Cinsel yolla yüzlerce hastalık ajanının bulaşabileceğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Banu Bingöl Günenç, bu hastalıklardan bazılarını şöyle sıraladı:
“Gonore, yani bel soğukluğu, sifiliz, yani frengi, klamidya, mikoplazma, üreoplazma gibi bakteriyel hastalıklar, trikomonas, vajinit gibi protozoan enfeksiyonları, hepatit B, hepatit C, AIDS, HIV ve HPV gibi virütik hastalıklar cinsel yolla bulaşan hastalıkların en belli başlılarıdır. Ancak belirttiğimiz gibi cinsel yolla yüzlerce enfeksiyon ajanı bulaşabilir.”
Genital enfeksiyonların her zaman belirti vermeyebileceğini söyleyen Opr. Dr. Günenç, “Bazı enfeksiyon ajanları kötü kokulu, yeşil-sarı renkte vajinal akıntı yapmakla birlikte, bazen çok hafif bir kaşıntı dışında hiçbir semptom vermeyebilir. İlerlemiş vakalarda ise ateş ve kasık ağrısına neden olabilir. Bu belirtiler görüldüğü zaman hemen bir jinekolojik değerlendirme yapılması gerekir” şeklinde konuştu.
ENFEKSİYONLAR KISIRLIK NEDENİ
Cinsel temas yoluyla bulaşan klamidya enfeksiyonları kadınlarda kokusuz sarı renkli akıntı, adet dönemi ortasında kanama ve cinsel ilişki sırasında kanama belirtileri verebileceği gibi, kimi zaman hiçbir bulguya yol açmayabiliyor. Bu durum, daha tehlikeli sonuçlar doğuruyor. Çünkü hastalık ilerleyerek tüplerde tıkanıklığa ve kısırlığa neden oluyor.
Erkeklerde ise peniste beyaz renkli akıntıya neden olan klamidya, idrar yaparken yanma ve sızıya yol açıyor.
Cinsel yolla geçen enfeksiyonlardan biri de gonore yani, bel soğukluğu. Kadınlarda bazen hiç belirti vermeyen hastalık, bazen de vajinal akıntı, adet düzensizliği, bel ağrısı gibi şikâyetlerle kendini gösteriyor. Renkli üretral akıntı ve idrar yaparken yanma gibi şikayetler de gonorenin erkeklerde görülen belirtileri.
KALP VE BEYNİ ETKİLEYEBİLİR, ÖLÜME NEDEN OLABİLİR
Frengi yani sifilis enfeksiyonu ise erken dönemde tedavi edilmezse kalp ve beyin gibi hayati organları etkileyerek ölüme neden olabiliyor.
HPV yani Human Papilloma Virüs, ‘insan siğil virüsü’ olarak da biliniyor. Cinsel ilişkiyle bulaşan virüs, vajinal ortamda ve dış genital sistemde siğillere neden oluyor. HPV enfeksiyonu cinsel ilişki ile geçen hastalıklar içerisinde en sık gözlenen viral hastalık olarak değerlendiriliyor. HPV kadınlarda rahim ağzı, vajen ve vulva kanserlerine neden oluyor. Erkeklerde ise penis ve anüs kanserine yol açan HPV enfeksiyonunun bazı durumlarda yemek borusu kanserine de neden olduğu belirtiliyor.
Genital enfeksiyonların uzman bir jinekolog tarafından değerlendirildikten sonra antibiyotik ve antifungal yani, mantar giderici ilaçlarla tedavi edildiğini belirten Dr. Günenç, cinsel yolla bulaşan ve çok ciddi sonuçlar doğurabilen HPV ile ilgili merak edilen diğer soruları ise şöyle yanıtladı:
HPV’nin hangi tipleri siğil, hangi tipleri kanser yapar?
Human Papilloma Virüsün 200 kadar tipi mevcuttur ve vücudun çeşitli bölgelerinde enfeksiyon yapmaktadır. 80 kadar tipi genital bölgede enfeksiyona neden olur. Bunlar genital siğiller ve rahim ağzı kanserine kadar giden lezyonlardır. HPV tip 6,11 genital siğillerden sorumludur. 16, 18, 31, 33, 35, 51, 52 gibi tipleri de rahim ağzı, vulva ve vajende kanser yapabilir.
Her siğil kanser habercisi olabilir mi?
Genital siğil ve kanser yapan HPV tipleri farklı olmakla birlikte beraber görülme olasılıkları da vardır. Bu nedenle genital siğil saptanan bir hasta, jinekolojik olarak değerlendirilmeli ve düzenli aralıklarla pap smear testi mutlaka yapılmalıdır.
Siğil tedavisi nasıl yapılır?
Bazı topikal kremler küçük boyuttaki siğilleri yok edebilmekle birlikte, yaygın lezyonlarda koterizasyon, yani siğili yakma ve lazer gibi işlemlerle tedavi edilir.
HPV aşısı kimlere yapılır?
HPV aşısı rahim ağzı kanserinin en sık etkeni olan HPV tip 16,18 ve genital siğillere (HPV tip 6,11) karşı geliştirilmiş bir aşıdır. 9 yaşından itibaren tüm kız çocuklarına koruma amaçlı uygulanabilir. Çok partnerli olmayan kadınlarda 45 yaşına kadar uygulanabileceği de kabul edilmektedir.
Erkeklere HPV aşısı uygulanabilir mi?
Şu ana kadar yapılan çalışmalarda, bu aşının erkekler üzerinde etkinliği gösterilemediğinden, erkekler üzerinde kullanımı henüz yoktur.
KORUNMASIZ CİNSEL İLİŞKİNİN SONU NEREYE VARIR?
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların sadece kadın veya erkek için değil, anne karnındaki bebek için de çok ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Dr. Günenç, “Tedavi edilmemiş veya tedavisi gecikmiş bir hastada, ateş ve karın içi yaygın enfeksiyon ölümle sonuçlanan bir tabloya kadar gidebilir.
Enfeksiyon kronik ise, tüpleri tıkayarak kısırlık ile sonuçlanabilir. HPV enfeksiyonları rahim ağzı, vulva ve vajina kanseri yapabilir. Gebelik sırasında var olan bakteriyel enfeksiyonlar yenidoğan bebekte menenjit ve ensefalit gibi ciddi hastalıklara yol açabilir. Kısacası, basit görülen bir vajinal akıntı, aslında hayatı ya da üreme yeteneğini tehdit eden bir hastalığa kolayca dönüşebilir. Bu nedenle cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda dikkatli ve hassas olmak çok önemlidir” dedi.
KONDOMUN KORUYUCULUĞU YÜZDE 60
Op. Dr. Banu Bingöl Günenç, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmak için neler yapılması gerektiğini ise şöyle özetledi:
“Öncelikle kondom kullanımı şart olmakla birlikte kondomun bazı enfeksiyonlara karşı koruma gücü azdır. Örneğin prezervatifin rahim ağzı kanseri ve genital siğillere karşı koruma oranı yüzde 60’dır. Ancak yine de kondom kullanmadan ilişkiye girmekten kaçınmak, tek partnerli olmak ve tek partnerli kişiler ile ilişkiyi tercih etmek, vajinal akıntı ve koku değişiklikleri gibi belirtiler görüldüğünde ise hemen bir jinekolojik değerlendirme yaptırmak cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada en önemli adımlardır.”
TÜLAY KARABAĞ / ntvmsnbc