirirler. Bir çocuk asla suçlu değildir. Yetişkinler bunu iyi bilmelidirler ve onların davranışlarının tüm sorumluluğunu kabul etmelidirler.”
Seminerin sonunda cinsel istismar ile ilgili eğitimlerin arttırılması, caydırıcı huuki düzenlemeler yapılması amacıyla imza kampanyası başlatıldı. İmzaların, TBMM Başkanlığı ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na iletileceği bildirildi.
“Örneğin ‘Eti senin kemiği benim’, ya da ‘Annelerin vurduğu yerde gül biter’, ‘Ağaç yaşken eğilir’ benzeri sözlerle çocuk ve yakınları şiddete teşvik ediliyor. Aile içi şiddet ve çocuk istismarları konusunda önemli artış var. Bunu en iyi emniyet güçleri ve psikologlar fark edebiliyor. Ayrıca çocuklara yönelik cinsel suçlar konusunda da yapılması gerekenler var. Çocukların kendilerini koruyabilmeleri için stratejiler geliştirilmesi ve öğretilmesi gerekiyor. Bu konuların ve zararlarının tüm topluma anlatılabilmesi, destek oluşturulması ve duyarlılık gösterilmesi sonucu duygusal ve cinsel istismar konularında başarı sağlayabiliriz.”
KIZ ERKEK AYNI SAYIDA
Cinsel istismara maruz kalanların yüzde 30’unu 2- 5 yaş, yüzde 40’ını 6- 10 yaş, yüzde 30’unu da 11- 17 yaş grubundaki çocukların oluşturduğunu ifade eden İlknur Özer, “Tacize uğrayanlar arasında kız- erkek oranı ise birbirine çok yakındır. İstismarcıların yüzde 96’sı erkek, yüzde 80’i de çocuğun tanıdığı birisidir. Bu nedenle ebeveynlerin çocukların iletişimde bulunduğu kişilere çok dikkat etmeleri, yakından tanımaları gerekmektedir. Ne yazık ki cinsel istismarın çok olduğu ülkemizde bu konuda yeterli eğitim yok” diye konuştu.
‘SUÇLU ÇOCUK DEĞİL’
Dr. Sabri Atalay ise çocuklara bağırmanın, başarı ya da başarısızları konusunda onları reddetmek ya da yalnız bırakmakla korkutmanın hakaret ederek aşağılamanın ve baskı ile otorite kurma çabalarının çocukların bilinç altlarında çok derin yaralar açabildiğini anlattı. Dr. Atalay şöyle devam etti:
“Özellikle çocukları yaşına uygun cinsel bilgilerle zamanında donatıp eğitim verirseniz, cinsel istismar olaylarını da engellersiniz. Eğer çocuğunuz cinsel istismara uğramışsa onu suçlamayın. İstismarcılar genelde, çocuklarda sanki istismar onların suçuymuş gibi hissettirirler. Bir çocuk asla suçlu değildir. Yetişkinler bunu iyi bilmelidirler ve onların davranışlarının tüm sorumluluğunu kabul etmelidirler.”
Seminerin sonunda cinsel istismar ile ilgili eğitimlerin arttırılması, caydırıcı huuki düzenlemeler yapılması amacıyla imza kampanyası başlatıldı. İmzaların, TBMM Başkanlığı ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na iletileceği bildirildi.