Çalışan anneleri en çok zorlayan sahnelerden biri sabahları çocuktan ayrılma zamanının geldiği anlardır. Annelerin en sık dile getirdiği "anne işe gitme" diyerek çocuğun ağlaması, anneden ayrılmamak için çabalaması veya yuvanın önünde arabadan inmemek, okulun kapısında anneden ayrılmamak için diretilen dakikalardır.
Kadıköy Şifa Hastanesi uzmanlarından Psikolog Fatma Tosun, sabahları 'ayrılık saatlerinde' yaşanan sorunların anneleri kaygılandırdığını ve "Acaba yanlış mı karar verdim?", "Çalışmasam daha mı iyi olurdu?", "İşi bıraksam mı?", "Ben iyi bir anne miyim?" vs. gibi soruları defalarca kendilerine sorduklarını söyledi. Tosun, çalışan annenin çocukla ilgili ortaya çıkan sorunları 'çalışan anne' olduğuna, yeterli ilgiyi ve sevgiyi çocuğuna gösteremediğine bağladığını belirtti. Bunun yanlış olduğunu ifade eden Tosun, "Öncelikle anneler, her sorunda faturayı kendilerine çıkarmaktan vazgeçmelidir." dedi. Çalışan kadının en büyük sorununun evdeki ve işyerindeki sorumlulukların getirdiği yüklerden dolayı zamanla oluşan yorgunluk ve bıkkınlık olduğunu dile getiren Tosun, "Bu nedenle çocukla ve evle ilgili sorumlulukları eşiyle paylaşmalıdır." diye konuştu.
Fatma Tosun, annelere şu tavsiyelerde bulundu: "Çocuğunuzu bakıcıya ya da okula bırakırken ağladığında, sizden güçlükle ayrıldığında; bu yaştaki bir çocuk için bunun normal bir davranış olduğunu kabullenin. Kendinizi suçlu hissetmeyin. Onu susturmak için ikna etmeye çalışmayın. Ağlaması sürse dahi bu sahneyi çok uzatmayın."
En çok yapılan hatalar:
Çocuğuna yeteri kadar ilgi gösteremediğini düşünen anne, kendini suçlu hissederek vaktinin çoğunu çocuğuna ayırır. Aşırı ilgi gösterir.
Sınır koymakta güçlük yaşar, tolerans düzeyi yüksek davranışlar sergiler.
Çocuğun her istediğini almaya çalışır.
Suçluluk duygusuyla "HAYIR" demesi gereken yerlerde "EVET" der. Böylelikle aşırı ilgi ve ilgisizlik arasında gidip gelindiğinde çocukta denge bozulabilir.