Çalışma Şartları Erkekte Kısırlık Nedeni!

Beslenme, yaşam koşulları, çalışma şartları, stres gibi faktörlerin üreme sağlığını etkilediği biliniyor. Araştırmalar, çevresel faktörlerin erkek kısırlığında daha etkili olduğunu gösteriyor.

Üreme sağlığını çok sayıda faktör belirliyor ancak erkeklerin üreme potansiyeli çevresel faktörlerden çok daha fazla etkileniyor. Kadınlarda durum biraz farklı çünkü kadınlar dünyaya gelirken belirli bir yumurta rezervine sahip oluyor. Yani kadın yumurtası erkek spermi gibi sonradan üretilmiyor. 

Ozon tabakasının delinmesi ile ortaya çıkan zararlı etkilerden, katkı maddeleri içeren besinler bile erkekler için kısırlık nedeni olabiliyor. Araştırmalara göre, baba adayının beden kitle endeksinin de kısırlık üzerinde etkili olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Hakan Özörnek, “Sigara kullanımı, kimyasallar ile iç içe olunan çalışma koşulları da erkek kısırlığının nedenleri arasında. Özellikle solvent, boya, lastik, petrol türevleri, kuru temizleme, matbaa ortamında çalışanlar bu açıdan risk altında” diyor.

Öte yandan testislerin sıcaklığını artıracak çalışma şartları da kısırlıkta rol oynuyor. Sauna, hamam işçileri, uzun yol şoförleri, fırıncılar gibi aşırı sıcak ortamlarda uzun süre kalan erkekler kısırlık tehlikesi altında.

"HABERCİLER VE TELEVİZYONCULAR DA RİSK ALTINDA"

Dr. Özörnek’in teknoloji ile çok iç içe olanlara da iyi haberleri yok. Çünkü uzun süre diz üstü bilgisayarları kucağında kullananlarda da kısırlık riski artıyor. “Kötü bir haber de televizyoncular için” diyen Özörnek’e göre, televizyoncular ile kurgu ve kamera servislerinde çalışanlar da ciddi risk altında.
Cep telefonları, 3G teknolojisi ile canlı yayına izin veren sırt çantaları da yaydıkları güçlü elektromanyetik alan nedeniyle kısırlık faktörleri arasında yer alıyor.
 

"ANNE-BABALIK MUTFAKTA BAŞLIYOR"

Üreme sağlığı açısından beslenmenin de çok önemli olduğunu aktaran Dr. Özörnek’in bu konudaki görüşleri ise şöyle: “Sağlıklı ve dengeli beslenmek hem erkeğin hem de kadının çocuk sahibi olma şansını artırabiliyor. Örneğin çok sağlıklı olduğunu düşündüğümüz deniz ürünlerini dikkatli tüketmek gerekiyor. Özellikle dip balıkları ve kabuklu deniz ürünlerinin yerine soğuk denizlerden ve okyanuslardan gelen balıkların (somon gibi) tercih edilmesi daha doğru. 

5 BARDAKTAN FAZLA KAHVE İÇMEYİN

Çay ve kahve de fazla tüketildiğinde üremeye engel oluyor. Araştırmalar günde 5 fincan ve daha fazla kahve tüketenlerde üreme oranlarının düştüğünü gösteriyor. Günde 2 bardaktan fazla çay tüketimi de önerilmiyor.”

“KAHVALTININ DOĞURGANLIKLA BİR İLGİSİ OLMALI”

Cemal Süreya’nın, “Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” dizelerine atıfta bulunan Dr. Özörnek, “Cemal Süreya, hem kahvaltının yarattığı duyguyu hem de aslında kahvaltının önemini ne de güzel anlatmış” diyerek beslenmenin üreme sağlığı üzerindeki etkileri hakkında şunları söylüyor:

“Bir araştırma; PCOS’lu (poliksitik over sendromu) kadınların güne güzel ve sıkı bir kahvaltı ile başlamalarının doğurganlık üzerine olumlu etkisi olabileceğini ortaya koyuyor. Tel Aviv Üniversitesi'nden bilim insanlarının 90 gün süren araştırması; beden kitle endekslerinde belirgin bir farklılık ortaya çıkmasa da günlük kalorinin büyük kısmını akşam saatlerinde tüketenlerde insülin ve testosteron düzeylerinin yüksek olduğunu göstermiştir.
Günlük kalorinin büyük kısmını kahvaltıda alanlarda % 56 daha az insülin direnci görülmüş ve testosteron seviyelerinde % 50'lik düşüş tespit edilmiş.
Ayrıca, sabah kahvaltısını daha yüksek kalori ile yapan grupta insülin ve testosteron düzeylerinin düştüğü ve ovülasyon (yumurtlama) oranının % 50 arttığı gözlenmiştir.”

KALORİNİN GÜN İÇİNDEKİ DAĞILIMI ÖNEMLİ

Doktorlar çoğu zaman PCOS hastalarının insülin seviyelerini yönetmek amacıyla kilo vermelerini önerse de doğurganlık sorunu yaşayan pek çok kadının aşırı kilolu olmadığını söyleyen Dr. Özörnek, “Araştırmada alınan kaloriden ziyade, bu kalorinin gün içindeki dağılımının önemli olduğu ve kadınlarda insülin ve testosteron düzeylerinin artmasının doğurganlığı azalttığı da vurgulandı” değerlendirmesinde bulundu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Genel-sağlık Haberleri