Bir ülke ne kadar çok genişse o kadar çok kontrol gücüne önem verir ve kendisini emniyette hissetmeye gayret eder…Bu normal mantığa göre doğru bir yargı, akıllıca olan bir yol gibi görünür…Aslında öyle değildir…Osmanlı’nın üç kıtada altı yüz yıllık hükümranlığına bakıldığında bu durum çok net olarak anlaşılır…Azınlıklara evrensel değerler ve gerçek demokrasi doğrultusunda hakları ve özgürlükleri verilmedikçe sorun her geçen gün artar ve radikal unsurların beslenmesine zemin hazırlanır…
Kontrol etmeye güç kullanarak önem veren ve emniyette olmadığını düşünmeye başlayanların sonları hep kötü olmuştur. Bir insan, kurum veya ülke kendisini emniyette hissetmeye çok önem vermeye başlamışsa emniyette olmadığını da anlamış demektir…Bu anlayış aynı zamanda geriye döndürülemeyecek bir sürece de girilmiş olduğunu gösterir…
Unutmamak gerekir ki kişisel, kurumsal ve ülkeler bağlamında yapılanların hiç birisi karşılıksız kalmaz…Korkmaya, saldırgan olmaya başlamışsak eğer korkularımızı yaşamayı artık mukadderatımız halile getirmişiz demektir.Eninde sonunda korkularımız gerçeğimiz olur ve emniyette olduğumuzu artık kendimize bile kabul ettiremeyiz…Sonuç korkuların gerçeğe dönüşmesidir...Peki nedir bu gerçek ? Çin’in bölünmesidir…Bu kadar şiddetle farklı bir milletin insanlarına zulüm yapan zihniyetin sonu onları sonsuzluğa kadar kaybetmektir…Çin Müslümanları ve Türkleri sonsuzluğa kadar kaybetmiştir…
Geniş coğrafyaları kontrol etmek hakikaten kolay değildir…SSCB denilen büyük otorite geniş toprakları kontrol edip sınırları içinde yaşayanları büyük baskılar içinde tutmaya çalıştığı günleri hepimiz hatırlıyoruz…O zaman kendini koruma ve emniyette hissetme iç güdüsüyle etrafına saldırıyor ve masum kanı döküyordu.Bölündükten sonra bile hala bugün o topraklarda baskı unsurları tam olarak kaybolmamış fakat kısmen dünyanın gündeminden düşmüştür…
Şimdi Çin’i aynı son beklemeye başladı…Ülkelerin kaderleri de kişilerin kaderleri gibi birbirlerine benzerler…Zulüm yapan zulme maruz kalır…Özgürlükleri kendi vatandaşlarına ayrım yapmaksızın verenler yücelirken, kısıtlayanlar, baskı unsurlarını kullananlar ve vahşete çanak tutanlar akıttıkları kanların hesabını çok ciddi acılar çekerek verirler…Dünyada bu acıları çekecek çok ülke var…Hepsi hizaya girmişler ve kendilerine gelecek sırayı bekliyorlar…İlk sırada ABD geliyor…Yaklaşık beş yıl gibi bir süre zarfında Amerika Birleşik Devletleri’nin yerinde yeller esecek…Obama kuvvetle muhtemelen Birleşik Devletlerin son başkanı…
Sırasını bekleyen ikinci ülke Çin’dir…Bu ülkelerin korkmalarına gerek yok…Çünkü korkunun ecele faydası olmadığını söyleyen Türk Atasözünü şimdiye kadar öğrenmiş olmaları gerekiyor…Çin’in psikolojik ruh hali çok bozuk…Onlar bu günlerde eski SSCB’nin yaptığı zulmü geçerek dünyanın gözleri önünde daha korkunç bir vahşete imza atıyorlar…Oysa ki her imza sorumluluk ister…Altına imzamızı attığımız her evrak ve olay hayatın/hayatımızın sonuna kadar etkisini göstermeye devam eder…Bu etkide en çok etkilenen taraf maalesef hep imza sahibi olmuştur…
Çin’in sonu çok kötü…Buna tüm dünya inansın…Tıpkı dünya üzerinde diğer zulüm sahiplerinin de sonlarının kötü olması gibi. Çin çok ciddi acılar çekmeye mahkum bir ülke olacak…Hepimiz tarihin sahnesinde koltuklarımıza oturmuş olarak o günü seyredeceğiz. Tarihler boyunca sonu kötü bitmiş çok insan biliyoruz. Aynı şekilde pek çok medeniyet ve krallıklarda yaptıkları zulümlerden sonra aynı akıbeti yaşamak zorunda kalmışlardır…Çin bu akıbeti gördüğü için çıldırmış, ne yapacağını şaşırmış ve ellerinde keskin bıçakları ve satırlarıyla sokaklara çıkan saldırgan Çinliler Müslüman Uygur Türklerini parçalayarak kesmeye kadar vardırmışlardır…
Sayıları üç bine ulaşan şehit Uygur soydaşlarımızın cenaze namazını Fatih camiinde kılıyorken insanların öfkesi ve göz yaşları görülmeye değerdi…Bu öfkenin ve göz yaşlarının sonu bölgenin bir ateş topuna dönüşeceğinin habercisidir...Anadolu Gençlik Derneği’nin okuttuğu kuran ölülerin ruhlarına gönderildi…Pazar günü Çağlayan’da miting yapılacak…Duyarlılığını kaybetmemiş Müslümanlar orada olacaklar. Diğerleri piknikte, tatilde, gezip tozmakta olabilirler…Çin aklını başına almazsa ve ruh halini düzelterek kendine güven duymaya başlamazsa korkarız akıttığı kanların hesabını çok geçmeden verecek ve parçalanma sürecinde Amerika’yı bile sollayacaktır…
Dr.Recai Yahyaoğlu