MİLLİYET - Kardiyolog Dr. Güven Caner’le konuşuyoruz, Intermed’de akşam saatleri. Sabah Güven’in check-up’ları, sonra da muayene hastalarından bütün gün sohbete vakit bulamamıştık.
Yazılarımı okuyanlar artık biliyor, bizler sınıf arkadaşıyız ya uzun süre konuşmadan duramayız. Sohbetler de hep havadan sudan başlar, nasıl olursa olur, muhakkak tıbbi konulara gelir.
Bugün de öyle oldu. Formula 1’den bahsediyorduk. Pilotların nabız sayıları virajlarda mı daha yükselir, yoksa düzlükte 300’lü kilometreleri geçtiklerinde mi, acaba hangisi daha çok stres kaynağı, onu konuşuyorduk. Sonra geldik normal kişilerdeki stres altındaki kalp atımlarına ve oradan da çarpıntılara. ''Güven, bu konuştuklarımızı bir toparla da yazayım. Aslında herkesi yakından ilgilendiren bir konu bu'' dedim. Anlattı uzun uzun, ben de yazdım.
Hemen herkes, hayatının bir döneminde çarpıntıdan yakınmıştır. Bu, bazılarında kısa süren ve kendiliğinden geçen çarpıntılar şeklinde olurken, bazılarında uzun süren inatçı, kişiyi doktora ya da acil servise gitmek zorunda bırakan çarpıntılar şeklinde olur. Bazıları bunu kalbin hızlı çalışması şeklinde hissederken, bazıları da kalpte düzensiz çalışma şeklinde hissederler.
Normal atım ne olmalı?
Normal bir erişkinde kalp atım sayısı istirahatte dakikada 60 - 90 arasındadır. Ancak 40’ın altına inmedikten ve 100’ün üstüne çıkmadıktan sonra sorun yoktur. İstirahatteki kalp atım sayısı kişinin antrenmanlı olup olmamasıyla yakın ilgilidir. Ağır spor yapanlarda istirahatteki kalp atım hızı yavaştır.
Örneğin maraton koşucularının kalbi istirahatte genellikle 40 civarındadır. Ya da hiç spor yapmamış, ama ağır bedensel faaliyet gerektiren işlerde çalışmış olan birinin kalbi de, tıpkı sporcu kalbi gibi yavaş çalışır.
İstirahatte ya da hafif bir eforda, çarpıntıdan yakınan hasta karşısında akla ilk gelen tabii ki organik kalp hastalıklarıdır. Organik kalp hastalığı demek, kalbin kendi yapısından kaynaklanan, yani kalbin kendisine ait hastalıklar demektir.
Kalp yetmezliği, kalp kapakçıklarındaki sorunlar, kalp kasının çeşitli hastalıkları, doğuştan olan kalp anomalileri, kalbin elektrik sistemiyle ilgili bazı sorunları gibi. Organik kalp hastalıklarının çoğu zaman ilk bulgusu, çarpıntıdır. Çarpıntıdan yakınan her hastada, altta organik bir kalp hastalığı olup olmadığı araştırılmalı, varsa ona göre tedavi yöntemi uygulanmalıdır.
Neler yapılmalı?
Kalpteki düzensiz çalışmanın, yani ritm bozukluklarının pek çok çeşidi vardır. Organik nedene bağlı olanı, olmayanı olduğu gibi, tedavi gerektiren yada gerektirmeyeni vardır. Tabii ki bu konuda karar, gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra doktor tarafından verilir.
Tanı koymak açısından hekimlerin en büyük yardımcısı 24 saat EKG kaydı yapan ritm holteri dediğimiz alettir. Bu kayıt bir bilgisayar aracılığıyla incelendiğinde kalp ritminde nasıl değişiklikler olduğunu ortaya çıkar. Bu sayede muayene ve EKG’de yakalanamayan, gelip geçici ritm bozukluklarını yakalamak mümkündür.
''Çarpıntım var, geçer şimdi, zaten bu devirde çarpıntısı olmayan yok ki'' dememelisiniz, bu çarpıntı hissi tamamıyla önemsiz bir durum olabileceği gibi, takibi ve tedavisi gereken ciddi durumların da ön habercisi olabilir.
Çarpıntının nedenleri
Her çarpıntının altında organik bir kalp hastalığı olması gerekmez. Kalp dışında da çarpıntı yapan pek çok nedenden biri kansızlıktır. Kansızlık sorunu olan bir kişide kalbin vücudun ihtiyacı kadar kanı pompalayabilmesi için, daha çok çalışmak zorunda kalması doğaldır. Kan değerleri normale dönmeden, çarpıntı geçmez.
Çarpıntıya neden olan ve sıkça görülen bir başka neden tiroid bezinin fazla çalışması yani ''hipertiroidi''dir. Hipertiroidide çarpıntının yanında aşırı terleme, yemeye rağmen zayıflama, gözlerde dışarı doğru fırlama, ellerde titreme, aşırı sinir gibi başka bulgular da mevcuttur. Klinik muayene ve kanda tiroid hormonu düzeyleri ölçülerek tanı konması kolaydır.
En sık görülen çarpıntı nedenlerden biri de üzüntü, sıkıntı ve strese bağlı çarpıntılardır.
Aşırı çay, kahve, sigara da çarpıntı yapar.
Bunların dışında hiçbir nedene bağlanamayan, ''paroksismal taşikardi'' denen bir çarpıntı türü vardır. Oldukça sık görülen bu tür çarpıntıda, kalp atım sayısı bazen 170-200 civarlarına kadar yükselir. Bazen kendiliğinden geçer, bazen ilaçlarla geçirilir. Bazen de hafif bir genel anestezi altında, elektrik şoku ile düzeltilebilir. Nadiren de olsa, bu tür inatçı çarpıntılarda, hastaya çarpıntıyı önleyen kalp pili takmak zorunluluğu da ortaya çıkabilir.