Arzu etmediğiniz halde yaptığınız bir şey oldu mu? Mecbur olduklarımızı yaptığımız dış dünyadan ayrılıp tam anlamıyla hürriyet ve şans eşitliği bulunan bir dünya davet ediyorum sizi. Yüzde yüz mülkiyet hakkını elinizde bulundurduğunuz iç dünyanıza.
İyilik gibi kötülük de insanın içindedir. Onun içindir ki insan aslında hiçbir dış kuvvetin etkisiyle ıslah edilemez, sadece davranışı değiştirilebilir ve bu da dış dünyaya hitabet eden bir sonuç olur. Peki ya iç dünyamız? İnsanın iç dünyasına doğru yolculuğa çıktığınızda ruha gidersiniz. Modern dünyanın zorla alıştırma ve terbiye usullerinin kabul görmediğini, “çocuğumuz istediklerimizi yapmıyor” şikâyetiyle gelen pek çok aileden defalarca dinledim. Anlatılanlardan çıkan sonuç; İnsanda olması istenen “hakiki ahlak anlayışı”na uygun davranışı geliştirmek için yapılan “ısrar etme” esasına dayanan terbiyenin aciz kaldığıdır. Bu ısrarcı terbiye hayvanda sonuç verebilir ama insanda vermez. Zorla alıştırma insanda aciz kalır çünkü insanın akleden bir ruhu vardır. İnsanda da sonuç verdiğini düşünenleriniz olduğunu biliyorum. Evet; görünüşte davranışta bir değişim olur fakat bu sahte ve içselleştirilmemiş bir davranıştır. Yani fırsatın bulunduğu ilk gün bu davranış terk edilecektir. İşte ruha ulaşan ve ahlaki anlamda bir değişime sebebiyet vermesi istenen hakiki terbiye ile zorla alıştırma arasındaki fark budur.
Ahlak her zaman ölçülüdür ve kendi faaliyetlerimizde bir şuur göstermemizi, irade sahibi olarak hareket etmemizi sağlar. İrade kullanmadığımız yerde aslında arzu etmediğimiz halde yaptığımız davranışlar çıkacaktır karşımıza. Bütün bu izahata rağmen “hakiki ahlak” ile “ısrarcı terbiye” arasındaki fark yeterince açıklanmış olmadı. Bilinsin ki yeryüzünde hiçbir canlı ahlaklı değildir, insanoğlu hariç. Tabi bunun farkına varırsa. Bu farkındalık Sartre’in “Cehennemde ne masum mağdurlar ne de masum mahkûmlar vardır” sözü ile özetlenebilir.
Aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir dünyanın kapılarını açmak için birilerinin size ısrar etmesini beklemeyin. Ve kendinizle kuracağınız diyaloga şu cümle ile başlayın;
“Ben seni dışarılarda ararken, sen hep benim kendi evimde idin.”